Fransa’nýn bebek patlamasý...

Geçtiðimiz günleri  hayli telaþlý geçirdiðimi söylemeliyim: Dede oldum!..

Oðlum Adnan Özgür ile gelin kýzým Irmak, bana, tüm ailemize çok hoþ bir hediye verdiler, minik Asya’mýz, dünyaya merhaba dedi... Meraklý bakýþlý, -þimdilik- sakin görünen en küçük dünyalýlardan...

Oðlum ve gelin kýzýmla ayný zamanda meslektaþýz... Ýkisi de, merkezi Fransa’nýn Lyon kentinde bulunan Euronews haber kanalýnda editör olarak görev yapýyorlar... Doðum da Fransa topraklarýnda gerçekleþti... Bu vesileyle, Fransýz devletine bir dede olarak teþekkür borcum var... Doðumun gerçekleþtiði Croix Rousse Hastanesi, devlete ait. Annenin gerek hamileliði sürecinde, gerek doðumunda mükemmel bir çalýþma yürüttüler... Son derece titiz incelemeler, tahliller ile bir doðumun kazasýz-belasýz gerçekleþmesi için çok disiplinli çaba gösterdiler... Bütün bu süreçte, evlatlarým, kendilerini bir yabancý ülkede asla hissetmediler, en küçük ayrýmcýlýk ile karþýlaþmadýlar, aksine, doktor ve saðlýk personeli, belki de bu tür görüntü vermekten duyduklarý kaygý ile bazý kaprislerimizi hep, gülümseyerek karþýladýlar...

Çok çocuklu Fransýz aileler!..

Fransa, yýllardýr, aþýrý yaþlanmýþ nüfusunun verdiði “yüksek huzur” nedeniyle bana biraz sýkýcý gelmiþtir...Sokaklarý, Türkiye gibi, dinamik ülkeleri severim...

Gazeteci, torun telaþý yaþasa da, bulunduðu yeri, yakýndan incelemekten duramýyor ya, biraz gözüm yan odalardaydý... Genç Fransýz babalarýn, yeni doðum yapan eþlerini, ellerinde bir veya iki çocukla ziyaret ettiklerini görmek þaþýrtýcýydý...Ziyarete gelen genç çiftlerin de en az iki-üç çocuklarýnýn olmasý dikkat çekiciydi...

Irmak, “Burasý artýk böyle baba, benim doktorumun tam dört çocuðu var” diyerek gözümü açtý...

Hani,biz buralarda “üç çocuklu aile modelini” tartýþýp duruyoruz ya, sokaklarý hýzla gençleþen Fransa’da durum ne?

Ýstatistikler ilginç noktalarý iþaret ediyor...

Yüzde 100 artan oran!..

2002 yýlýnda Fransa’nýn nüfus artýþ oraný binde 3!.. Bu tür bir rakam, o ülkenin nüfusunun artmadýðýnýn iþareti... 2012 yýlýnda Fransa’nýn nüfus artýþ oraný binde 6!..

Yani... Aradan geçen 10 yýl içinde Fransa, nüfus artýþ oranýný yüzde 100 oranýnda yukarý çekmiþ... 2002 yýlýnda binde 11 olan doðum oraný, 2012 yýlýnda binde 13’e ulaþmýþ... Bu rakamlar, her bin kiþiye düþen doðum miktarýný gösteriyor... Fransa, 1960’lý yýllardan sonra sistemli olarak düþen nüfus büyüme hýzýný, son yýllarda yeniden toparlamayý baþarmýþ...

Tabii hemen Türkiye’deki duruma baktým...

Türkiye’nin yýllýk nüfus artýþ oraný, yüzde 1.2... Ama doðum oraný hiç deðiþmiyor... Fransa’nýn düzeyinde... Son 10 yýlda her yýl binde 12-13 düzeyinde seyrediyor...Artýþ-eksiliþ yok, hep ayný...

Bu durum, bakýn, istatistiklerde hangi çok önemli noktaya yansýyor...

Fransa’da bir kadýna düþen çocuk miktarý (doðurganlýk oraný), 2.3... Yani, her Fransýz kadýnýn, 2’den biraz fazla çocuðu var anlamýna geliyor bu rakam... Sýký durun... Türkiye’de bir kadýna düþen çocuk miktarý da 2.3...

Hep, çok ve bilinçsiz doðurduðunu savunduðumuz Türk kadýnýnýn, Fransýz kadýnýndan bir farký yok...

Durum Avrupa ile ayný...

Dilerseniz, bu konudaki tartýþmalara hiç deðilse “bilimsel” zemin oluþturmasý amacýyla, birkaç rakam daha vereyim. Doðurganlýk oranýnda Ýrlandalý kadýnlar, 2.7 çocukla Türk kadýnýnýn önünde, Ýngiliz ve Ýsveçli kadýnlar ise, 1.98 (iki demek) ile hemen yaný baþýnda yer alýyorlar.  Danimarkalý ve Finlandiyalý bir kadýnýn 1.87, Hollandalý kadýnýn ise 1.79 çocuðu bulunuyor...

Lyon, mütevazi bir Fransýz kenti... Croix Rousse Hastanesi’nin doðum bölümünde yaþanýlan olaðanüstü hareketliliði gördükçe, Avrupa’da bir þeylerin hýzla deðiþtiðini anlamak mümkün... Rakamlar da bunu gösteriyor zaten...

Bir çarpýcý rakam daha vereyim: Ýspanya’nýn nüfus büyüme hýzý 2002 yýlýnda binde 1... (Yanlýþ okumadýnýz, binde bir) Bugün binde 6, yani Türkiye’nin yarýsý bir oraný yakalamýþ durumdalar. Rakamlar, Ýspanya’nýn nüfus artýþ hýzýnýn son 10 yýlda, yüzde 600 yükseldiðini gösteriyor...(Geçtiðimiz aylarda eþimle Barselona ve Valensiya’ya yaptýðýmýz ziyarette çok çocuklu genç Ýspanyol aileleri görünce bunu anlamýþtýk, rakamlar teyid etti...)

SON SÖZ: Türkiye, bugün, Avrupa’nýn en genç ve dinamik nüfusuna sahip. Avrupa Birliði ile gelecekteki iliþkileri belirleyecek önemde bir durum bu... Fakat, diðer yanda doða kendi hükmünü yürütüyor... Yarýn, Avrupa’nýn iddialý devletleri, (biraz Almanya’nýn iþi zor gibi görünüyor bu konuda, nüfusun büyüme oraný 2005’te yüzde sýfýrdý, bugün eksi binde 2 oranýnda) gençleþen nüfuslarýyla karþýmýza çýkabilirler.