‘Fransýz istihbaratý’ deyip geçmeyin

“Bakalým ilk kim dikkat çekecek?” diye düþünürken ‘Fransýz istihbaratý bilgi sahibi olmalý’ kocaman baþlýðýyla karþýlaþtýmMilliyet’te... PKK’yla ilintili üç kadýnýn Paris’te hayatlarýný kaybetmesine yol açan olayýn üzerinden neredeyse bir hafta geçtiði halde suçlunun ‘kim’ olduðu hususunda hiçbir ‘somut’ bilginin paylaþýlmamasý gözleri Fransýz istihbaratýna çevirir elbette...

Günümüz teknolojisi en çok ‘kriminoloji’ alanýnda harika sonuçlar veriyor. Ýster âdi suç olsun, ister siyasi bir cürüm, fark etmiyor; olay yeri inceleme ekipleri ve özel eðitimli uzman polisler kýsa sürede suçluyu ortaya çýkarýyor. Eskisi gibi yoðun ‘fâili meçhul’ dosyalarý yoksa, en önemli sebebi budur.

Tabii bir de olaylarýn üzerinin örtülü kalmamasý yolundaki irade...

‘Fransýz istihbaratý’ný hafife almayýn; Alexander de Marenches (1921-1985) adlý efsaneleþmiþ istihbarat þefi sayesinde dünyanýn en etkili servislerinden biri haline gelmiþtir SDECE. Yalnýzca milli servisin baþýnda deðildi; CIA’nin baþýndaki Baba Bush ile birlikte oluþturduðu ‘Safari Kulüp’içerisinde Suudi Arabistan, Mýsýr, Fas ve Ýran ile ortak operasyonlar da düzenledi de Marenches...

CIA iþin içindeydi. ‘Safari Kulüp’ operasyonlarýna finansmaný Suudi Arabistan, teknik altyapýyý da Fransa saðlamaktaydý. Toplantýlarýna ara ara Ýsrail istihbarat þeflerinin katýldýðý da biliniyor. Bir dönem MÝT de kulüp çalýþmalarýnda bulunmuþtu.

Kulüp, operasyonlarý için gereken parayý ânýnda devreye sokabilmek için, BCCI adýyla bir de banka kurmuþtu. Dünyanýn her tarafýndaki ortak operasyonlar BCCI’dan besleniyordu. Sovyet iþgali altýna düþen Afganistan’da, Sovyetler’in kýþkýrtmasýyla komþusuna saldýran Etiyopya’ya karþý savaþan Somali’de çok iþe yaradý ‘Safari Kulüp’; en büyük baþarýsý ise Enver Sedat’ýn Kudüs’ü ziyaretiyle baþlayan ‘Ýsrail-Mýsýr’ barýþýydý (1977).

Ýran’da 1979 yýlýnda gerçekleþen Ýslâm Devrimi sonrasýnda ele geçen gizli belgeleri inceleyen Mýsýrlý gazeteci Muhammed Hasaneyn Heykel varlýðýný ve operasyonlarýný fâþ edince ‘Safari Kulüp’ çalýþmalarý sona erdi. Ancak Fransýz istihbaratýnýn Ortadoðu’daki örgütlerle iliþkisi hep devam etti.

Vatikan tarafýndan özel bir soruþturma konusu yapýlan Mehmet Ali Aðca’nýn merkezinde olduðu ‘Papa’ya suikast giriþimi’ de, hazýrlandýðý söylenen rapora göre, Fransýz istihbaratýyla bir biçimde iliþkiliydi. Papa 2. Jean Paul’ün Vatikan’a getirdiði yeni zihniyetle sorunu olan Fransýz bir kardinal, varlýðýný Hýristiyanlýða zarar verici bulduðu için istihbarat örgütünün kapýsýný çalmýþ, de Marenches de iliþkide olduðu bir ülkeden yardým istemiþti.

Kendisine isimleri teþhir etmeme þartýyla verilen Vatikan raporunu roman haline getiren New York Times’ýn Tad Szulc adlý Katolik yazarý, o ülkenin ismini Türkçeye de çevrilen ‘Papa’yý Öldürmek’ kitabýnda veriyor: Türkiye... Aðca Roma’ya giderken kendisini örgütünün görevlendirdiðini sanýyordu; ona suikast emrini veren örgüt de, görevlendirmeyi Fransa’daki uzantýsý istediði için yapmanýn gönül rahatlýðý içindeydi. Oysa Türkiye’deki örgütün Fransa’daki uzantýsý Fransýz istihbarat servisinin þantaj baskýsý altýndaydý.

Papa’yý vuran silâhý tutan el bir Türk’e ait olsa da tetiði çektiren iradenin sahibi Paris’teydi, Tad Szulc’a göre...

Geçmiþi böylesine ‘parlak’ baþarýlarla dolu bir istihbarat servisine sahip Fransa’da, Paris’in tam ortasýnda, Gare du Norde istasyonuna bitiþik ve önünden geçenin fotoðrafla tespit edildiði bir binada ölü bulunmuþ üç kadýnýn fâili, aradan bir haftaya yakýn bir zaman geçmiþ olmasýna raðmen, hâlâ meçhul...

Olacak þey deðil.

Fransa Cumhurbaþkaný Françoise Hollande’ýn, “Birini iyi tanýrdýk, sýkça görüþürdük” dediðini de unutmuþ deðilim.

Acaba kendisi bizzat mý görüþürdü, yoksa görüþen devlet görevlilerinin yazdýðý raporlarý okuyarak mý görüþmelerden bilgi sahibi olurdu Hollande? Son buluþmada hayatýna mâl olacak þeyler söylemiþ olabilir mi görüþtükleri kiþi?

Milliyet’in kuþkusu çok yerinde: Fransýz istihbaratý bilgi sahibi olmalý...