Futbol sadece futbol değildir

Flaş transferler, şok istifalar ve ateşli tartışmalarla yeşil sahalarda heyecan zirveye vurmuşken beyazperdedeki futbol hikayelerine bir göz atalım dedik.

SİNEMA ve futbol, insanları heyecanlandıran, peşinde koşturan iki kavram. Futbol yeşil sahada oynanıyor ama aslında insanların bütün hayatını etkiliyor. Çoğumuz onunla sevinip üzülüyoruz. Hatta tuttuğumuz takım yenildiğinde ertesi gün işe bile gitmek istemeyenlerimiz oluyor. Kolay mı? O işyerinde ‘dalga geçmek için’ bizi bekleyen karşı takımın taraftarı her daim hazır! İngiliz yazar Simon Kuper’in dediği gibi “Futbol asla sadece futbol değildir.” Peki futbol nedir? Bunun cevabını belki beyazperdede bulabiliriz. Sinema hayatımızın yansıması demiyor muyuz? Peki bu sinema futbol için ne diyor? Futbolu ve taraftarlığı konu edinen filmleri topladık sizin için. İki başlığa ayırdık. Bir yeşil saha içindeki futbolu konu edinen filmler bir de yüreğimizdeki futbolu anlatanlar. Taraftarlık ve holiganizm bu filmlerde biraz içiçe geçmiş. Zaten gerçek hayatta da öyle değil mi? Bu iki kategori dışında Türk sinemasında da bir yerinden futbola bulaşmış filmleri sizin için listeledik. İşte dörtbaşı mamur futbolun sineması..

TARAFTAR FİLMLERİ

Hillsborogh (1996) 15 Nisan 1989’da ünlü futbolcu Steven Gerrard’ın 10 yaşındaki yeğeninin de aralarında bulunduğu, Liverpool-Nottingham Forest F.A Cup maçında 95 kişinin ezilerek öldüğü faciayı konu alan film...

Fever Pitch (1997) Arsenal fanı bir öğretmenin futbola olan tutkusunu zaman zaman çocukluğuna inerek de anlatan bu filmde Colin Firth başrolde. Özellikle Arsenal fanları bu filmi kaçırmasın derim.

The Football Factory (2004) Sert bir holigan filmi. Mean Machine’de de oyanayan Dany Dyer başrolde. Millwall ve Chelsea holiganlarının hayatlarına yakın plan çekim yapılıyor.

Green Street Hooligans (2005) Rastlantı eseri İngiltere’ye gelen Amerikalı bir öğrencinin West Ham United taraftar grubunun içine girdikten sonra yaşadıklarını anlatan ve taraftar filmleri içinde klasik olan bir eser.

The Firm (2009) The Football Factory’ nin yönetmeni Nick Love’dan bir futbol filmi daha. “Hayatımda break dance ve ot içmekten başka bir şey daha olmalı” diyen Dominic’in (Calum McNab) West Hamlı holigan grupla yollarının kesişmesini anlatıyor.

Looking For Eric (2009) Manchester United’a gönül vermiş ve bir Eric Cantona hayranı olan postacı Eric Bishop, hayatı yokuş aşağı giderken kendine hayali bir arkadaş bulur: Eric Cantona...

Das Wunder von Bern (2003) 1954 Dünya Kupası, Türkiye’nin katıldığı ilk büyük turnuva olması nedeniyle ülkemizde ayrı bir yere sahip. II. Dünya Savaşı’nda ağır bir yenilgi alan Almanlar, kırık gururlarını bu turnuvadaki zaferleriyle bir nebze olsun onarmıştı. .

Mean Machine (2001) Wimbeldon’ın delisi Vinnie Jones futbolu bıraktıktan
sonra sert mizacını bu sefer beyazperdede ‘mahkumları gardiyanlara karşı örgütleyerek’ gösteriyor.

Tanrı’nın Eli (2007) Futbol oyunundan daha çok insan hikayelerine ilgi duyanların beğeneceği türden bir biyografi olan filmin adı, Maradona’nın maç sonrası bir televizyon muhabirinin yönelttiği “Golü kafa ile mi, el ile mi attın?” sorusuna verdiği ironik cevaptan geliyor.

Maradona (2008) Emir Kusturica’nın yönettiği belgeselde, dünyanın en iyi futbolcularından biri gösterilen Maradona’nın uyuşturucuyla inişe geçen şöhretini ve özel hayatını anlatıyor.

Cehennemde İki Devre (1962) Sinema tarihinin ilk futbol filmi olarak anılan yapıt, usta Macar yönetmen Zoltan Fabri’nin imzasını taşıyor. Zafere Kaçış’ın esin kaynağı olan eser, SS kampındaki mahkum Macarlar ile Alman subayların maçına odaklanıyor.

Libero (1973) Alman futbolunun efsane ismi Franz Beckenbauer’in hayatındaki iniş çıkışları anlatan ve futbolcunun kendisini canlandırdığı filmin yönetmeni ise Wigbert Wicker.

Zafere Kaçış (1981) John Huston’ın yönettiği, Sylvester Stallone, Michael Caine’in yanı sıra yaşayan futbol efsanesi Pelé’nin de yer aldığı unutulmaz film de II. Dünya Savaşı’nda esir düşen bir grup askerin kaçış planı anlatılıyor.

The Game of their Lives (2005) Geoffrey Douglas’ ın aynı adlı kitabından Angelo Pizzo tarafından senaryolaştırılan film, 1950 Dünya Kupası’na katılan ABD Milli takımının Brezilya’da İngiltere’yi 1-0 yendiği maçta elde ettiği başarıyı anlatıyor.

Zidane, un portrait du 21e siecle (2006) Zinedine Zidane  23 Nisan 2005 tarihinde Santiago Bernabeu stadında oynanan Real Madrid-Villa Real maçının 90 dakikasında 19 ayrı kamera ile akıttığı terin parıldayışına kadar görüntülendi ve ortaya bu film çıktı.

İki Escobar (2010) Kolombiya’da Pablo Escobar dünyanın en zengin, en güçlü uyuşturucu taciriyken Andres Escobar ise Kolombiya’nın en büyük futbol yıldızıydı. Kişisel bir bağlantıları yoktu ama kaderleri birbirine dolanmıştı...

Bend It Like Beckham (2002) İngiltere’de yaşayan Hintli bir kızın futbola olan tutkusunun hikayesi.

A Shot at Glory (2000) Düşüşe geçen eski bir golcünün öyküsünü anlatan filmde İskoç futbolcu Ally McCoist ve ünlü oyuncu Robert Duvall adeta döktürüyor.

Goal serisi (2006-2007-2009): Küçük yaşta ailesiyle Amerika’ya göç eden Meksikalı Munez’in tek hayali, bir gün futbol yıldızı olabilmektir.

Gracie (2007) Gracie, New Jersey’de üç erkek kardeşin içinde tek kızdır. Umut vaadeden bir futbolcu olan ağabeyinin kazada ölmesinden sonra onun anısını taze tutmak için futbola başlar.

The Damned United (2009) Efsane teknik direktör Brian Clough’un Leeds United’ta oyuncuyken attığı 44 golü anlatan, hatırı sayılır bir film.

Kicking It (2008) Evsizler Dünya Kupası 2003’ten beri düzenlenen  bir futbol turnuvası... Kicking It, 2006’da Güney Afrika’nın ev sahipliğini yaptığı bu turnuvayı, altı oyuncuyu merkeze alarak anlatıyor.