Futbol yok galibiyet var!

Fenerbahçe maçın daha 3. dakikasında Sow’un kafa golüyle öne geçti. Rizespor ligde tutunabilmek için ilk önce savunmaya önem verdi, sonra da kontraataklarla kazanacağı gol beklentisi içine girdi. Fenerbahçe bu kadar erken gol attıktan sonra oyunu domine edeceğine sağlı sollu ataklarla orta sahadan hücum bölgesine baskıyla katkı vermesi gerekirken bunları hiç göremedik.

Lens’i şaşkınlık içinde izliyorum. Yahu bu adam ilk geldiği zaman hücumdaki atak görüntüsü yapmış olduğu asistler, attığı ve attırdığı gollerle öne çıkmışken, o da sanki futbolu terketmiş pikniğe çıkmış görüntüsü verircesine kötü görüntüler sergiledi. Orta yapıyor rakibine gidiyor. Rakibini geçmeye çalışıyor, takılıyor. Gol şutu atmak için uğraşıyor, auta gidiyor. Bu kadar verimsiz bir futbolcuyu Fener ne yapsın Allah aşkına..

Fenerbahçe orta sahasız oynuyor. Fenerli futbolcuların hücumda çoğalma adına hareketlenmesi beklenirken, enlemesine kendi aralarında pas yaparak gayeden uzak futbol sergiledi. Josef diye bir futbolcu izliyorum. Yemin billah ediyorum; onun oynadığı tarzda 60 yaşına kadar bu tempoda devam eder diyorum. Bu kadar kalitesinin altında, riskten uzak hiç bir mesuliyet üstlenmeyen bir orta saha oyuncusunun benim kitabımda yeri yok. Olan varsa da hayırlı olsun.

Maçın uzatma dakikalarında Sow’un ikinci kez kafa golüyle Fenerbahçe zor da olsa kazandı ama ortaya koyduğu futbol içler acısıydı. Eğer kupa maçı yorgunluğunu mazeret olarak görmek istiyorlarsa, öyle bir futbol düşüncesi de Fenerbahçe gibi üst düzey bir kulübe hiç yakışmıyor. Kaleci Fabiano, Kweuke ile karşı karşıya kaldığı topu kurtarmamış olsa, Çaykur Rizespor golü atsaydı o zaman “vah Fenerbahçe’nin haline” diyecektik.