Demokraside seçmen ne ise, futbolda da taraftar o. Futbolun belkemiği. Federasyondan kulüplere, teknik heyetlerden spor medyasına, herkes varlığını ona borçlu. Taraftar tribünden çekilirse, ekran başındaki de ilgisini yitirmeye başlar. O zaman “marka değeri”yle, “milyar dolarlık endüstri”ylecaka satmanın anlamı kalmaz, anlı şanlı kulüp başkanlarına da kimse kulak asmaz. Basit bir şey söylüyorum: Futbolda her ne yapıyorsanız, taraftarın, özellikle de tribün taraftarının içine sinmeli. Yeni uygulamaya mutlaka katkıda bulunmuş olmalı. Aklın yolunda buluşulmalı.
Demokrasi örneğini özellikle verdim. Toplum 1946’dan beri iradesini sandığa yansıtıyor. Seçkinci kafa toplumun tercihlerini beğenmiyor, bu iradeye ipotek koyuyor, darbeyle, toplum mühendisliğiyle kendi formüllerini dikte ediyor. Herşey daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Ta ki toplum, iradesini bir kez daha sandığa yansıtana dek. Kaç kez yaşadık bunu. Kaç kez “Ben yaptım, oldu” ile, “En iyisini ben bilirim” ile olmadık yerlere savrulduk. Peki, e-bilet uygulaması bundan çok mu farklı?
Üzerinde iyi düşünülmediği açık. Başta taraftar grupları olmak üzere, pek çok kesimin görüşü alındı mı, bilmiyorum. Alındıysa bile, buna pek kulak asılmamış. Beşiktaş-F.Bahçe derbisinde nice aksaklık su yüzüne çıktı zaten. Elbet teknolojik olanaklar statlarda kullanılmalı. Elbet stat olaylarının önüne geçilmeli. Ama bu, taraftara tepeden bakmakla, eğreti çözümlerle olmaz. Statlardaki olumsuzluklardan tribün taraftarının büyük bölümü de şikayetçi. Dolayısıyla, çözüm için kulak verilecek yer de orası. Yazılacak çok şey var, ama yerim dar. Şimdilik bu uygulamanın daha akılcı bir yöne gitmesini, bu yönde adımlar atılmasını beklemekle yetineceğim.
Beşiktaş yönetimini de inisiyatif kullanmadığı, F.Bahçe gibi para cezasını göze alıp gelecek sezonu beklemediği, Çarşı’nın e-bilet protestosuna kulak vermediği için eleştiriyorum. Taraftar rekoru kırılacak bir derbiharcandı, Beşiktaş yine deneme tahtası olarak kullanıldı. Sezon boyu hakemlerin deneme tahtası olduğu yetmezmiş gibi, bir de bu çıktı. Derbinin teknik ayrıntılarına girecek fırsat kalmadı. Biliç’ten tek beklentim kalan 4 maçta daha agresif bir oyun stratejisi benimsemesi.G.Töre’ye geçmiş olsun diyorum. Cezalar falan da tamam, ama bu geçmiş olsun dileğinin yanına, takıma çeki düzen verilmesi çağrısını eklemeden de edemiyorum.