Futbolda savunmacılığa yer yok

Futbolun olmazsa olmaz kuralı iyi defanstır. Çünkü iyi bir savunma golü atacak mekanizmayı da kendiliğinden oluşturur. Futbolda yeri olmayan anlayış ise ‘savunmacılık’tır. Savunmayla savunmacılık kavramlarını birbirine karıştırmamak gerekir. Savunma sağlıklı savunmacılık korku ve endişenin hakim olduğu sağlıksız bir anlayıştır. Fenerbahçe-Benfika maçı bu farkı bize ghöstermesi açısından örnek bir maçtı. Birinci maçta iyi bir sonuç almış olan Fenerbahçe’nin bu maça teknik direktöründen futbolcusuna nasıl bir korkuyla çıktığına şahit oldunuz. Aykut Hoca futbol bilgisi yerinde olan iyi bir teknik direktör.

Hocayı sınırlayan ne oldu

Ancak bu sene kendisinin ve takımının var olan potansiyelini yeterince ortaya koyamadığı kanaatindeyim. Fenerbahçe’ye bir şampiyonluk, bir Türkiye kupası ve UEFA yarıfinali oynatması açısından bakarsak başarılı, ancak var olan kaynaklarını kullanabilme açısından bakarsak başarısız bir süreç yaşattığını düşünüyorum.

Peki, onu sınırlayan ne oldu? Özel hayatında ve geçmişinde bugünün etkileyen unsurlar var mıdır bilemem ve ama üç yıl önce yaşadığı olayların etkilediği kesindir. Kazandığı şampiyonluğun şaibeli hale gelmesi ve şampiyonlar ligine gidememesi Aykut Hoca’yı qyaraladı. Bu bir teknik adam için qtravmadır. Nitekim bu travmanın etkilerini Fenerbahçe’nin maçlarında gördük, görüyoruz. Birçok maçta öne geçtikten sonra ‘savunmacılık’ refleksinin etkisi altına girerek korkak bir futbol oynamaya başladıklarına şahit olduk. Buna karşın yenik duruma geçtiği maçlarda da çok daha aktif ve cesur oynadığını da şahit olduk. Hangisi gerçek Fenerbahçe, tabi ki cesur ve atak oynayan Fenerbahçe gerçek. Peki, her iki oyunu da oynatan teknik adam kim?: Aykut Hoca... Bunun son örneğini Benfika maçında gördük. Maçın ilk dakikalarındaki psikoloji “Aman avantajımızı kaybetmeyelim” psikolojisi. Oynanan futbol korkak ve endişeli. Bu ruh halinde çok basit bir golle Benfika öne geçti. Sonrasında cesur ve atak oynayan Fenerbahçe ortaya çıktı. Durum 1-1 oldu, ama bir dakika içinde savunmacılık psikolojisi geri döndü ve Fener için geri dönüşümü olmayan süreç başladı. İkinci gol, üçüncü gol, demarke bir Fenerbahçe ve finale veda. Şimdi şu soruları soruyorum: Fenerin gerçek potansiyeli bu muydu? Tabi ki hayır. Sizce Fener bu süreçte başarılı mı? Esasta değil. Sizce cesur oynayan, Fenerbahçe bir iki gol daha atabilir miydi? Atabilirdi. Sorumlu kim? Kaybetme korkusunu atlatamayan Aykut Hoca.

Bu süreç bence demonstratif bir değere sahip. Savunma, korkuyla değil cesaretle yapılır. Korkuyla yapılırsa onun adı savunmacılık olur. Savunmacılık takımın disipline olmasını zorlaştırır, konsantrasyonunu ve hücum yeteneğini zayıflatır. Korku kaybettirir cesaret kazandırır.