Karadað maçý, galibiyete raðmen tam bir fiyasko oldu... Oynadýðýmýz futbol (Son anda gelen galibiyet golü de olmasaydý) tam bir rezaletti. Mücadelenin ancak son 10 dakikasýnda, bir nebze oynamaya ve ayýptan kurtulmaya çalýþtýk. 80 dakika boyunca yerlerde süründük. Bu halimizle Fransa’ya gidersek; (Maç yazýmýn baþlýðý gibi) gerçekten haþat oluruz.
Yaptýðýmýz þey çaresizlik deðildi.... Rakibi küçümseme, hafife alma, kendini oyuna vermeme gibi bir gaflet ve delalet anýydý. Bu maçýn bize hiçbir katký saðlamayacaðýný merkezde tutan; saðlýksýz, ciddiyetsiz ve çapsýz bir düþüncenin esiriydik.
***
Eðrisi doðrusuna denk gelerek maçý aldýk ama; bu mücadeledeki esas kazancýmýz, Emre Mor’u keþfetmemiz oldu. Fatih Terim, Danimarka’nýn Nordsjaelland takýmýnda oynayan henüz 18 yaþýncaki bu genci, istiridyenin içindeki bir inci gibi sundu. Özellikle son 10 dakikadaki kývrak, zeka fýþkýran, üstün teknik içeren sürpriz oyunu; herkesin aðzýný bir karýþ açýk býraktýrdý. Tribünler boþuna “Emre... Emre...” diye inlemedi.
Aslýnda ikinci yarýnýn tamamýnda oynadý ama, kendini gösterebilmesi ancak son anlara kaldý. Çünkü milli takýmýmýz oynamýyordu ki, bu genç çocuða fýrsat yaratýlsýn. Ne zaman ki maçý ciddiye almaya baþladýk, baský kurduk, etkili olduk; Emre iþte o zaman devreye girebildi.
Sahra çölünde günlerce susuz kalan bedevilerin, son anda vaha bulup kana kana su içmeleri gibi olduk.
Fakat Emre’nin Fenerbahçeli Markoviç’in durumuna düþmesinden korkarým. Hatýrlayacaksýnýz... Sýrp futbolcu, Bursaspor karþýsýnda süper oynamýþ; hýzý, tekniði, çalýmlarýyla Rýdvan’a benzetilmiþ ve çok beðenilmiþti. Ama bir daha ortada görünmedi. Sakatlýðý nedeniyle, bir daha o müthiþ oyununun yanýna bile yaklaþamamýþtý.
Umarým Emre Mor, benzer bir kaderi izlemez... Fatih Terim bu 18’lik cevheri hazýrlar, kývama getirir, takýma alýþtýrýrsa; önümüzdeki Avrupa Þampiyonasý’nda yalnýz Türkiye deðil, tüm dünya yeni bir yýldýz kazanýr. Hadi inþallah!...