Futbolumuz ve yakışanlar

Sırasıyla gidelim. Galatasaray’ı kutluyorum.

Son yarım saatte yaşattıkları hepimiz için çok güzeldi.

Acaba Real Madrid, Drogba’nın golü gibi bir golü bugüne dek hiç kalesinde gördü mü?

Galatasaray elendi, çok normal, Real Madrid işin tehlikeye girdiği son on dakika yine kendisi gibi oynamaya başladı ve istediği zaman gol atabileceğini de gösterdi.

Şu saptamayı yapmak bir Fenerbahçeli olarak boynumun borcu: Real Madrid, Galatasaray’dan daha önde bir takım ama Galatasaray da Real Madrid ile aynı kalite liginde, ayrı standartlarda, performansı daha düşük de olsa, oynuyor.

Tebrikler, teşekkürler Galatasaray.

Fenerbahçem Roma’da bence çok kötü futbol oynadı ama tarihinde ilk kez Avrupa’da yarı finale çıkan bir takımı da çok eleştirmemek lazım, başta Aykut olmak üzere tüm takımı, yöneticileri bir kenara koyarak, kutluyorum.

Fenerbahçe daha cesur oynayarak UEFA (Avrupa Ligi) kupasını Kadıköy’e getirebilir, ben şimdiden umutluyum, kupa bana artık bir mucize olarak gözükmüyor ama mesele, buna başta yönetim olmak üzere, herkesin inanması.

Bu haftaya damgasını vuran olay, Fenerbahçe’nin yarı final başarısı, Galatasaray’ın Real Madrid’in yenmesi kadar, muhtemelen Fatih Terim’in aldığı ceza olacak.

Bu konuda benim naçiz bir talebim, bir temennim var.

Muhtemelen sizler de görüyorsunuzdur; Fatih Terim ile Aziz Yıldırım ne kadar da birbirlerine benziyorlar.

Benim dileğim bu ikilinin bir biçimde beraber olması; Terim Fenerbahçe’ye, Aziz Başkan’ın altında, teknik direktör olabilir, ya da Aziz Yıldırım, olmaz olmaz, Galatasaray’a, Terim teknik direktör iken, başkan olur.

Ne de yakışırlar birbirlerine.

Benim doğal tercihim Aziz Başkan’ın Galatasaray’a gitmesi olacaktır doğal olarak.

Beraber cezalar alırlar, beraber Mehmet Ağar’ı ziyaret ederler; Aziz Başkan emekli olursa Ağar’ı da kooptasyon yöntemiyle başkan seçerler, yuvarlanır giderler.