G 20’nin Hangzhou zirvesi ve tarihi momentum

Çin'in Hangzhou kentinde toplanan G20 zirvesi, zirvenin resmi gündeminde gerçekleþecek olan oturumlarýn yanýsýra zirve marjýndaki görüþmeler nedeniyle kritik önem taþýyor.

ABD Baþkaný Barack Obama, Rus lider Vladimir Putin, Çin Devlet Baþkaný Þi Cinping, Almanya Baþbakaný Angela Merkel zirvede Tük heyetine baþkanlýk eden Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn görüþme listesindeki liderler.

Bu görüþmelerden herbiri birbirinden önemli. Bu satýrlarý yazdýðým sýrada Çin Devlet Baþkan'ý ile olan görüþme gerçekleþmiþti ve Rus lider Putin ile gerçekleþecek olan görülme için Türk heyeti hareket etmiþti.

Almanya Baþbakaný Angela Merkel ve ABD Baþkaný Obama görüþmesi sizin bu satýrlarý okuduðunuz 4 Eylül pazar günü gerçekleþecek.

Tarihi bir momentumdayýz. Ýçeride ve dýþarýda sahnelenmek istenen oyunlara karþý millet, çýplak elleri ve inancýyla direniyor.

Darbe deðil iþgal, terör deðil sýnýrlarý parçalama gibi planlar sözkonusu. Herkes herþeyin farkýnda. Tüm deðerleri, biriktirdikleri ve inancýyla millet bu planlarý boþa çýkarýyor tek tek.

Bu çerçeveden bakýlýnca, 15 Temmuz, öncesi ve sonrasýyla, Batý dünyasý tarafýndan da izahý yapýlmasý gereken bir momentum.

Bu açýdan Hangzhou'daki buluþma açýklanmasý gereken noktalarý da yeniden gündeme taþýyacak.

Diplomasi ve siyaset cephesinin tüm nazik ve ihtiyatlý mesajlarýna karþýn, Türk kamuoyunun vicdanýndaki sorular, Batýlý karar vericiler tarafýndan yanýtlanmak zorundadýr.

Türk insanýna, parlamentosuna, liderine silah, bomba, suikast timleriyle saldýran bir odak kendisine ABD'de yer bulabilmiþ, Batýlý ülkeler tarafýndan savunulagelmiþtir.

Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, milletin zihnindeki sorularý bizzat G20 liderlerinin yüzüne soracak. "Neden 15 Temmuz'da darbenin karþýsýnda, Türk milletinin ve demokrasinin safýnda yer almadýnýz?" Temel soru bu. Bu sorunun yanýtý, Batý dünyasý açýsýndan da önemli bir arýnmaya, kendi yanlýþlarýyla yüzleþmelerine de vesile olabilir.

Ýki yüzlüce, masum kýlýflarla bir suç örgütü kendisine Batý dünyasýnda alan bulabilmiþtir. Türk milletinin vicdaný bu durumdan rahatsýzdýr ve Batý ülkelerinin bu konuya net bir þekilde cevap vermesini beklemektedir.

Millete dönmüþ bir namlunun tetiði Batý coðrafyasýnda meskun bir suçlunun elindedir.

Tablo bu kadar açýk.

Darbenin ardýndan Batý cephesindeki sessizlik, Türk insanýnýn sözlüðünde önemli bir yere sahip olan "sükut ikrardan gelir" þeklinde yorumlanmýþtý.

Batý basýnýnda darbenin ilk saatlerinde açýk bir þekilde iþgal giriþiminin baþarýya ulaþtýðý havasýnýn verilmeye çalýþýlmasý, milletin üstüne yaðan bombalara karþýn çýplak ellerle darbeyi püskürten halkýn yazdýðý destana Batý kamuoyunun saðýr kalmasý. Unutulmayacak bunlar.

Türkiye'nin son dönemde dýþ politikada gösterdiði vizyon, beraberinde Batý cephesinde bazý soru iþaretleri oluþturmuþ gibi görünüyor. Sorgulanmasý gereken, stratejik ortaklarý ve müttefikleri belli bir ülkenin dýþ politikadaki açýlýmlarý deðil, müttefikleri tarafýndan neden en zor anýnda yalnýz býrakýldýðýdýr.

Ýþte tüm bu sorular, bu tarihi momentumda gerçekleþen Hangzhou zirvesi buluþmalarý da umarýz tatmin edici þekilde yanýt bulur ve zirve milletimiz, coðrafyamýz ve küresel istikrar için hayýrlý sonuçlarla noktalanýr.