Dört büyükler içinde, G.Saray’ýn þöyle bir durumu var... Sarý-kýrmýzýlýlar; en az sorun yaþayan kulüp görünümünde, ya da sorunlarýný dýþarýya en azmýþ gibi gösterebiliyor.
Yoksa onlar da, istedikleri transferleri yapamýyor, yapmakta zorlanýyor. Mali disiplin baskýsý onlarýn üstünde de var. Fakat rakiplerine oranla, çok daha sakin görünüyorlar... Ýster kendiliðinden olsun, isterse projeli bir duruþ olsun; G.Saray daha kendinden emin davranýþ profili içinde... Bu da kötü bir þey deðil; aksine faydalý.
Þimdilik yeterli görünmese de; diðerlerinden daha elle tutulur, hissedilir ve sürdürülebilir bir transfer çabasý içindeler. Ali Koç’un geliþiyle büyük umut rüzgarlarý estiren F.Bahçe bile, transferde beklenen dinamizmi (Belli nedenlerle) sergileyemiyor.
Beþiktaþ deseniz ayrý bir alem... Negredo’nun devre dýþý býrakýlmak istenmesine, Fikret Orman’ýn sert müdahalesi; Þenol hocayý huzursuz etti. “Baþkanla beni kavga ettirmek istiyorlar” diye suçu baþkalarýnýn üstüne atmaya çalýþsa da, açýkçasý zaten kavga etmesi gerekiyor. Verdiði kararý ona zorla yutturdular. “Ben ilke sahibiyim” deyip, verdiði kararýn yutturulmasýna sessisce rýza gösteriyorsan; o söylediðin ilkeleri çöpe atmýþsýn demektir. Huzursuz olman bu yüzden!
***
Çevrede olan bitenlere baktýðýnýz zaman, G.Saray’ýn (Pek de huzur içinde olmasa da) huzurluymuþ gibi görünmesi; sorularý daha yumuþak atlatma avantajý sunuyor. Ýçerden özel bir bilgi sahibi deðilsen, dýþarýdan baktýðýnda; iþlerin ters gittiðine yönelik kesin ipuçlarý bulamýyorsun. Bunun iki nedeni var. Baþkan Cengiz ve Fatih hocanýn her türlü geliþmeye karþý anlayýþ/hoþgörü/tahammül üçgeni ile yaklaþmasýdýr.
Anlayacaðýnýz, sezon yaklaþtýkça; Galatasaray’ýn sorunlarý içine sindiren sakin tavrý, onlara huzur avantajý saðlamýþ durumda...
Ýçinde bulunduðumuz bu süreçten, en az zarar görecek taraf olmayý baþaracaklar.