Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

G-20 sahnesinde rol almak

Baþbakan Erdoðan, G-20 zirvesi ve ardýndan BM Sürdürülebilir Kalkýnma Konferansý için Meksika ve Brezilya turunda. Bu ayný zamanda, Erdoðan’ýn en uzun süreli seyahatlerinden birisi. Hafta sonuna kadar devam edecek...

Böylesi zirveler zor ve çözümü býkmadan mesai gerektiren konular için vardýr. Çoðu kez de sorunlarý çözmek yerine bir perspektif vermeye odaklanýrlar. Özellikle, ekonomideki kriz hallerinin saymakla bitmeyeceði bugünlerde..

Resmi gündem dýþ politika ve dolayýsýyla Suriye deðil ama ikili görüþmelerin birinci konusu Suriye... Türkiye bu yüzden G-20’nin ayný zamanda bir diplomatik kuruluþ gibi çalýþmasý yönünde giriþimlerde bulunuyor. Ýki ay önce Dýþiþleri Bakanlarý toplantýsý yapýlmýþtý. Ankara, bunun devamýný ve büyük küresel güçlerin bu toplantýlarda diplomatik sorunlar konusunda da kararlar almasýný istiyor.

Ama resmen olmasa da liderlerin gündemi Suriye... Obama-Putin görüþmesinin gündeminin de öyle olacaðý biliniyor.

Makas kapanmaya baþlasa da görüþ ayrýlýklarý hala yakýcý boyutta...

Mesela, Türkiye’nin aklýndaki öncelikli mesele Suriye’deki baský rejiminin bir an önce durdurulmasýyken, Rusya Devlet Baþkaný Putin bu rejime destek vermeye devam ediyor. Kan dökülmesine elbette herkes karþý! Ama... Uluslararasý eylemsizliði perdeleyen “ama”lar Þam yönetimin elindeki öldürme ruhsatýnýn her gün bir kez daha yenilenmesine imkan saðlýyor.

Yine de Rusya eskisi gibi deðil. Hatta bazý analizlere göre “onurlu bir çýkýþ” arýyor ve bulduðunda Suriye konusundaki tavrýný deðiþtirecek. Çünkü, hem Esad’ýn kalýcý olduðuna dair tahmini zayýflýyor, hem de Esad sonrasý Suriye’nin Rusya’nýn çýkarlarýna aykýrý olduðu analizi geçerliliðini yitiriyor.

Suriye konusunda Türkiye’den farklý düþünmeyen ABD’nin de önceliði Þam yönetiminin baþýna iþ açmak deðil. Çünkü ABD seçimi bekliyor yani bir Kasým’ýn daha gelmesi ve geçmesi gerekecek. Seçime kadar çýkacak her patýrtý Obama’nýn seçim stratejisini olumsuz etkileyebilir. Garip bir þekilde ABD demokrasisi Suriye’deki demokrasisizliði besliyor ve Esad rejimine, Arap Baharý kervanýnda kimseye olmadýðý kadar büyük bir zaman kazandýrýyor. Suriye’ye demokrasi gelebilmesi için ABD Baþkaný’nýn kendi demokrasi sýnavýný geçmesi gerekiyor!

Diplomasi, sabrýn bir an bile terkedilmemesi gereken bir sinir harbi. Özellikle de oyun çok taraflý ve küresel aktörlerle birlikte oynandýðýnda. Unutmamak lazým; doðru pozisyonu savunmak doðru kararý garanti etmiyor. En kabul edilmesi zor olaný da küresel oyuncularýn trajediler kadar acelesi bulunmuyor.

Suriye, Kasým ayýnda Cannes’da yapýlan G-20 zirvesinin de konusuydu. O zirveyi de izlemiþtik. Ortadoðu çok hareketli ve herkes çok sabýrsýzdý. Sabýr bazen insanlar gibi ülkelere de aðýr gelse o günden beri bu ülkede kan akýyor. Atýlamayan adýmlarýn maliyetine bakýp ne kadar öfkelenseniz boþuna; sabrý elden býrakmak gibi bir lüksünüz bulunmuyor.

En çok da Türkiye için...

Çünkü, Türkiye bu oyuna yeni yeni dahil oluyor. Fikri soruluyor, çoðu kez fikri sorulmadan ön alabiliyor. Ankara, G-20 üyesi olmanýn, yani dünyanýn en büyük 20 ekonomisinden birisi olmanýn ötesinde bir aðýrlýk taþýyor. Gücünün üzerinde bir diplomasi üretebiliyor ve bunun yolu istiap haddinin üzerinde dosyalarý taþýmaya cesaret edebilmekten geçiyor. Baþbakan Erdoðan’ýn zirvenin tecrübeli liderleri arasýndaki rolünü deðerli kýlan da ülkesi adýna risk alabilme kapasitesidir.

Kasým soðuðundaki “Cannes” zirvesinden, sýcaðýn zirvesi “Los Cabos”a kadar yaþananlar, bazýlarý için umut kýrýcý gibi görünse de Türkiye nasýl bir oyuna dahil olduðunu çok iyi biliyor.