Gak guk siyaseti

Türkiye’nin bir iktidar değil muhalefet sorunu olduğunu tüm dünya biliyor. AK Parti’nin gücünü ‘alternatifsizlik’e bağlayarak hükümetin performansına haksızlık yapanlar da bir yönüyle bu soruna işaret etmiş oluyorlar. Muhalefet partisi genel başkanları siyaset esnafı gibi davranıyorlar ve bir kurumun başında olmayı başlı başına büyük bir başarı olarak görüyorlar. Muhalif kitlelerin temsil edilememe sorunundan bahsedenler de muhalefet partilerinin halkın genel hissiyatından ve gündeminden koptuklarına vurgu yapmış oluyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gezi olayları sırasında AK Parti karşıtlığıyla birleşen grupların sembolü haline gelen Taksim meydanına girememesi de bu durumu ortaya koyuyor.

AK Parti iktidarıyla baş edemeyen CHP uzun süre askerden medet umdu ama karşılık göremedi. Klasik siyasetsizlik halini asker müdahaleleriyle kapatmaya alışan CHP, bu kez darbelerin sivil uzantılarına gözünü dikti. İş, medya ve sivil örgütler cephesindeki faaliyetler ise misyonu icra etmeye yetmedi. Sokak olayları, direniş ve şiddet pratikleri bu noktada devreye girdi. Türkiye’nin birçok yerinde sokağa dökülen insanlar CHP örgütlerinin motivasyonuna mazhar oldu. Sokak olaylarının şiddete ve kanunsuzluğa dönüşmesi ise halkın antipatisini çekti. CHP Cumhuriyet mitinglerinde de, sokak gösterilerinde de murad ettiği kalabalıklara ulaşamadı.  Marjinal sol örgütlerin illegal gösterileri DHKPC gibi örgütlerin terör eylemleriyle karışınca antipati daha da arttı.

‘Siyasetsizlik hali’ CHP’nin uzun zamandır temel sorunu... Yeni genel başkan ve kadro, bu sorunu aşmayı beceremedi. CHP eskisinden daha sığ, yüzeysel ve çapsız bir görünüme büründü. CHP sözcülerinin hırçınlıkla ve popülizmle yoğrulan çıkışları ortaya bir siyasi vizyon koymaktan çok uzaktı. Baykal da milletin tahammülünü zorlayan bir hırçınlık içindeydi ama beğenmesek de bir siyasi vizyona sahipti. CHP’den son dönemde öne çıkan siyasetçiler entelektüel derinlikten yoksun, temel siyaset felsefesinden uzak çok sığ bir görünüm sergiliyorlar. Neredeyse hiçbir konuda somut, net ve derinlikli bir politika ortaya koyamayan CHP yönetimi, hükümetin politikalarını eleştirirken de net ve rasyonel bir söylem geliştiremiyorlar. Millet CHP’nin ne önerdiğini de anlamıyor, AK Parti’nin adımlarını niye eleştirdiğini de anlamıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçenlerde katıldığı televizyon programı bu fotoğrafın tecessüm etmiş hali ve örneği gibiydi. Ürkek, çekingen, kendinden şüphe duyan, dersini çalışmamış öğrenci edasıyla konuşan bir genel başkan... Cevaplar muğlak, belirsiz ve güçlü bir entelektüel/felsefi derinliğe sahip değil.

MHP reddiyeci tutumuyla kendisine ‘negatif politika’ üretmiş durumda. Kendisi somut bir öneri getiremese de var olana karşı olarak bir boşluk dolduruyor. CHP’nin siyasi pozisyonu ise ‘yok hükmünde’... Örneğin Kürt meselesi ve Demokratikleşme paketi... CHP ne karşı çıkabiliyor, ne daha ilerisini önerebiliyor, ne anlamlı bir katkı yapabiliyor. Siyasette ‘nötr kalmak’ sıfır noktasıdır. CHP sıfır noktasında dura dura kendi içini boşaltıyor. Anketlerin CHP’yi yüzde 24’lerde göstermesi ortada bu güçte bir muhalefet olduğunu göstermiyor. CHP’nin muhalefet gücü uzun süredir barajın altında seyrediyor.

CHP can havliyle ‘Alevi meselesi’ni kullanmaya çalışıyor. Dünkü yazısında Markar Esayan’ın da dediği gibi Alevilerin ‘totaliter laik öfke’ye eklemlenmesi isteniyor. Beyaz Türkler ve ulusalcılardan farklı olarak büyük mağduriyetler ve travmalar yaşayan bu kitle ‘Dersim katliamcıları’nın tarafına doğru adeta itiliyor.

CHP hiçbir zaman Alevilerin sorunlarına kalıcı çözümler öneremediği gibi, bunun yüksek sesle siyasetini yapmaktan da kaçındı. Şimdi bu boşluğu AK Parti’nin açtığı yolda ürkek şekilde ilerleyerek doldurmaya çalışıyor. PKK, Kürtlere en büyük hakları sağlayan AK Parti’yi hedefe koyarken, CHP de Alevilik konusunda en cesur siyasi hamleleri yapan AK Parti’yi hedef gösteriyor.

AK Parti ise sorunu olan kesimlerin siyasi aidiyetlerine bakmadan ‘sorun çözme’ye devam ediyor. Hem de bu meselelerin istismarını yapanların engellemelerine rağmen yolunda yürüyor. Başbakan’ın Pazartesi günü açıklayacağı demokratikleşme paketi bu yolda önemli bir kilometre taşı olacak. Bakalım siyasetsizlik girdabındaki CHP bu sefer ne diyecek?