Galatasaray’ın ikinci olması bile mucize

Cim-Bom’un ilk yarısı 5 üzerinden ancak 1 olur. Hamzaoğlu’nun gönderilmesi yanlıştı, Denizli ise bol bol umut dağıtıyor o kadar. Mustafa Hoca nisanı bekleyin diyor. Ama o zaman da bir şey olmaz. Galatasaray şu saatten sonra 2.’liği öpüp başına koysun.

Galatasaray’ın ikinci olması bile mucize

Cim-Bom’un ilk yarı karnesi 5 üzerinden ancak 1 olur.. Yönetim ve teknik kadro yanlışları ile oynamayan futbolcular bu yarıya damgasını vurdu. Öncelikle Başkan Dursun Özbek’in Hamza Hamzaoğlu’nun göndermesi yanlıştı. Hangi kritere göre ve niye gönderildi? Bu soruların cevabını başkanın vermesi lazım. Takım kurgusuna bakıyorum, tabloyu inceliyorum.. Bu saatten sonra Galatasaray ligi ikinci bitirirse öpüp başına koysun.. Aslında gerçekçi bir tahmin yaparsak bu bile zor. Ocak’ta transferler yapılacak. Ama ortada bir de UEFA’nın finansal fair play kuralları var. Nasıl yapacaklar? Şimdi yapsalar UEFA bunun hesabını sormayacak mı? Öncelikle takımda oynamayanları yollamak daha doğru olur. Çekirdek kadro korunmalı. Çünkü zaten kadro derinliği yok. İşler iyice sarpa sarar sonra.

Denizli’nin eski halinden eser yok.. Bol bol umut dağıtıyor. Eskiden ileriyi görürdü. Şimdi görüp görmediği konusunda şüphelerim var. Denizli bir şey söylediğinde ciddiye alınırdı. Çünkü söyledikleri çıkardı.. Ama artık zor görünüyor. Nisan ayını bekleyin diyor.. Tamam bekleyelim. Ancak Nisan’da da durumun farklı olmayacağını iddia ediyorum. Çünkü Mustafa hoca eski formundan çok uzakta. Bu kadro ile yapacakları da sınırlıdır. Galatasaray’ın elde edebileceği en büyük başarı Türkiye Kupası’nı kazanarak Avrupa şansını sağlama alması olacaktır. Ligden fazla ümitli değilim.

Podolski kadar ben de gol atarım!

Galatasaray’da özellikle Selçuk İnan’ın biraz hareketlenmesi lazım. Kendini oyuna vermeli. Son iki sezonda izlediğimiz, beğendiğimiz ve alkışladığımız Selçuk’tan eser yok. Gol umutlarının bağlandığı Burak Yılmaz sahada var mı, yok mu belli değil. Buna bir de sakatlıklar eklenince Burak diye bir futbolcu Galatasaray’da oynuyor mu oynamıyor mu soru işareti haline geldi.  Büyük gol umudu Lukas Podolski için “iyi oynuyor” diyorlar. Ama ben kabul etmiyorum.Ne topun arkasına geçiyor ne adam kovalıyor! 4-5 pozisyonda vuruyor ve gol oluyor. Ben 50 yaşımdayım sahaya çıksam, penaltı falan o kadar golü ben de atarım. Defansdaki Semih tam bir saatli bomba gibiydi. Ne zaman hangi hatayı yapacak diye bekliyorsunuz. Chedjou stoperle, ön libero arasında dolaşıp durdu. Ancak her iki mevkide de istenileni veremedi. Dünyanın parası verilerek alınan Tarık da takıma bir katkı veremedi.

Forma aşıkları: Muslera&Sneijder

Ligin ilk yarısında Galatasaray tel tel dökülürken takıma doğrudan katkı sağlayan iki isim vardı. Biri kaleci Fernando Muslera diğeri Wesley Sneijder.. Bu iki oyuncu da takımı ve forması için büyük bir istek ve profesyonellik örneği gösterdiler. Sarı-Kırmızılı ekip Muslera’nın başarılı kurtarışlarına ve özverisine rağmen önündeki dörtlü yüzünden tam 23 gol birden yedi. Bu kadar çok golü kalesinde gören bir takımdan başarı beklenebilir mi? Sneijder gerçekten büyük bir profesyonel. Oynamadığı maçlarda takım sahada yürüdü. Son maçtaki sakatlığı umarım ciddi değildir. Aksi takdirde Galatasaray’ı kötü günler bekliyor demektir.

YARIN: TRABZONSPOR - SERDAR BALİ