Galibiyet kavgası

Muhalefette kavga bitmiyor. Geçen yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi cumhurbaşkanı adaylığı üzerinden kavgaya tutuşmuşlardı. Kurdukları altılı masa dağılma eşiğine gelmişti. CHP'nin bir önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu emrivakiyle kendini aday yaptırmıştı. Masanın ikinci büyük partisi İP'nin Genel Başkanı Meral Akşener, "Kumar masası" diyerek masayı devirmişti. Gelen baskılar neticesi de devirdiği masayı kendisi ayağa kaldırmak zorunda kalmıştı.

Recep Tayyip Erdoğan'a karşı yenilen Kılıçdaroğlu partisinin kongresinde de seçilemedi ve başkanlığı bırakmak zorunda kaldı.

Geçen hafta yapılan belediye seçimlerinde CHP'liler ummadıkları bir başarı elde edince yeni bir tartışma içine girdiler. Yeni tartışmalarının başlığı "Seçim başarısının sahibi kim; Kemal Kılıçdaroğlu mu Özgür Özel mi?"

Mezkûr tartışmanın taraflarından bir grup cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu değil de Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu aday gösterilseydi seçimi kazanacaklarını savunurken diğer grup ise, Kılıçdaroğlu'nun kurduğu altılı masa sayesinde toplumun her kesiminden oy alabilecek potansiyele kavuştuklarını söylüyorlar.

Aslında ortada CHP adına bir başarı yok. Rakamlar ortada. Ak Parti seçmeni partisine küsmeyip sandığa gitseydi bugün CHP'lilerin tartışma konusu "Hâlâ neden kazanamıyoruz" olacaktı. Muhtemelen de olağanüstü kongreye gideceklerdi.

CHP içinde 2028 Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olma hayali kuranlar seçimin başarısı kime ait tartışmasıyla vakit kaybedeceklerine koltuklarında oturup halkın onlara vermiş olduğu belediye başkanlığını layıkıyla yapmaları gerekiyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle belediye başkanlığı seçimi arasında çok farklı nüanslar vardır. İlkinde ülkenin çıkarı için halk sandığa giderken diğerinde ise mahalli çıkarlar öne çıkar. Belediye seçimleri üzerinden muhalefet büyük hayallere kapılmasın. Halk çöplerin toplanmasını için size oy verir ama ülkeyi yönetmek için oy vermeyebilir. Tıpkı geçen seneki seçimde olduğu gibi.

Tamam kavga etmeyi, tartışmayı seviyorsunuz lakin insanlığa da bir katkınız olsun. 1 asırdır tek bir faydanızı göremedik!