Önce Cenk Tosun’dan baþlayalým... Sezonun ortasýnda Beþiktaþ’la anlaþmasý, etik tartýþmalarýna yol açmýþtý. FIFA, sözleþmesinin bitimine 6 ay kalan futbolcularýn, (Kendi kulübünün bilgisi dahilinde) transfer görüþmesi yapmasýný ve anlaþmasýný kabul ediyor. Bunda bir yanlýþlýk yok... Ama üstüne Beþiktaþ formasý geçirilerek, imza fotoðrafý çektirilmesi; görgüsüzlük sýnýrlarýný zorladý. Hatta ayýp kaçtý.
Aslýnda kafamý karýþtýran bu transferin olmasý deðildi. Esas þaþtýðým; G.Saray karþýsýnda arslan kesilen G.Antep’in, Beþiktaþ karþýsýnda süt dökmüþ kediye dönmesiydi... Rakibinin üstüne gitmedi. Ýlk devrede, Tolga’nýn elinde eriyen tek pozisyonlarý var. Turgut Doðan’la da yarattýklarý bir baþka tehlikeleri daha olsa da, o pozisyon ofsayttý... Son dönemlerdeki çýkýþýyla dikkat toplayan bir takýmýn, bu denli pasif olmasý garipti. Gerçi bunda Beþiktaþ’ýn uyguladýðý yoðun presin de elbette önemli bir katkýsý vardý ama, bir takým kendi sahasýnda bu kadar az mý söz sahibi, etki sahibi olur?
Beþiktaþ’a geçen Cenk Tosun ise; yeni takýmýna karþý oynarken, ilk yarýda neredeyse topa dokunamadý bile... Aslýnda sadece Cenk deðil; Turgut Doðan dýþýnda kimse yerinden kýmýldamýyordu. Neler olup bittiðini anlamak konusunda daha saðlýklý bir kanaate sahip olmak için, ikinci yarýyý bekledim.
***
Son 45 dakika, ilkine göre daha kendine gelmiþ bir G.Antep’i vizyona çýkardý. Bu canlanma, gol getirse de, Sergen Yalçýn dönemi çýkýþýna yaraþýr bir kalite içermedi.
Beþiktaþ’a söylenecek fazla bir þey yok... Soðukkanlý, kendi oyun düzenini rakibine kabul ettirmiþ, takým dayanýþmasýný kendi standardýna oturtmuþ, sorunsuz taraftý. Bir kere, Olcay Þahan’ýn golü þahaneydi... Þahane olmasý, kafa þutunu kalecinin uzanamayacaðý yere doðru akýllýca göndermesinden kaynaklanan tek boyutlu bir þey deðildi. Oðuzhan’ýn topu presle rakibinden sökmesi, seri ve zeki pasý, Gökhan Töre’nin adrese teslim ortasý, Olcay’ýn golünü kiþisel deðil; takým golü haline çevirdi. Müthiþti!