Mayýs 2020’de kapýlarýný açacak olan Gastroköy, Ýstanbul Life Park Bahçeköy’de yer alýyor. Kültür ve Turizm Bakanlýðý, Orman Bakanlýðý ve TÜRSAB’ýn destek olduðu Gastronomi Turizmi Derneði’nin projesi Gastroköy, Anadolu lezzetlerini dünyaya tanýtmayý amaçlýyor. Mutfaðýmýzýn tanýtýmý ve kendini geliþtirmesi için heyecan verici bir adým bu.
Sanýrým neredeyse iki yýl oldu, Gastronomi Turizmi Derneði Baþkaný Gürkan Boztepe bir yazýda ‘en büyük hayalim’ diye bahsetmiþti. Ýlgimi çekmiþ, hemen iletiþime geçip projeyi görmek istediðimi söylemiþtim. Ancak henüz görülecek bir þey yoktu ortada. Gastroköy o tarihlerde sadece bir hayal, bir fikirdi. Yaklaþýk iki yýl sonra beni çok mutlu eden bir elektronik posta aldým; Gastroköy’ün temeli atýlmýþtý.
Araþtýrmalar, iyi yemek isteyen turistlerin, seyahat sürelerinin en kýsa ve en çok para harcayan kategoride yer aldýðýný gösteriyor. Kültür, deniz, gezi, spor, eðlence gibi farklý sebeplerle seyahate çýkanlar için ‘tarihi doku’nun önemi birinci sýrada olsa da ‘yemek’ tatil yapma motivasyonunda hemen ikinci sýrasýnda yer alýyor. Tatilde harcanan paranýn dörtte birini de yemeðe ödüyorlar.
Dünya genelinde bu konuda en parlak iki ülke olan Ýtalya ve Ýspanya, doðal bir gastronomi destinasyonuna sahipler. Artýk yemeklerini tanýtmak için ekstra bir efor harcamýyorlar çünkü giden herkes bunu dönüþte anlatýyor. Ancak bu ülkeler; temizlik, þehircilik, eðlence, hizmet gibi baþlýklarda da iþi þansa býrakmýyorlar. Gastronomideki güçlerini, yemeklerinin lezzeti kadar bu alt baþlýklar da besliyor.
Gelelim bize; gastronomi turizmi denince 50 ülkenin yer aldýðý listede 44. sýradayýz. Ne kadar üzücü deðil mi? Yýllardýr konuþuyoruz; gastronomi meselesinde neden hak ettiðimiz yerde deðiliz? Öyle ya en çok ve en lezzetli yemekler bizde var. Üstelik birçok giriþime özel sektör veya bakanlýðýn ciddi desteði oluyor. Son 5 yýldýr gastronomiye dayalý festivaller, sempozyumlar, yeni projeler hep bu bütçelerle hayat buluyor.
Gözlemim þudur ki, bu projeler genellikle birbirinin kopyasý. Özgün deðil, yapýlmak için yapýlýyor ve çoðu yurt dýþýný taklit ediyor. Buraya gelenlerin pek çoðu mutlu ayrýlmýyor. Buradan mutlu ayrýlanlar çoðunlukla organizasyonu yapanlar.
Anadolu’da çok zengin yemek çeþidi var, bundan kimsenin kuþkusu olmasýn. Ama mesele çokluk olsaydý, biz bugün bunlarý konuþmuyor olur, listenin 44. sýrasýnda yer almazdýk.
Araþtýrmalar ne diyor, yemeðin yanýnda; tarihi doku, güvenlik, temizlik, þehircilik, hizmet de en önemli baþlýklar. Burada sevgili Vedat Milör’e de geçmiþ olsun diyerek þunu söyleyeyim, siz düþünebiliyor musunuz Burgazada’daki olayýn bir Yunan adasý, Ýtalya veya Ýspanya’da olacaðýný? Bu olay gastronomi turizmi denilince söylenecek birçok þeyi tek baþýna özetliyor.
Tek baþýna bir Gastroköy, dünya genelinde turistleri ülkemize çekmek için, bu sorunlarýmýzý çözmek için yeter mi? Koca bir meseleyi çözmesini sadece bu projeden beklemek haksýzlýk elbette ama belki bu proje örnek olur, þeytanýn bacaðýný kýrarýz, kim bilir?
Gastronomi Turizmi Derneði Baþkaný Gürkan Boztepe’ye temeli atýlan Gastroköy hakkýnda merak ettiklerimi sordum ve þu yanýtlarý aldým:
‘Gastro’ kelimesi akla iþin bilimsel yanýný da getiriyor. Bu köye gelen bir restorana mý gelmiþ olacak yoksa gastronomik bir yolculuk mu bekliyor ziyaretçileri?
Ülkemizin 7 bölgesinin Anadolu lezzetlerini otantik kýyafetleriyle orman içinde bungolowlarda sunan bir köy hayal edin. Amaç restorana gelip doymak deðil, Ege, Karadeniz, Güneydoðu mutfaklarýný sanki oradaymýþsýnýz gibi hissetmenizi saðlamak olacak.
Nasýl bir köy bu biraz anlatýr mýsýnýz?
Her bölgenin bungolowlarýnýn olduðu bir alaný var. Kurallar var, sýnýrlar var. Yedi bölgeye grupladýk. Her bölgenin her yemeði olsun diye bir durum olmayacak. Belediyeler en çok tanýtmak istedikleri, güvendikleri yemeklere odaklanacaklar. Restoran, marka isimleri, tabela ve isim karmaþasý yok. Örnek, köyde bir künefeci varsa ismi Antakya Künefecisi ve en iyisi. Köyde baþka Künefeci de olmayacak.
Türkiye’ye ayak basan, hedefiniz 15 milyon turisti Gastroköy’e nasýl getirebileceksiniz? Neden gelsinler Sarýyer’e?
TÜRSAB ile entegre çalýþýyoruz, 2 bin 500 Ýstanbul acentesi ve 12 bin Türkiye genelindeki seyahat acentesi demek bu. Gastroköy’ü bir destinasyon olarak konumlayacaðýz. Turistler ülkemize gelmeden bu destinasyondan bilgileri olacak. Nasýl siz Ýtalya’ya gitmeden Toscana turu da ister misiniz diye soruluyor. Bað rotalarý yabancý turiste cazip geliyor, benzer bir model olacak.
Baþka köyler de olacak mý?
Hedefimiz Ýstanbul’da bu alaný doðru iþletmek ve ardýndan gastronomisine güvenen, bu tip gastro köylerde olmak isteyen belediyelerle masaya oturmak.
Toskana gibi bölgeler zaten doðal gastronomik destinasyonlar. Bu köy biraz zorlama olmayacak mý?
Evet; Alsace, Toscana, Maremmare, San Sebastian doðal bölgeler. Ancak Disneyland nasýl özel bir destinasyon ise bizde de Gastroköy, gastronomi turisti için özel bir destinasyon olabilir ve olacak. Çünkü tam 12 bin yýllýk tarihimiz var arkasýnda. Bu hiç bir ülkede yok.
Yedi bölgemizin mutfaðý zaten baþlý baþýna uzun bir liste olmayacak mý? Neden yabancý mutfaklarý da iþe dahil ettiniz?
Bu fikir yeni geliþen bir durum. Yerli ziyaretçileri düþündük; deneyimlemek isteyebilecekleri farklý kültürlerin mutfaklarýna da ev sahipliði yapmak istiyoruz.
Amerika’nýn Kaliforniya eyaletinde bulunan Napa Vadisi’nde, bu konudaki en önemli örneði oluþturan bir merkez bulunuyor. Ýtalya ve Fransa’da da gastronomi turlarý, Toskana ve çevresinde piþirme dersleri ile tatil imkanlarý bölgedeki mevcut acenteler tarafýndan sunulmakta. Avustralya’da Melbourne ve Sydney’de sýk sýk yiyecek ve þarap olarak pazarlanan restoran destinasyonlarýna da talep yüksekken, Kostarika, Nikaragua, Peru, Panama, Brezilya ve Etiyopya’ya yapýlan kahve turlarý; Sri Lanka, Japonya’ya yapýlan çay turlarý; Belçika ve Ýsviçre’ye yapýlan çikolata turlarý da yerel ürünlerin üretilmekte olduðu yerler açýsýndan tüketicilere hitap ediyor. World Food Travel Association’a göre; Dünya genelinde turistler, turistik faaliyetler için ayýrdýklarý bütçelerinin yaklaþýk %25’ini yeme-içme faaliyetleri için harcamakta.