Gazanfer Amcamýzý size nasýl anlatsam?
Aslýnda imkan olsa da þu pazar gününde evinize misafir olabilsek ve Gazanfer Amcam kendini anlatsa. Çünkü kendisi ile bu kadar meþgul olan hani neredeyse kendini didikleyen baþka birini daha görmedim. Hayatýný pergel yapmýþ merkeze kendini almýþ bir adamdý. Hayýr egoist ya da bencil demek istemem ama kendi masalýna inanmýþtýr diyebilirim.
Herkes askere gider ama Gazanfer Amca o askerliði öyle bir anlatýr ki bir kamera gibi anlattýðý her aný her saniyeyi size gösterir, hissettirir...
Hani derler ya herkes sakýz çiðner de Kürt kýzý tadýný çýkarýrmýþ diye. Ayný o þekilde herkes bir hayat yaþar ama Gazanfer Amca o hayatýn anlatarak tadýný çýkarýrdý.
Askerliðinden baþlar kadrolu iþ bulmasýyla devam eder, bekarken gittikleri bir piknikte nasýl hayat kurtardýðýný anlatýp konuyu memleketin saðlýk politikasýna getirirdi. Siz bu arada sabýr taþý olsanýz çatlarsýnýz. Ýnsanýn kaldýrabileceði yük bellidir de kaldýrabileceði kelime haddi belli deðil midir? Gazanfer Amca’yý sürekli dinlerseniz kulak saðlýðýnýz bir tarafa akýl saðlýðýnýz bile tehlikeye girer.
Evlenirken de böyle miydi? Bu kadar çok mu hatýra anlatýrdý bilmiyorum. Hanýmýna sordum; “Evliliðin ilk yýllarýnda da anlatýrdý ama emekli olunca iþin ucunu kaçýrdý. Þimdi saða dönüyor anlatýyor sola dönüyor anlatýyor. Bazen rüyasýnda anlatmaya devam ediyor. Biz alýþtýk artýk yavrum. Gazanfer’in sesi kesilince evde kuþ sesini arayanlar gibi Gazanfer’in hatýralarýný arýyoruz. Gazanfer artýk bazý hatýralarýna yeni ayrýntýlar katmaya baþladý. Biz her hatýrasýný ezbere bildiðimizden itiraz edecek oluyoruz. Torunum diyor ki babaanne dedem hatýrlarýna remix yapýyor býrak yapsýn. Ben de karýþmýyorum artýk hatýralarý evire çevire anlatýyor ama yavrum bazen insan bir rahatlamak istiyor diyorsun ki hayat ne kadar kýsa ve Gazanfer ne kadar geveze ya hayat biraz daha uzun olsaydý ya da Gazanfer azýcýk sussaydý....”
Hanýmý bu kadar dertli olunca ben bir hayýr iþlemek istedim. Madem Gazanfer Amca susmuyordu o zaman yerini deðiþtirebilirdik. Yani evde deðil de radyoda anlatabilirdi hatýralarýný.
O zamanlar özel radyo furyasý vardý. Her yerde bir radyo açýlmýþtý. O radyolarla görüþtüm zaten program saatlerini doldurmakta zorlanýyorlardý. Bir tanesi hemen kabul etti. Gazanfer Amca’ya müjdeyi ben verdim. “Sadece biz deðil tüm dinleyenler istifade edecek senin muhabbetinden.” dedim. Meðer Gazanfer Amca hazýrmýþ bu sürprize. “Biliyordum beni keþfedeceklerini” dedi. Ve o iþtahla baþladý anlatmaya. Radyoda ilk programlarda kendini gösteremedi. Heyecanlandý, sýkýldý ama sonraki programlarda coþtu da coþtu. Baharda azgýnlaþan deli dereler gibi oldu. Program saatinde artýk hayranlarý aramaya baþladý, mektuplar geldi, Gazanfer Amca büyük bir itina ile o mektuplara cevaplar yazdý. Adý, “Gazanfer’le Neþe-i Muhabbet” olan programý kýsa zamanda kendi dinleyicisini buldu.
Ýþte o sýrada pop müzik aðýrlýklý ve kitlesi gençlerden müteþekkil bir radyo transfer teklifi getirdi. Gazanfer Amca þöhretin tadýný almýþtý ve düþünmeden ‘evet’ dedi. Yeni radyosunda program arasýna gülme efektleri de koyuyorlardý. Gazanfer Amca’nýn söyledikleriyle genç dinleyici kafa buluyordu. Gazanfer Amca ise durumun farkýnda deðildi. Anlattýklarým gençleri sýkmasýn diye gülme efekti koyuyorlar diye düþünüyordu.
Ýþte o günlerde radyo bir açýk hava etkinliði düzenledi. Gençler akýn akýn geldiler. Mikrofona Gazanfer Amca çýkýnca gençler deliye döndüler. “Gazanfer Babaaa” diye yýrtýnýyorlardý. Gazanfer Amca bir hatýrasýný anlatýrken yarýda kesip çýktas çýktas eden bir müzik koydular. Ve deliler gibi dans etmeye baþladýlar. Sonra Gazanfer Amca’nýn sesinin üstüne ritim ekleyerek “Gazanfer rep” diye bir þey çalmaya baþladýlar. Gazanfer Amca’nýn sesini türlü hallere sokup altýna ritim koyarak eðleniyorlardý. Gazanfer Amca iþin baþýnda eðlensin yavrucaklar diyordu ama kendi sesinden müzik parçasý yaptýklarýnda anladý ki anlattýklarýna deðil anlatýþ tarzýna gülüyorlardý. Ben de o partide yanýndaydým. Arabamla ben götürmüþtüm. Ýstersen çýkalým deyip aldým çýkardým Gazanfer Amca’yý. Sesi çýkmýyordu. Üzüldüðü belliydi. Onu radyo camiasý ile tanýþtýrdýðým için ben de sorumlu hissediyordum kendimi. Arabada epeyce sessiz kaldýk. Ben gönlünü almak için onun en sevdiði konu olan askerlik anýlarýný anlatmasýný istedim. Anýsý yarýda kesilmesin diye yolu uzattým. Gazanfer Amca konuþtukça açýldý. Rengi yerine geldi.
Ve ben o zaman bir kere daha anladým ki taþ yerinde aðýrdýr. Burada kýymetli olan þey orada da kýymetli olacak diye bir kaide yok. Varsýn Gazanfer Amca’nýn sohbetinden radyo dinleyenleri mahrum olsun biz onu sabahlara kadar dinleriz yeter ki onun gönlü hoþ olsundu deðil mi?...