Gazi Mustafa Kemal’i bu işe alet etmeyin!..

Hükümetin, Suriye politikasını eleştirenlerin, cumhuriyetimizin “kurucu babası”Gazi Mustafa Kemal’in arkasına saklanıyor gibi yapmalarını, kendilerini “sol-Kemalist” görüntüyle perdelemelerini yüreğimde fırtına ile izliyorum.

O, bir vatanseverdi, insanlık karşısında, bırakın döneminin, bugünün değerleriyle net bir duruşu olan bir liderdi, Beşar Esed veya Saddam Hüseyin gibi, nasyonal-sosyalist kasapların kuyruğuna takılacak bir “adam” da değildi.

CHP ihanet etti

Günlük siyasetin koridorlarından uzak durmaya çalışan bir meslek anlayışım var, ama artık dayanamıyorum, söylemek zorundayım: İç siyaset çekişmesinin uzantısında kendini Suriye’deki Baas rejiminin yanında konumlandırmış, Beşar gibi bir diktatörü “meşru” gördüğünü ilan etmiş CHP yönetim kadroları kurucularına ihanet etmiştir.

Pan-Arap/sosyalist Baas Hareketi, Suriyeli üç Arap düşünür/siyasetçisi Mişel Eflak,Selahaddin Bitar ve Zeki Arsuzi tarafından 1945 yılında, Türkiye’nin,Hatay’ı 1939 yılında ilhak etmesine tepki olarak kurulmuş bir harekettir. Kimlik olarak milliyetçidir, Araplar’ın tek bayrak altında toplanmasını ve sosyalist ekonominin geçerli olmasını hedefler, yani milliyetçi (nasyonal)- sosyalisttir.Baas Hareketi’nin çıkış noktası nedeniyle, Suriye’deki haritalarda Hatay, her zaman, Arap toprağı olarak gösterilmiştir. Bu nedenle Baas, karakter itibariyle “anti-Kemalist”tir, Türkiye karşıtıdır.

CHP’nin ve “sol-Kemalist” jargonla konuşmayı bir kimlik haline getiren “sözde” aydınların bu hareketin son temsilcisi Beşar Esed gibi bir katilin yanında ne işleri var? Gazi Mustafa Kemal’e karşı büyük ayıp!..

Şam kasabı’nın insan mezbahası

Baas rejiminin Suriye’de kurduğu işkencehanelerden dünyaya akan fotoğraflar şaşırtıcı değildir. Nasyonal-sosyalizm, bunu daha önce de Hitler Almanyası’nda sergiledi. Nazizm bu karakteri ile tanınan siyasi bir hareket. Silahlı ve saldırgandır. “Öteki” olarak adlandırdığını tıpkı, Hitler’in Yahudiler’e yaptığı gibi dünyadan kazıyıp yok etme ideolojisidir. Saddam Hüseyin’in, Halepçe katliamı ile sembolleşen 1986-1989 yılları arasındaki “Kürt soykırımı” (El-Anfal) bunun açık örneğidir. Beşar, bunun benzerini şimdi, muhalif unsurlara karşı yapıyor. Yapar, çünkü o, bir, Nazi!.. Bir Nazi’den meşru devlet adamı çıkarmaya çalışan dünya ile ülkemin sözde sol kanat siyasetçisi ve aydını da seyrediyor. 

Seyretmeyeni de var... Devleti yönetenlerin “paralel yapı” olarak adlandırdıkları “neo-faşist” bir yapılanma  orada yok edilmeye çalışanlara giden yardım TIR’larını kovalıyor, “sol-Kemalist” arkadaşlar da bu olayları TV ekranlarında köpürtüyor...

Miloşeviç örneği

Nazizm sinsi bir ideolojidir. Tarihe “Bosna kasabı” olarak geçen SlobodanMiloşeviç,Tito’nun Yugoslavyası’nın sosyalist geleneğinden geliyordu, Sırp milliyetçiliği ile Sosyalist Parti’yi birleştirdiği gün, karşımıza bir kasap çıktı. Silahlı ve saldırgandı, gitti, “öteki” olarak adlandırdığı Boşnak kardeşlerimizi katletti, Avrupa’nın ortasında toplama kampları kurdu, Saddam,Hafız ve Beşar gibi “soykırım” gerçekleştirdi. Bütün bunları yaparken, kendini solcu sanan tatlı su balıklarının da desteğini arkasında gördü. Dün, Miloşeviç’in arkasında duranlar bugün nasıl yüzleri yerde dolaşıyorlarsa, yarın benzerini, Beşar’ın elini sıkanlar yaşayacaklar. “Gerçek sol”, insanlığın yanında yer almak, faşizm/nazizmle sonuna kadar mücadele etmek demektir.

Putin’i tarif etmek

Arkadaşların,Moskova’yı, hala, Soğuk Savaş yıllarının “sol-denge başkenti” olarak değerlendirmesini hayretle izliyorum. Vladimir Putin bir Rus milliyetçisidir. Önce Çeçenistan’ı ezdi, devamında Miloşeviç’in yanında yer aldı, şimdi de Beşar’ı destekliyor. Elinde biriken Müslüman kanı, onun gerçek siyasi kimliğini anlamaya yeter!.. Rusya’yı, eşcinselleri bile cezalandıran koyu bir faşizmin kucağına sürükleyen siyaset kimyasına sahip.

Batı, faşizmle mücadelede tıpkı 2. Dünya Savaşı öncesinde olduğu gibi “sarsak siyasetin” anaforunda olabilir, Türkiye bu koroya katılmak zorunda mı?

Gazi Mustafa Kemal’in “özgürlük ve bağımsızlık benimkarakterimdir” sözü, bu cumhuriyetin ana karakterini, bu karakter, Recep Tayyip Erdoğan gibi “muhafazakar” bir siyasetçiden günümüzün en kararlı “anti-faşistini” yarattı. Gazi’nin büyüklüğü burada...

Arkadaş çıkmış TV ekranlarına sanki bir b.k biliyormuş gibi konuşup duruyor. Sinirliyim.