Gazze ayný zamanda iletiþim meselesidir..

1995 yapýmý, Musa (Moses) filmini seyreden varsa, hafýza çeþmesinden bir yudum alalým. Hz. Musa, Mýsýr’da Firavun’a karþý çýkar, sihirbazlarýný alt eder, Kýzýldeniz’i ikiye ayýrýr ve Yahudi milletini ‘vaad edilmiþ topraklara’ götürmek için bir dizi maceraya girer. Daðdan çýkan su, gökten yaðan et, kudret helvasý... Mucizeler. Onlar seçilmiþ bir topluluktur, seçilmiþ bir peygamberin izinde seçilmiþ (vaad edilmiþ) bir yere doðru giderler. Ama, yolculuk boyunca hep maraza çýkar, dinden dönmeler, hep ayný þeyi yiyecek miyiz demeler vesaire. Altýndan bir buzaðýya tapmalar, kardeþ içinde kan dökmeler. Film topluluðun vaad edilmiþ topraða ulaþmasýyla biter. Ama, orada birileri vardýr. Filistinliler. Ve Yahudiler isyan ederler. Madem bize vaad edildi, o zaman bu iþgalciler kimler ola ki? Musa savaþýn der, ama nafile... Film böyle biter. Hz. Musa kavuþmayý göremez. Þimdi ise 2014’teyiz, zaten ufacýk kalan bir toprak parçasýyla Gazze’de filmi bitirmeye azimli Ýsrailliler’i görürüz... 

Ýþte, bu bir propagandadýr. Global iletiþimin bir parçasý. Yahudiler hep ezilmiþlerdir, vatanlarýndan ayrý kalmýþlardýr ve Gazze de, Filistin de onlarýndýr. Bizim topraklara kadar uzanan bir bölge hatta. Bu propagandayý iyi görmek ve analiz etmek lazým. Schindler’in Listesi Oscar aldý, Hayat Güzeldir, Oscar aldý. Piyanist, Tarantino’nun Soysuzlar Çetesi akla ilk gelenler. Yaptýklarý, Musa ve benzeri filmlerle, içeriklerle ‘vaad edilmiþ topraklar’ kültünü yerleþtirmek, akabinde diðer filmlerle ‘Yahudi soykýrýmýný’ iþleyip dünyanýn algýlarýyla oynamak. Bunlarý rol modellerle inþa etmek. Ýnsan duygularýna hitap edip, onlarý ezip geçmek. Onlarý adeta ‘mutant’ yapmak. Bu yaptýklarý küresel iletiþimin ‘sinemasal’ boyutu. Psikolojik. Anti-semitizm dernekler vb. iþin sosyal boyutu. Baský. Ekonomik boyutta, büyük bankerler, gizli dev patronlar efsanesi, reklam sektörünün merkezinde yer almalarý, en nihayetinde dev markalar. Adamlar yaptýklarý vahþeti, insanlýktan çýkma anlarýný, hep büyük ekonomik, iletiþim ve psikolojik harekatlarýyla ört bas etmeye çalýþýrlar. Kýsa vadede etkili olmadýðý zannedilir, ama, uzun vadede yaptýklarý 360 derece iletiþimin etkili olduðu bir gerçektir. Kýsa vadede Coca Cola içilmez, ama uzun vadede bu hep unutulur. Halbuki, Cola efsanesi öteden beri vardýr.  Ramazanlarda halbuki ‘kola’ iftar sofrasýnýn ‘gayr-i resmi’ sponsoru olur.   

Anlýk tepkilerimizi ölçüyorlar, davranýþ biçimlerimizi bizden daha iyi biliyorlar. Dünya kupasýnda atýlan 7 golün, þehide edilen 7 bebekten, günün sonunda daha bir ‘eder pozisyon’ sahibi olduðunu biliyorlar. Ýsrail-Filistin meselesi hakkýnda, enikonu ‘intifada’, ‘mesele’ kelimeleri etrafýnda dönüyoruz, ama, ne bilimsel bilgimiz var bu konuda, ne de bunu ‘edinme’ ihtiyacý. Biz içeride ‘paralel’, ‘ekmek’, ‘gezi’ konuþmaktan ‘Gazze’ nedir, neresidir onu tam olarak bilmiyoruz. Gazze bizim için neden önemlidir? Filistin bize ne anlam ifade ediyor? Ýsrail ve dünya ne yapmak istiyor? Ýsrail neden düþman? Dünya neden sessiz? Ýsra ve Miraç hadiselerinin baþkenti Aksa bizim için neden önemli? Ýnsanlýðýn baþlangýcý OrtaDoðu neden önemli? Açýkçasý, defalarca defalarca sýnandýk ve sýnanýyoruz bu konuda. Orada bir savaþ var, zulüm var, ama, biz halen bunlara ‘gözümüzü ve dimaðýmýzý’ kapatýp, ‘E Ýsrail’le ticaret yapýyoruz’ demekten öte bir þey konuþmuyoruz. Bilgi çaðýnda, özellikle bilgiye ‘dijital hýzla’ ulaþabildiðimiz bu çaðda, gerçeðe ve bilgiye ulaþamýyoruz, en kötüsü bunu istemiyoruz. Hamaset koridorlarýnda dolaþmak güzel, ama iletiþim sarayýnda bir zindana hapsolmak da yaptýðýmýz þey.

En baþta, global/dijital çaðýn gerekliliklerini yerine getirmeliyiz. Hikaye anlatmalýyýz. Film, dizi, belgesel, kitap, panel, konferans, animasyon... Ne kadar içerik üretebilirsek, o kadar etkili oluruz. Üretilmiþleri içselleþtirmiliyiz. Onlarýn bizi bildiði kadar, bizim de onlarý bilmemiz elzem. Bir ‘ton of voice’ oluþturmalýyýz. Bir dil. Bütün kitle iletiþim araçlarýyla, dünya kamuoyuna ve bütün iç/dýþ lobilere bu davayý anlatmanýn peþine düþmeliyiz.  Araplar sessiz, Kral Faysal’ýn suikasti susmalarýnda önemli bir etken. Bir tek ‘sesi çýkan’ biz varýz. Diplomasi ve politikada Türkiye hükümet nezdinde hiç bu kadar etkili olmamýþtý, þimdi ise ‘iletiþim’ zamaný olmalý. Bir gazlý meþrubat içmemek elbet önemli, sloganlar önemli ama bunu onlar gibi ‘bilinçli’ bir þekilde bütünleþik ve küresel bir iletiþim hareketi haline getiremezsek, ateþkes baþladýðýnda baþladýðýmýz yere geri döneriz.