Ýnsan utanýr bazen...Mesela Gazze’nin Ýsrail savaþ gemilerince vurulmayacaðýný bildiðiniz tek otelinde oturmuþ yemeðinizi yerken, deniz tarafýndaki ýþýltýlara bakarken utanýrsýnýz...Utanýrsýnýz, zira, gördüðünüz ýþýltýlar, yakamoz deðil, Filistinli balýkçýlara açýlma diye açýlan uyarý atýþýnýn izli mermileridir.
Yediðiniz balýðýn kýlçýklarý alýnmýþ olsa bile lokmanýz boðazýnýzý yakarak aþaðýya iner. Önünüzde duran kola bardaðýna uzanýr, yine utanýrsýnýz...Dýþarýda olmayan bir içecek kutusuna 8 dolar para ödeyebilecek gücünüz olduðu için masadadýr.
***
Utanç bir an için deðil dalga dalga gelir Gazze’de... Ýsrail birlikleri yeniden karadan girdi haberi üzerine Press yazdýðýnýz çelik yeleði giyer, arabaya koþarsýnýz. Çatýþma yerine doðru giderken, ellerinde silah bir bankamatiðin önünde sýra bekleyen askerler dikkatinizi çeker.“Bu da ne?” diye sorarsýnýz mihmandarýnýza, bu sefer o utanarak “El Fetih askerlerinin maaþý Ramallah’tan yatar, para bitmeden çekmeye çalýþýyorlar” der. Üç gün önce tanklarýn dümdüz ettiði mahallede yeni bir operasyon yoktur ama elde silah oraya koþanlarla, bankamatik önündeki kuyruðu anýmsar utanýrsýnýz...
***
Utanmak ile korkmak yarýþan iki duygudur Gazze’de... Yýkýlmýþ bir bina üzerinde anons çekerken Ýsrail tarafýna fýrlatýlan bir füzeyi görürsünüz, çekmeye baþlarsýnýz.
Gazze’nin üzerindeki Ýsrail zeplini de görmüþtür füzeyi, ikinci atýlmadan yakýnýnýza tank mermisi gelir, yer altýnýzdan kayar, korkarsýnýz...
Sonra Gazze’de yaþayanlar için bunun olaðan olduðunu görür, yine utanýrsýnýz...
***
Gazze’den çýkýnca Ýsrail tarafýnda o füzenin düþtüðü kasabaya gidersiniz. 2008’de kullanýlan teknolojisi basit füze, o an boþ olan eve zarar vermiþ ama kimse ölmemiþtir.
Türkçe bir merhaba duyarsýnýz, Kasýmpaþa’dan Ýsrail’e göçmüþ Niko çýkar karþýnýza, logoyu tanýmýþtýr.Füze düþmeden devreye giren alarm sistemlerini, her iþ yerinde bulunan sýðýnýklarý gösterir size Niko.Ayný dil, ayný þehir, ortak tanýdýklar paydasýna raðmen, Niko için hiç tanýmadýðýnýz insanlardan daha az üzüldüðünüzü fark eder, þaþýrýr, utanýrsýnýz...
***
Döndükten sonra da utanç peþinizi býrakmaz... 2009 yýlýnda Ýsrail’in Tv 2 kanalýndan bir grup Kasýmpaþa’da beyaz eþya satan bir dükkandan içeri girer. Recep Tayyip Erdoðan’a dair röportajýn daha 3. sorusunda konu Ýsrail düþmanlýðýna getirilir.
Ýki üniversitede öðrenim görmüþ, eski milli futbolcu, soruyu çok dinlemez: “Meseleyi sadece milliyet ya da din ile açýklayamazsýnýz. Bizim kültürümüz mazlumdan yana olmayý gerektirir”. Sonra takip edersiniz, o röportajýn ve o cevabýn hiç yayýnlanmadýðýný öðrenir mesleðiniz adýna utanýrsýnýz...