Gece Yarısı Ekspresi’nden Muhteşem Yüzyıl’a...

Yunanistan’da bir yapım şirketi, Yunan ordusunun Anadolu’yu işgalini anlatan bir dizi yapsa, bu dizi Türkiye’de yayınlanabilir mi?

Sanmam, öyle bir diziyi yayınlayan kanalın başı kesin belaya girer.

Bir adım öteye gidelim, Avusturya’da bir şirket Viyana kuşatmasını da kapsayan dönemin dizisini yapsa, dizide Osmanlı İmparatorluğu’nun hatalarından söz edilse, o dizi Türkiye’de yayınlanabilir mi?

Yok, o da yayınlanamaz...

Nereden biliyorsun diyeceksiniz, değil mi? Gece Yarısı Ekspresi filmini seyreden kişi sayısı yok denecek kadar azdır ama herkes bu filmin adını ve Türk düşmanı olduğunu bilir.

6 dalda aday gösterilip 2 dalda Oscar almış bir filmdir Gece Yarısı Ekspresi. Amerika ve Avrupa’da 1978’te gösterime giren filmin ardından Türkiye yönetmen, oyuncu ve yapımcıların ülkeye girişlerini yasaklamak dahil çeşitli tepkiler vermişti.

Hikaye burada bitmedi, Gece Yarısı Ekspresi filminin yönetmeni Oliver Stone, 2004 yılında, Büyük İskender filminin tanıtımı için Türkiye’ye geldi, bir basın toplantısı düzenlendi.

Toplantıda Kanal D Muhabiri Ayşegül Ataç, Oliver Stone’a “Türklere düşman mısınız?” diye sordu, bu soruya Oliver Stone değil ama Türkiye’deki dağıtım şirketinin sahibi tepki verdi, sağa sola şikayette bulundu.

Dağıtıcının derdi elbette paraydı.

Aradan 26 yıl geçmesine, Gece Yarısı Ekspresi Türkiye’de hiç gösterilmemiş olmasına rağmen seyircinin Oliver Stone’u cezalandıracağı ve Büyük İskender’e gitmeyeceğini düşündü.

Tarih dediğimiz şey aslında yaşananların kazananların gözünden anlatılmasıdır biraz da...

Macaristan’da Muhteşem Yüzyıl’ın yayınlayan ve diziye 6 hafta ara veren kanalın seyirci tarafından protesto edildiğini görünce geldi bunlar aklıma...

Muhteşem Yüzyıl’da en uzun ve başarılı savaş sahneleri Kanuni’nin Macaristan seferine ait olan sahnelerdir.

Macarlar asırlar süren Osmanlı hakimiyetinin başlangıcını da kapsayan bir diziyi seyretmeye neden bu kadar hevesliler?

Belki de tarih kitaplarında yazanları bir de kazananın penceresinden izlemek istemiş olabilirler ama kabul edelim ki Türkiye için geçerli olmayan bir örnek bu.

Gerekçesi ister koyu milliyetçilik olsun ister hiç esaret altında yaşamamış olmanın sonucu, fark etmez.

Macarlar Muhteşem Yüzyıl’dan ne öğreniyorlar bilmem ama Macarların dizinin yayını için gösterdikleri ısrara bakıp bizim düşünmemiz gerekenler olduğu kesin...