Cüneyd Altıparmak
Cüneyd Altıparmak
Tüm Yazıları

Geçiş dönemi!..

Suriye'deki gelişmeler pek çok yönden ele alınabilir. Geçen yazıda da belirttiğim gibi biz hukuki yönden ele almaya devam edeceğiz. Gelişmelerin seyri baş döndürücü olsa da bir hukukçu olarak bu süreçte sakinlikle ele alınması gerektiğini düşündüğümüz birkaç husus var. Şüphesiz bunlardan en önemlisi Anayasa'dır. Ancak "doğru bir anayasa" evresine gelene kadar dikkat edilmesi gereken hususları da ıskalamamak gerekiyor.

SURİYE'NİN YAPISI

Suriye, üniter bir devlet. Yani bir merkezden yönetiliyordu. Şam, ülkenin hem iç hem de dış politikasını belirlemeye yetkiliydi. Suriye'de yeni Anayasa 2012'de kabul edildi. 1973'teki Anayasanın yerine gelen bu metin; devletin karakterini şu anahtar kavramlar üzerine kuruyordu: Arap, demokratik(!) ve cumhuriyetçi... Bu kurgu üzerine inşa edilen paradigma iflas etti. Zira Suriye'nin esas sorunu idari yapısı ve anayasal düzenine dair değildi. Yönetimin hukuka ve geleneğe aykırı uygulamaları sebebiyle rejim son buldu.

ANAYASA'DA NELER VAR...

157 maddelik Anayasa dikkatle okunduğunda tüm anayasalarda yer alan kabullerin ve ifadelerin olduğunu söylemek mümkün... Ancak Yargı'nın Cumhurbaşkanına bağlı kılındığı, Adalet Bakanına ise Başsavcılığın bağlandığı, Başbakanın tamamen sembolik kaldığı, seçimlerde bir başkasının kazanma ihtimalinin olmadığı, seçim yargısının bile Cumhurbaşkanına resmen bağlı olduğu bir mekanizmanın öngörüldüğünü görürüz...

NÜFUS TAHKİMİ

Bu süreçteki en büyük sorun değişen demografik yapı. Ülke dışına göç olduğu kadar bazı grupların ve terör yapılarının tersine göçle bir iskân oluşturduğu çok net biliniyor. Bu bağlamda hangi adım atılırsa atılsın, dikkat edilmesi gereken iki nokta var. Birincisi mültecilerin geri dönüşünün beklenmesi için makul bir süre tanınması ve bu dönüş için bir politikanın belirlenmesi. İkincisi ise doğru bir sayımın yapılarak kimlerin "geçiş sürecinde irade koyabilecek" yurttaş olduğuna karar verilmesidir.

MÜLKLERİN KORUNMASI

Aynı durum mülklerin tespiti konusunda da geçerlidir. Özel mülklere karşı rejimin ve terör yapılarının hukuki veya fiili el koyma durumu derhal kaldırılmalıdır... Zira kişilerin ülke kaderi üzerindeki etkinliği kendilerine ait olan özel mülklere sahip olma durumu ile de ilintilidir. Yine rejimin bu bağlamdaki haksız uygulamalarını kaldırmak, tarım alanları anlamında toprak reformunu da düşünerek yeni ve adil mülk edinimi politikasının da geçiş dönemi açısından önemini görmek gerekiyor.

STRATEJİK YERLER

Bir başka durum ise geçiş döneminde "enerji" ve "güvenlik" alanında önemli yerlere dair "yönetim biçiminin" derhal belirlenmesi mevzuudur. Bu alanların ivedi olarak kimler tarafından hangi süre ile kontrol edileceği konularının bir hukuki metin olarak ortaya çıkması gerekiyor.

GEÇİŞ ANAYASASI

Bu süreçte karşımıza çıkacak ilk metin yeni bir anayasa olmayacak. Yeni anayasa sürecine gidilmeden önce yapılması gerekenleri ve yeni anayasanın nasıl yürürlüğe gireceğini, bu süre zarfında ülkenin nasıl yönetileceğine dair bir metin çıkacak ki buna "geçiş dönemi anayasası" diyebiliriz. Burada ehem-mühim dengesine dikkat etmek ve özellikle "öngörülen yapı nedir?" ve "Suriyeli kimdir?" sorularına yanıt verilmesi önemli!

FEDARATİF YAPI SORUNDUR!

Yeni sürecin sonunda yürütme açısından iki hususa dikkatle yoğunlaşmak gerekiyor. Bunlardan ilki "üniter" yapıdır. Suriye'nin toprak bütünlüğü Türkiye açısından önemlidir. Bunun sebebi PKK/YPG'nin "bir devlet" veya benzeri oluşum peşinde olduğu gerçeği üzerinden okunmalıdır. Örgütsel faaliyetler sebebiyle çevre ülkelerden getirilen kimselerin "Suriye" yönetiminde yurttaş olarak bulunması Suriye'nin "kaderini tayin" hakkına da zarar verecektir. Federatif yapıyı (bu aşamada) bölünme öncesi bir adım olarak görmek gerekmektedir.

KOTALI YÖNETİM SİYASİ KRİZDİR

Bir diğer konu ise "kotalı yönetim" meselesidir. "Federatif yapı olmasın ama Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan (din, mezhep veya ırk bağlamında) ayrı grupların temsili ile oluşsun" biçimindeki yaklaşım da siyasi krizin sürdürülebilir olmasını sağlamaktan başka bir amaca hizmet etmez.

İşte bu sebeplerle hukuki olarak "geçiş döneminin adaletli olması" konusunu gündemden düşürmemek gerekiyor. Bir sonraki yazıda bu kavramla devam edeceğiz...