Geçmiş baharlar...

"Babam benden Türk’tü, ben ondan daha Türküm. Ermeni olduğumu hiçbir zaman fark etmedim, hiçbir sebep olmadı bana kimsenin Ermenisin demesi için” Perşembe akşamı, Cine-5’te, Aslıgül Atasagun’un yaptığı özel röportajda en dikkatimi çeken bu cümle oldu. Sonra aklıma şu soru takıldı. 

Eskinin değer yargıları alkışlardı bu cümleyi şimdinin değer yargısı asimile olmuş birinin cümleleri olarak mı yorumlar bu cümleyi? Hayata dahi asimile olmamış biri Ara Güler, onun için böyle düşünmek abesle 
iştigal aslında.

Konuşmamız gereken, zaman zaman her insanın hikayesini alıp ona kendi biçtiğimiz elbiseyi kolaylıkla giydirebilen yanımız.

***

Cuma günü, TRT Haber’de, Bir Zamanlar Seçim adıyla bir bant yayına verildi. TRT ekranında propaganda konuşmasına başlamadan son hazırlıklarını yapan liderlerin görüntülerinden oluşuyordu bu bant.

Hasan Celal Güzel’i ekranda kolu alçılı görünce hatırladım, sokakta çok fazla ve sert el sıkmanın sonucuydu o askı. Partisinin amblemi de uğur böceğiydi galiba...

Deniz Baykal’ın saçları konusundaki hassasiyeti, Necmettin Erbakan’ın zarafeti sonra şimdi görenlerinin bir kısmının bu kimdi diye soracağı liderlerden bazıları...

Tarih ne kadar acımasız, bir zamanların manşet süsleyen isimlerine bu kimdi diye bakıyor olmak her açıdan çok öğretici.

Mesela, günümüzün, kısa yoldan ünlü, hızlı şekilde zengin olma anlayışının ne kadar boş olduğunu görmek gerek.

***

Cuma sabahı Zeki Alasya’nın öldüğü haberi geldi. Seveni vardır, sevmeyeni vardır, ama insanlarda yaptığı işlerle iz bıraktığı da kaçınılmaz bir gerçektir.

Kendi tarihimde Zeki Alasya’nın bir balık lokantası açmasına anlam verememiştim çok uzun süre, sonra büyüklerin “tiyatro karın doyurmaz” kabullenişini de bu bilgiye ekleyip kafamda başka gelecek hayalleri canlandırmıştım.

Bu hatırlatmayı özellikle yaptım... Birden fazla kuşağa hitap eden insanların ölüm haberi geldiğinde insanlar biraz da kendi geçmişlerine dönerler. Hepimizin bugüne göre daha masum ya da günahsız olduğu zamanlara...

Sadece aldığımız ölüm haberine üzülmeyiz o zaman. Kendi hatalarımıza ve planlayıp yapamadıklarımıza da üzülürüz biraz. Yazıya o yüzden Geçmiş baharlar diye başlık koydum...

Pazar günleri, cümlelerde öznelerle fillerin yerlerini değiştirip “ben aynı zamanda duygu insanıyım” havası atanlardan hiç hoşlanmadım ama gelecek bahar Ara Güler yine aramızda olursa ne de güzel olacak...