Geçmiş zaman olur ki

Milli Türk talebe Birliği (MTTB) gençliğimizin en güzel hatıralarındandır. Yetmişli yılların o hareketli günlerinde bize akl-ı selimi öğreten bir ocaktı. 

Sokakların kan gölüne döndüğü, gençlerin sağ sol çatışmalarında hayatlarını yitirdiği bir ortamda gençliği olayların uzağında tutan, ilim ve kültüre sevk eden dönemin en önemli talebe teşkilatı.

MTTB bugün ülkeyi yöneten kadroları da yetiştiren öğrenci teşkilatının adı.

Cağaloğlu’ndaki binasında bizim kuşağımızın unutulmaz hatıraları vardır.

12 Eylül’den sonra  MTTB kapatılmış ve binasına el konmuştu.

O binanın önünden geçtikçe eski günleri yad eder iç geçirirdik.

Şimdilerde o gençlik yıllarının heyecanını  yaşamaya başladık.

Çünkü o bina artık yeniden MTTB’nin merkezi oldu.

***

MTTB yeniden kuruldu ve eski başkanlarından Kültür eski bakanı İsmail Kahraman beyin gayretleriyle bina tekrar MTTB’ye tahsis edildi.

Şimdi her Cuma günü namazdan sonra  MTTB buluşmaları başladı.

Cuma namazından sonra İsmail Kahraman bey misafirlerini orada ağırlıyor. Geleneksel ikramdan sonra  eski seminer salonunda çay ikramı ve sohbet başlıyor.

Ben fırsat buldukça uğramaya çalışıyorum. Eski dostları görüyor  ve yeni simalarla tanışma fırsatını yakalıyorum.

Bu hizmeti için İsmail beye ne kadar teşekkür etsek azdır.

***

Tabii MTTB’ye kadar gidince bölgedeki kitap evlerini ve kültür merkezlerini de şöyle bir yoklamadan geçemiyorum.

Hemen yakınında Cezeri Kasım Camii altında bulunan Diyanet Kitabevi hemen her kitabı bulabileceğiniz gerçekten mükemmel bir hazine. Müdürü Metin Mergen ve değerli çalışanları her gelene içtenlikle yardımcı olarak hizmet veriyorlar.

Geçenlerde bir kitap arıyordum henüz oraya gelmemişti, sağ olsun Metin bey üşenmedi beni aldı kitabın dağıtım merkezine  götürdü. Satın almaya gittiğim kitabı Ali Bayrak bey  yanında başka bir kitapla birlikte hediye etti.  Mahcup oldum ücretini ödemek istedim ama sağ olsun  Ali beyin sehaveti  benim ısrarımı bastırdı.

***

Kitap diyince kelimeni tam anlamıyla bir kitap meftunu  aynı zamanda çok sayıda kitabın müellifi  olan kadim dostum Dursun Gürlek beyi anmadan geçemem. Fırsat buldukça bir araya gelir hasbıhal ederiz. Genellikle de ya bir kitapçıda ya bir kütüphanede ya da Kubbealtı’nda buluşuruz.

Geçen hafta Kubbealtı’nda buluşmak üzere anlaştık.

Kubbealtı kültürel faaliyetleriyle meşhur bir tarihi mekan. O tarihi mekana hakkı veren bir de yöneticisi var. Mehmed Nuri Yardım bey. Nezaketiyle insanı teslim alan ve kültür alanında bir şeyler yapmanın heyecanını yaşayan değerli bir insan. Kubbealtı ‘ndaki  kültürel faaliyetler kesmiyor bir de ESKADER’e öncülük ediyor ve orada da farklı bir kültürel faaliyet düzenliyor.

***

Bu son buluşmamızda  Beyazıt kütüphanesi eski müdürlerinden (hafızı kütüplerinden)  İsmail Saib Sencer bey hakkında biraz bilgi istedim, hemen 15. Baskısını yapan Ayaklı Kütüphaneler kitabını çıkardı ilgili bölümü işaretledi ve elime tutuşturdu.

Mehmed Nuri Bey durur mu o da yayınladığı son kitabı Günümüzün Karacaoğlanı Mehmet Zeki Akdağ kitabını takdim etti.

Sağolsunlar.

Bu iki dost  arada bir kültürel konularda yazma tavsiyelerini de ihmal etmediler.

Aslında bugün niyetim  bir kitap aşığı ve aynı zamanda müthiş bir hayvan sever olan ,”Gazzali kadar mütekellim, Fahreddin Râzi kadar müfessir, Buhâri kadar muhaddis, İbn-i Sina kadar hakîm, Mevlanakadar âşık, Hacı Bayram-ı  Veli kadar vâkıf bir ilim adamı merhum İsmail Saib Sencer beyden bahsetmek istiyordum ama inşallah başka bir yazıda.