Dakika bir, gol bir..
Türkiye’nin son on yýl itibariyle,geçmiþle yüzleþme çabasý içinde olduðuna inanmýþ ve bu çabayý desteklemiþseniz , yeni bir muhasebe yapmanýzda fayda var.
Çünkü çok sürmeyecek birkaç köþe yazýsý ve birkaç haberden sonra, bu mesele unutulup gidecek gibi görülüyor.
Bu köþenin adý yüzleþme. Taraf’ta beþ yýl ayný isimle yazý yazdým. Taraf’tan ayrýlýnca da, Yüzleþme köþesini Star’a taþýdým. Ýki yýldýr, Starda siyaset ve yüzleþme yazýlarý yazýyorum.
Geçmiþe dair tanýklýklarým ve yaþadýklarým; son on yýlda, 11 kitap yazmama vesile oldu.
Kürtler, Ermeniler, Süryaniler, Türk-Kürt siyasi iliþkileri, faili meçhuller, daðda hayatýný kaybetmiþ Türk ve Kürt gençlerine dair trajik hikayeler, bu kitaplarýn konusuydu.
Diyarbakýr’da devam edem Musa Anter davasýnýn da hem maðduru, hem tanýðýyým.
Diyarbakýr cezaevi müze olmadan ölürsem, gözüm açýk gider..
Kitaplarýmý ve yedi yýldýr yazdýðým yüzleþme yazýlarýmý çok seviyorum.
Yazýlarým ve kitaplarým benim gerçek hakikatimdir ve benim için, çok da kýymetlidir.
‘Yüzleþme’ konusunu bugünlerde yeniden düþünürken, derin bir umutsuzluða kapýldýðýmý itiraf etmeliyim. Bundan sonra yazýlarýmda geçmiþle yüzleþme muhtemelen daha az yer alacak; ama kendi yazý serüvenimde önemli bir milat olan bu geçmiþi belki köþe yazýlarýyla deðil, edebi metinlerle anlatmaya devam edeceðim. Becerebilirsem tabi..
Ýlker Baþbuð’un tahliyesine hiçbir itirazým yok ve olamaz da.
Benim açýmdan sorun, bu davalardan yargýlananlarýn son çýkan yasa baðlamýnda tahliye olmalarý meselesi de deðil.
Asýl mesele, son on yýldaki yüzleþme hamlelerini mümkün kýlan siyasi ittifakýn bugün daðýlmýþ olmasýdýr.
Bu ittifakýn, daha iki ay öncesine kadar hizmet hareketi veya cemaat olarak bilinen, ama þimdi de paralel yapý olarak tanýmlanan Ýslami referanslý bir sivil toplum örgütüyle, muhafazakar demokrat bir hükümet arasýnda kurulduðunu kabul etmek lazým.
Davalarýn açýlmasý bu ittifakla ve toplumun bu siyasi-sivil ittifaka verdiði destekle mümkün oldu.
CHP bu sürecin arkasýnda deðil, önünde durdu. MHP’nin de nüans farklarýyla tutumu farklý deðildi. Askeri vesayetin ve bu vesayetin son otuz yýl itibariyle-hadi daha daha geçmiþ yýllara gitmeyelim-, Kürt sorununda yol açtýðý vahamet ve korkunç ihlallere raðmen, Kürt siyaseti de bu sürecin arkasýnda durmadý.
Kýsacasý, Türkiye’nin geçmiþle hesaplaþmasý, siyasi parti ve gruplarýn birbiriyle mücadelesine kurban edildi. Hakikatten bahsedildi, ama kimsenin hakikat anlayýþý diðerinin anlayýþýna uymadý, hakikat nedir sorusu etrafýnda bir toplumsal mutabakat saðlanamadý.
Bugüne gelelim. En önemli yüzleþme ve hesaplaþma davalarýndan tutuklu olan katil zanlýlarýnýn ve azmettiricilerin peþ peþe serbest kaldýðý bir süreçte, sizi bilmem, ama ‘Yüzleþme’ kelimesi bile benim içimde buruk bir tat býrakacak artýk.
Bu köþeye yeni bir isim aramanýn zamaný geldi galiba. Yüzleþme çok aðýr bir kelime. Adil bir dünyayý, suçun cezasýz kalmadýðý, insanlarýn ideolojileri ne olursa olsun, hakikatin peþinde koþtuðu bir dünyayý ima ediyor.
Türkiye son on yýlda bu dünyanýn mücadelesini veriyordu..
Ama 17 Aralýk’tan sonra hiçbir þeyin eskisi gibi olamayacaðýný göreceðiz.
Kim ne derse desin, geçmiþin hesabýný görme ve hesaplaþma mücadelesi, 17 Aralýk’la beraber farklý bir mecraya girdi. Aðýr bir darbe yedi. Çünkü bu mücadeleyi mümkün kýlan ve bu aþamaya getiren siyasi-sivil ittifak çöktü.
Bu ittifak lazýmdý oldu, þimdi lüzumu kalmadý.
Ýlker Baþbuð Paþa,daha bir hafta önce Türkiye’nin ‘aðýr mahpusu’ydu, bugün cumhurbaþkanlýðýna aday olur mu diye tartýþýyoruz.
Tahliye olacaklarýn arasýndan CHP’nin ulusalcý kanadý belki kendine bir genel baþkan bile bulur!
Zirve, Hrant Dink, Bayoz, Ergenekon, JÝTEM ve 12 Eylül, 28 Þubat davalarý, Türkiye’nin askeri vesayet dönemiyle mücadelesinin hukuki zeminleri ve alanlarý oldu.
Son on yýlda Türkiye bu dava süreçleriyle beraber, geçmiþte olup bitenleri tartýþma fýrsatý buldu.
Tarihiyle yüzleþti. 1915’i, Kürt sorununu, Dersimi filan yeniden hatýrladý..
Sonra bir gün bu sürecin arkasýnda duran siyasi irade içinde derin bir çatýþma baþladý.
17 Aralýk hükümeti vuramadý.
Ama 17 Aralýk, geldi, Türkiye’nin yüzleþme hamlesini ta can evinden vurdu.
17 Aralýk sürecini babayiðitçe destekleyen medyanýn, þimdi de ‘Katiller Aramýzda’ manþetleri atmasý ne kadar boþ lafsa, ‘askeri vesayetle mücadele devam edecek’ diye yazý yazmak da bir o kadar boþ laf!, Türkiye, tarihsel hafýzanýn itinayla silineceði, bir sürece girdi..
Kürtler’in ‘kabahatleri’ hariç..O ‘kabahatler’ hep hatýrlanacak..
Deðil mi ki, Zirve katliamýnýn katilleri dýþarýda, Hatip Dicle ve arkadaþlarý hala içerde..