Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Tüm Yazýlarý

‘Gel bakayým Kemal Bey! Gel, biraz yârenlik edelim..' Desem..

4 sene öncelerde partisi adýna Cumhurbaþkaný adayý olarak göstermek için Muharrem Ýnce'yi, 'Gel bakayým, Muharrem!..' diye çaðýran üslubundaki 'sevimli'likle biz de Kemal Bey'i, 'Gel Bakayým Kemal Bey..' diye çaðýrsak, nasýl olur dersiniz?.. Ne de olsa ayný nesilden sayýlýrýz..

Kemal Bey'in ismi siyaset sahnesinde gözükmeden önce, Demirel Hükûmetlerinin ünlü Dýþiþleri Bakanlarýndan Ýhsan Sabri Çaðlayangil'le, onun ömrünün son dönemlerinde yaptýðý ve Dersim Faciasý'ný ve Seyyid Rýza'nýn ve oðlunun ve diðerlerinin idâmlarýyla noktalanan ve konuþulmasý hâlâ da sýnýrlý olan Dersim Harekâtý veya Ýsyaný günlerine dair hâtýralarýný yansýtan röportajýnda öðrenmiþtim. Ki, 1937'deki o facia günlerinde öldürülen vatandaþlarýn sayýsý için gayri-resmî olarak çok büyük rakamlar telâffuz edilir ve resmî rakamlarý ise, Tayyib Erdoðan 10 yýl öncelerde Baþbakan olarak, o 1 yýlý aþkýn harekât sýrasýnda 14 bin kiþi olarak açýklamýþtý. Ki, o konu henüz de açýkça konuþulamaz. M. Kemal konusunda konuþulamadýðý için, Ýsmet Ýnönü suçlanýr ama Ýsmet Paþa, o harekât öncesinde M. Kemal tarafýndan azledilmiþ ve Baþvekilliðe / Baþbakanlýða Celâl Bayar getirilmiþti. Ki, Celâl Bayar, 'Ben de yazdým..' adýyla yayýnlanan hâtýratýnda, Dersim'de bir karakoldaki 16 askerin öldürülmesiyle baþlayan karýþýklýklar üzerine M. Kemal'in kendisine, 'Tenkil!. / Yok, ediniz' emrini verdiðini yazar. Hava Kuv. eski Komutanlarýndan Muhsin Batur ise hâtýralarýnda, o yýllarda Harb Okulu'ndaki öðrenciler olarak trenle bölgeye gönderildiklerini yazar ama 'Hayatýnýn o bölümünü ve orada neler cereyan ettiðini yazamayacaðýndan dolayý, okuyucularýn kendisini mâzûr görmelerini ister. Sabiha Gökçen'in de bizzat katýldýðý Dersim Harekâtý'ndaki hava bombardýmanlarýna dair zevk ve gururla anlattýklarý bir baþka konudur. Son haftalardaki bir TV. programýnda ise (sosyolog) Doç. Hulki Cevizoðlu da, 'Atatürk Türkçüdür.. Ýnönü ise Kürtçüdür..' gibi bir iddiada bulunmuþ ve her konuda saatlerce tartýþan diðer katýlýmcýlarýn bu konuda konuþmak istemedikleri görülmüþtür.)

(Yeni nesiller, Kýlýçdaroðlu'nun Dersim'li olduðu mâlûm da, bu konunun Çaðlayangil'le ilgisi nedir diyebilirler. Çaðlayangil, 1937'lerde yani, -M. Kemal döneminde, Emniyet Umum Müdür Muavini olarak M. Kemal'in güvendiði elemanlardandýr ve halkýnýn ekseriyetinin Alevi Müslümanlardan oluþtuðu Dersim'de, söz konusu ayaklanma hareketinin lideri olarak bilinen Seyyid Rýzâ'nýn idâm edilmesinde yetkili kýlýnmýþtýr. Çaðlayangil, Seyyid Rýzâ'nýn idâm edilebilmesi için yaþýný bir gece yarýsý mahkeme kararýyla küçültüldüðünü, oðlunun ise idâm edilebilmesi için ayný þekilde, mahkeme kararýyla yaþýnýn büyütüldüðünü söylemiþtir. Ve Seyyid Rýzâ, 'Biz evlâd-ý Huseynik, vallah mazlûmâne giderük..' diye yürür, dâraðacýna.. Ýdâm edilen bu baba-oðul'un mezarlarý da yoktur ve cesedlerinin de yakýldýðý söylenir.)

Kemal Bey, o alanda çalýþsaydý herhalde daha faydalý olabilir ve siyasete girmez ve de 'Muharrem Ýnce'nin, 'Erdoðan'a karþý seçime girmiþsin, yenmiþ. /Girmiþsin, yenmiþ, /Girmiþsin, yenmiþ..' gibi istihzalara muhatab olmazdý.

Kezâ, son günlerde baþýný aðrýtan 'seccâde' konusundaki umursamaz tavrý da, üzerine bu kadar boca edilmezdi..

Dün de bir arkadaþ, Kemal Bey'in merhûm Seyyid Kutb'un 'Yoldaki Ýþaretler' isimli kitabýna bakarken çekilen bir fotoðrafýný gönderdi.. Siyaset, sadece halka hizmet yarýþý deðil de, bir takým makamlara, her ne pahasýna olursa olsun ulaþmak mücadelesi olarak görülünce, insanýn ne kadar savrulabildiðine bir örnek gibiydi, o görüntü..

Ama aman Kemâl Bey, en baþta da, 'Amerikan siyasetlerine Doðu Akdeniz, Ortadoðu ve Kafkaslarda ve diðer yerlerde bizim siyaset ve menfaatlerimize zarar veren Erdoðan, içerdeki muhalefetle iþbirliði yapýlarak, iktidardan demokratik yolla indirilmelidir..' diyen Biden olmak üzere, emperial dünyadaki dostlarýn, bu Seyyid Kutub'lu görüntülerden rahatsýz olurlar.. Yoksa Amerikan Büyükelçisi Jeffry Flake de, devletinin size son tavsiyelerini bildirmek üzere -ki, diplomaside bir yeri olmadýðý için- bu konuda da dikkatinizi çekmiþ olmasýn!

Çünkü Amerikan emperyalizminin baþýnda bulunan Biden ve emrindeki kadrolarý ve ideolojik savaþ teorisyenleri, Seyyid Kutub'un kitablarýna merak sardýðýnýz ihtimalinden bile rahatsýz olabilirler. Zira 1966 yýlýnda, o dönemdeki Mýsýr lideri Cemâl Abdunnâsýr tarafýndan idâm ettirilmiþ, öldürtülmüþ olsa da Seyyid Kutb'un düþünceleri, kitablarý, tek baþýna, ama siz yine de öyle ayak-üstü, þöyle bir sahifelerini karýþtýrarak deðil de, -benimser misiniz, benimsemez misiniz bilmem, ama-, 'Fî Zýlâl'il Kur'an /Kur'an'ýn Gölgesinde..' isimli 8-10 cildlik dev eseri, Müslümanlara ilginç mesajlar vermeye hâlâ da devam ediyor ve siz de istifade edebilirsiniz; ama bu yüzden, Seyyid Kutub ve eserleri hâlâ bir tehlike ve hattâ 'IÞÝD'in öncülerinden birisi' gibi görülüyor- gösteriliyor.

Ýlave edeyim ki, Berlin'den sosyal bilimler alanýnda epeyce dirsek eskitmiþ olan dostum Ýlhami Büyükbaþ, 'Hangi Alman'la karþýlaþsam hemen, 'Erdoðan bu sefer gidici, deðil mi?' diye sorup, muhatablarýndan 'Siyasetle ilgilenmiyorum' diyenlere bile 'Gidici -gidici..' diye bir hava estirmeye çalýþýyorlar ve 'Eðer Erdoðan gidecek olursa, Avrupa büyük bir bayrama hazýrlanýyor..' diyor.

Sahi Kemal Bey, 'Avrupa ve Amerika ve dünyanýn diðer emperial güç merkezleri ve onlarýn kendi toplumlarda, kamuoyu oluþturma kuruluþlarý sizi niye bu kadar çok seviyorlar?' diye sorayým..

Onlar Türkiye'yi çok mu seviyorlar?

Yýllýk ihracat geliri 2002'de sadece 32 milyar dolar olan bu ülkeyi, bugün 265 milyar dolarlýk yýllýk ihracat gelirine ulaþtýran ve Türkiye'nin kalkýnmasýnda her alanda büyük atýlýmlar gerçekleþtiren ve ülkenin son 25 yýlýna damgasýný vuran ve halkýn oylarýyla seçimleri üst üste kazanarak gelen Erdoðan'dan niye hoþlanmýyorlar da; iç ve dýþ dünyaya yansýyan ciddî bir baþarýnýz olmadýðý halde, seni niye çok seviyorlar ve senin kazanmaný bayram þenliðiyle kutlamaya hazýrlanýyorlar, bunun sebebini düþündünüz mü hiç?

Bu arada, ekleyelim ki Kemal Bey, 2 Nisan günü, partisi CHP'nin taa baþtan beri Müslüman halkýn aslî deðerlerine karþý 'irtica' diye savaþ açmak þeklindeki geçmiþinden 1-2 küçük örnek zikretti. Þöyle diyordu:

-CHP'nin Cumhuriyet dönemiyle ilgili pek çok hatalar ve yanlýþlarýn olmadý mý? Ben size söyleyeyim..

Nâzým Hikmet'i kim hapse attý? CHP!..

Sabahattin Ali'yi kim öldürttü? CHP!...

(Bu arada Dersim Hadiseleri'ne dair bazý sözler de vardý ama onlar tamamlatýlmadan baþka konulara geçiliyor ve Kemal Bey devam ediyor:)

Doðrulara her zaman doðru deriz ama yanlýþlarýn da istismar edilmesi doðru deðil.. (Yani biz söyleriz ama baþkalarý söylerse bunlar istismar olur demek istiyor ve devam ediyor:)

Sonra Atatürk de bu milletin içinden yetiþmiþ birisidir. Bu ülkeye büyük hizmetleri olmuþ.. Ne Atatürk'ü, ne de bir baþkasýný özel bir yasayla korumanýn anlamý yoktur!.'

Evet, bunlarý da söyleyebildi Kemal Bey.. Herkese gülücük daðýtarak bir yerlere varmak için.. Her ne kadar belki yüzbinlerce örnekten sadece N. Hikmet ve Sabahattin Ali'den örnek verdiyse de.. Bunlarý söyleyebilmesi bile ilginçtir. Ki, 'Doðru söylüyorsa, lideri olduðu parti adýna, o geçmiþlerine redd-i mirâs eylemeden olmaz'.

Evet, bu sözlerin gereði tartýþma zeminine gelecek olsa, o zaman yan çizme olmamalýdýr, deðil mi Kemal Bey?

Sabahattin Ali'nin 1948'de, uykudayken kafasýna vurula-vurula, hunharca öldürtülmesine sebep olan þiirlerinden biri var ki, ondan birkaç mýsra ile bitirelim sözümüzü; Sabahattin Ali'nin bu mýsralarýnda neyi veya kimleri kasd ettiðini bilmesek de:

'Asarlar mý hâlâ, Hakk'a tapaný?

Mebûs yaparlar mý her þaklabaný?

Köylünün elinde var mý sabaný?

Sýska öküzleri dirilmiþ midir?

Cümlesi 'belî'(evet) der, 'Enel'Hakk' dese,

Hâlâ taparlar mý, koca teres'e?

Ýsmet girmedi mi hâlâ kodese?

Kel Ali'nin boynu vurulmuþ mudur?'