Birleþmiþ Milletler’de Filistin için yapýlan oylama, bu ülkeye sadece “gözlemci üye” statüsü kazandýrmadý. Ayný zamanda, bu statüden daha güçlü bir sempati ve desteðin de ilanýný saðladý.
Dahasý, ABD-Ýsrail ittifakýnýn milletler ailesi nezdindeki çöküþünü de gösterdi.
Filistin gibi parçalý ve küçük bir ülkenin, Ýsrail gibi Amerika’nýn sýnýrsýz desteðine sahip en ziyade korunaklý bir ülkeye karþý net bir skorla galibiyetini tescilledi. Kararýn sembolik deðeri her halükarda içeriðinden daha önemli ve kýymetlidir.
Oy kullanan 193 ülkeden 138’i tercihi Filistin’den yana kullanýrken sadece 9 ülke Ýsrail’e destek verebildi. Üstelik o talihsiz 9’lu grubun 5’inin adý saný belki de ilk kez bu oylamayla duyuluyordu.
Filistin’in haklý ve ertelenemez davasý bu oylamayla dünya vicdanýnda temize çekilmiþ oldu.
Türkiye de bu süreçte oynadýðý dostluktan öte rol sayesinde tarihe geçen bir diplomatik performansa imza attý. Oylama ayný zamanda, Ýsrail’e bütün uluslararasý platformlarda göz açtýrmayan Türkiye’nin politikasýnýn meþruiyetini de onayladý.
Ve elbette ABD’nin hala sýnýrsýz bir þekilde Ýsrail’in yanýnda yer almasý Arap Baharý’nýn felsefesinin doðruluðunu da gösterdi. Dolayýsýyla, Obama’nýn bölgede sorunlarý diyalog yoluyla çözme yaklaþýmý da ilk dakikada aðýr bir darbe aldý.
Ancak...
Tablo böylesine açýk olmasýna raðmen Ýsrail, iþgali geniþleterek Batý Þeria’da 3 bin yeni yerleþim yeri kuracaðýný açýkladý.
Dünyanýn verdiði mesaj hiçe sayan, uluslararasý hukuku çiðneyen tipik, alýþýldýk bir Ýsrail hamlesi.
Bu adýmý mümkün kýlan tek þey, BM Güvenlik Konseyi’ndeki ABD vetosudur. O veto hakký Ýsrail’in sayýsýz BM kararýný yok saymasýný, yok saymak bir yana toprak gasbýný geniþletmesini saðlýyor.
2003’de Ýsrail ile Filistin arasýnda çözüm için yol haritasý süreci týkandýðýnda 2005 Mart’ýnda 3 bin 500 yeni yerleþim yeri kurmuþtu.
2007’de 300 yerleþim birimi daha...
2008 Mart’ýnda bu kez Doðu Kudüs’te 600 yeni bina...
2009’da yine Batý Þeria’da 300 yeni ev...
2010’da tekrar Doðu Kudüs’te bin 600 yeni yerleþim birimi.
Amerika’nýn her kritik oylamada tam desteði devam ederken Ýsrail iþgalde sýnýr tanýmadan ilerledi.
Bugün ise, BM kararýnýn ardýndan 3 bin yeni yerleþim birimi kuracaðýný ilan ediyor.
Bu hamleleri bir baþka ülke yapmýþ olsaydý veya aklýndan geçirmiþ olsaydý uluslararasý toplum o yönetimi mutlaka deðiþtirirdi. Daha küçük bahanelerle hangi rejimlerin nasýl deðiþtirildiði malumdur.
Ama Ýsrail’e dokunulamýyor. Çünkü, ABD baþka bir þey yapmaya gerek duymadan sadece BM Güvenlik Konseyi’ndeki veto hakký sayesinde Ýsrail iþgallerine koruma temin edebiliyor. O yüzdendir ki Ýsrail, baþta 1967 sýnýrlarýna çekilme þartý olmak üzere hiçbir kararý uygulamýyor.
BMGK’ya dayalý dünya sisteminin özeti Ýsrail iþgalinin önlenemezliðidir. Aktüel tanýmlamayla, 138 ülkenin ortaya koyduðu iradenin ABD-Ýsrail ittifaký karþýsýnda hiçe sayýlmasýdýr.
2012 yýlýnda, dünyayý hala 1960’lar, 70’ler 90’lar hatta 2000’ler gibi okumakta sakýnca görmeyen adaletsiz egemenlik sistemi sürdürülemez. Doðu Bloku çöküyor, SSCB yýkýlýyor, Arap Baharý yaþanýyor ama Batý ittifakýnýn Arap-Ýslam dünyasý karþýsýndaki tavrý zerre kadar deðiþmiyor. Yeryüzünde Batý dýþýnda medeniyetlerin, ülkelerin, halklarýn, dinlerin ve hukuklarýn yaþadýðýna dair bir duyarlýlýk asla geliþmiyor.
Bu hazin tablo karþýsýnda, Baþta BMGK’daki veto sistemi olmak üzere Batý blokunun dünya sistemine yönelik bütün kabullerinin sorgulanmasý þarttýr.
50 yýl önceki yanlýþ nasýl bugün yeni yanlýþlar doðuruyorsa, bugün yaþananlara sessiz kalmak 50 yýl sonra da ayný yanlýþ ve adaletsiz düzenin devamýný garanti ediyor.
