'Gel Muharrem' deyince gelen 'Git Muharrem' deyince gider mi?

Seçimden önce defalarca söyledik; Muharrem İnce Cumhurbaşkanlığı için değil CHP Genel Başkanlığı için seçime giriyor, dedik. 

Kendisi defalarca "Kılıçdaroğlu'nun karşısına çıkmayacağım" dediği halde herkes biliyordu İnce'nin rahat durmayacağını. Parti oyunun yüzde 22'lere düştüğü, İnce'nin ise yüzde 30'un üzerine çıktığı bir vasatta CHP'nin karışmaması sürpriz olurdu zaten. 

Nitekim İnce ve Kılıçdaoğlu'nun seçimden sonraki ilk görüşmelerinde kılıçlar çekildi. Görüşmeden basına sızanlara bakılırsa durum öyle böyle değil! 

***  

Muharrem bey, Hürriyet'e verdiği röportajda Kılıçdaroğlu'nun "Muharrem İnce bizim bir değerimizdir, onu sevgiyle kucaklıyoruz. İl başkanlarına İnce'nin 81 ile teşekkür ziyaretinde gerekli her şeyin yapılması talimatını verdim" sözlerinden rahatsız olduğunu ifade etmişti. 

Kemal beyin İnce hakkındaki bu ifadeleri 'lütfeder' bir yaklaşımı yansıtıyordu. İnce ise intikam almak için olayın soğumasını dahi beklemedi ve "Eğer kurultayı sen toplamazsan il örgütlenmesi seni bunu yapmaya zorlar" dedi. 

Yani Kılıçdaroğlu'nun, "Gerekli her şeyi yapın, İnce'yi sevgiyle kucaklayın" diyerek talimat verdiği 81 il örgütüyle tehdit etti Kılıçdaroğlu'nu. 

*** 

Kemal beyin, söz konusu görüşmeden hemen sonra parti kurmaylarıyla toplantı yapması da zaten CHP'de yeni bir sürece girildiğini, kavganın öyle disiplin kurulu toplayarak, elini masaya vurarak, ihraç ederek çözülemeyeceğini gösteriyor. 

İnce'nin Kılıçdaroğlu'na sunduğu "Ya onursal başkan ol ya da Meclis'te beni temsil etmek üzere grup başkanı ol" teklifleri de bu yola tek başına çıkmadığını, arkasına Altan Öymen ve Murat Karayalçın'dan daha büyük bir güç aldığını gösteriyor. 

Yani "Hani Kılıçdaroğlu'nun karşısına çıkmayacaktınız" diyerek seçimden önceki sözlerini hatırlatanlara İnce, "Ben değil teşkilat ve taban istiyor" diye cevap verecek. Bugün Erzurum'dan başlattığı 81 ile ziyaret planı da tabanda yakaladığı rüzgarı Kemal Kılıçdaroğlu'nu devirecek bir dip dalgaya dönüştürmek için... 

***  

Seçim gecesi yaşananlarla ilgili yaptığı açıklamalar, ilk gün "şizofren bunlar" dediği seçmenin yatışmaz tavrını günlerdir ıslarla diline dolaması ve aslında bu yolla Kılıçdaroğlu karşısında gündem olmaya devam etmesi, "Gel" deyince gelen Muharrem'in git deyince gitmeyeceğini gösteriyordu.  

*** 

Muhtemelen o gece insan karşısına çıkabilecek kadar ayık olmadığından, ertesi güne bıraktığı açıklamasında farklı bir söylem ortaya koydu İnce. Seçim kampanyası sırasındaki HDP ve Demirtaş'ı meşrulaştırıcı söylemini hiç tereddütsüz inkar etti mesela. 

Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tebrik edecek misiniz?" sorusuna "Demokrasiye inanmayan bir insan tebrik edilemez" diyerek seçimi de meşru görmediğini ima ederken Muharrem İnce, defalarca seçim sonucuyla ilgili kuşkulu bir durum olmadığını söyledi. Dahası "Adam kazandı, ararım tabi, niye aramayayım?" diyerek Kılıçdaroğlu'ndan farklı bir üslup ve siyaset ortaya koydu. 

Bakalım bundan sonrası neler olacak? İnce ve Kılıçdaroğlu kozlarını kurultayda mı paylaşacak yoksa Kemal bey, İnce'nin pek de ince olmayan tekliflerine razı mı gelecek? 

Ya da CHP bu kavga gürültü sırasında ikiye mi bölünecek? 

Bir kaset kumpasıyla genel başkan yapılan Kemal beyin o koltuğu kendi marifetiyle koruyamayacağı ortada. Bu yüzden CHP'de yaşananları sadece bir koltuk kavgası olarak görmek yanıltıcı olur. 

CHP'deki gelişmeleri CHP'yi kullanarak Türkiye'ye operasyon çekmek isteyenler üzerinden de okumak lazım.