Geleceði tahmin

Birçok aktörün rol aldýðý ve þartlarýn belli olmadýðý bir çerçevede tahminde bulunmakta yanýlma ihtimali yüksektir. Ancak böyle bir tahmin olayý daha iyi anlamamýza yardýmcý olabilir. Ýkinci Dünya Savaþý’nda hangi tarafýn galip geleceði belliydi. Ama bu galibiyetin yenilenlere fayda saðlayacaðý düþünülmezdi bile. Oysa Almanya önde gelen bir sanayi toplumuna dönüþtü, büyük zayiat veren Japonya bir ileri sanayi ülkesine dönüþtü. ABD bu ülkeye hem sermaye götürdü, hem de teknoloji açýsýndan en önde gelen ülkelerden birine dönüþtürdü. Türkiye’nin ABD’den satýn aldýðý mal uçaklarla sýnýrlýdýr ama her yeni eþyanýn üretildiði yer ya Almanya ya Japonya’dýr. Almanya’nýn bölünmesi ABD ve SSCB’nin ortak kararýdýr ve Doðu Avrupa’nýn SSCB kontrolüne girmesinin vazgeçilmez þartýdýr.

Dünyanýn ikiye bölünüp savaþmalarý bugünle kýyaslanabilir mi? Günümüzde milyonlarca insanýn ölümüne ve büyük maddi hasara sebep olan savaþlar yerine akýl yoluyla benzer bir sonuca varmak için bazý küçük devletlerin çatýþmasý tercih ediliyor. Bu çatýþmayý hazýrlayan güçler küçük ülkeleri bir araç olarak görüyor ve kendi hedeflerine varmak istiyorlar. Mesela Mýsýr’daki olaylar ya ABD ve Rusya’yý ön plana çýkaracak ya da onlarý karþýtý olan Avrupa enerji yollarýna ve geleceðin en önemli tarým ve maden yataðý olan Afrika’nýn kapýsýna hükmedecekler.

***

Þunu belirtmek istiyorum: Mýsýr’daki ve benzer ülkelerdeki olaylarý demokrasiye kavuþmak için yapýldýðýný zannedenler hata yapýyorlar, kimsenin demokrasi hedefi yoktur. Bu ülkede kendi tarafýnýn iktidara gelmesini ve o ülkeyi kontrol etmek isterler.

Bugünkü dünya þartlarýnda ve gelecekte ciddi deðiþiklikler yaþayacaðýz. Bunlarýn en önemlisi devletlerin soya ve dine baðlý olarak þekillenmemesidir. Bu dünyada büyük deðiþim anlamýna gelir ama büyük güçlerle küçük ülkelerin anlaþamadýðý bir noktadýr. Geçmiþte din bir inanç olduðu kadar insanlarý bir arada tutan bir faktördü. Þimdi ABD’de, Rusya’da din ve soyun belirleyici olduðu söylenemez. Bu ülkeler tek bir soydan gelmedikleri gibi inançlarý da deðiþiktir. Bir birey olarak bunlar deðerlidir ve ön planda tutarýz ama baþkasýnýn ne soyu ne inancý bir arada yaþamak için, gelecekte bir ayrýþma nedeni olmayacaktýr.

Bölgemizde Yunanistan’ýn Türkiye ile yakýn iliþkiler içinde olacaðý söylenebilir. Suriye zaten ayný sosyal iliþkilere sahiptir. Bugüne kadar bizi uzaklaþtýran dýþ güçler olmuþtur. Ancak halkýmýz da birlikte oluþum duygusunu taþýmamaktadýr. Önümüzdeki dönemde yaþayacaðýmýz maddi þartlar birbirimizi yakýnlaþtýracak ve eski dostluða dönebileceðiz. Ancak iç politikamýzdaki bazý faktörler bölgesel bir güç olmamýzý engelleyebilir. Herkesin inançlarý baþkasýnýn deðerlendirmesine uðramamalýdýr. Ýnanç kiþiseldir baþkasýyla çatýþmak için dini farklýlýk kullanýlmamalýdýr.

Türkiye’de soy farklýlýðý bir çatýþma nedeni olarak kullanýlmýþtýr. Ancak hükümetin politikasý ve Kürtlerin doðru kararlarý bu gerginliði yok olma aþamasýna getirmiþtir. Bundan sonra birileri böyle bir operasyonu yeniden baþlatabilir. Kürtlerin bu davaya sýcak bakmayacaðý görülmektedir. Ancak, geçmiþte olduðu gibi, Kürt olmayanlarýn bunu bir bölme operasyonu saymasý yanlýþ olur. Bugüne kadar Kürtler kadar, bunu bir bölücülük sayan ve onlarla iliþki kuranlarý dýþlayanlar bu operasyonda önemli rol oynamýþtýr.