Hiç þüphesiz yeryüzündeki tüm insanlarýn, herhangi bir sosyal sýnýf farký gözetmeksizin, kaliteli saðlýk hizmetlerinden yararlanabilmesi baþlýca hedeflerin baþýnda gelmektedir. Bu amaçlara yönelik olarak dünyadaki saðlýk otoriteleri tarafýndan toplantýlar düzenlenmektedir. Bu toplantýlar arasýnda en önemlisi 1978 yýlýnda Kazakistan’da yapýlmýþ ve yayýmlanan sonuç raporu “Alma-Ata Bildirgesi” tarihte bir dönüm noktasý olarak kabul edilmektedir. Bildirgede hükümetlerin tüm vatandaþlarýna kaliteli saðlýk hizmeti sunmakla görevli olduðu vurgulanmýþtýr. Ancak dünyadaki ekonomik dengesizlikler göz önüne alýndýðýnda ne yazýk ki bu hedefe ulaþýlmasý oldukça güç görülüyor. Bu bakýmdan hedefe yönelik en akýlcý yaklaþýmýn, öncelikli olarak bölgesel geleneksel týp sistemlerinde yararlanýlan bitkisel, hayvansal ve diðer doðal ilaçlarýn etkinlik, kalite ve riskler bakýmýndan güncel týp sistemine uyumunun saðlanmasý olduðu görüþü aðýrlýk kazanmýþtýr. Ýþte bu nedenle, 1980’lerden itibaren tüm dünyada geleneksel tedavi yöntemleri ve halk ilaçlarýnýn kayda alýnmasý (etnobotanik), etkinlik ve risklerinin tespit edilmesine yönelik bilimsel araþtýrmalar (etnofarmakoloji) büyük ivme kazanmýþtýr.
Ne oldu da binlerce yýllýk geçmiþi olan geleneksel tedavi sistemleri tekrar gündeme geldi?
Ýleri farmakolojik ve kimyasal teknikler kullanýlarak geleneksel tedavi uygulamalarý üzerinde yürütülen araþtýrmalar, bu grup tedavi uygulamalarýnýn ne kadar etkili olabildiðini ortaya koymaktadýr. Ortaya çýkan bu bilimsel gerçek üzerine bu konudaki araþtýrmalarý yönlendirmek, desteklemek ve finansal açýdan desteklemek üzere Amerika Birleþik Devletleri’nde [ABD] Milli Saðlýk Enstitüsü (NIH) altýnda 1998 yýlýnda NCCAM [Milli Tamamlayýcý ve Alternatif Týp Merkezi] ve Avrupa Ýlaç Dairesi (EMA) altýnda 1997 [HMPWG] ve 2004 yýlýnda [HMPC; Bitkisel Ýlaç Ürünleri Komisyonu] kurulmuþtur. Diðer taraftan, Çin, Japonya ve Kore gibi köklü geleneksel tedavi sistemlerine sahip ülkelerde yürütülen araþtýrmalar devlet tarafýndan yoðun bir þekilde desteklendiðinden bilimsel açýdan son derece üst düzey araþtýrmalar yayýmlanmaktadýr. Nitekim Avrupa Farmakopesi (Ýlaç Kalite Rehberi) Uzak-doðu geleneksel ilaçlarýný da bu kaynaða dahil etmeye baþlamýþtýr. Ülkemizde ise, aradan geçen uzun süreçte 1986 yýlýnda baþlatýlan hamleler, maalesef Bakanýn deðiþmesinden sonra iptal edilmiþti. Nihayet 2012 yýlýnda TC. Saðlýk Bakanlýðý bünyesinde “Geleneksel ve Tamamlayýcý Týp Daire Baþkanlýðý” kuruldu. 2014 yýlýnda yürürlüðe giren Geleneksel ve Tamamlayýcý Týp Uygulamalarý Yönetmeliði ile 15 Geleneksel Týp dalýnda Týp Uzmanlýðý eðitimi verilmesine baþlandý. Son olarak da 2018 yýlýnda ABD’de de kurulan NCCAM benzeri bir yapý oluþturuldu. Yani ABD’den yirmi yýl sonra!
Bu geliþmeler doðrultusunda geçtiðimiz hafta (19-22 Nisan 2018) Ýstanbul’da I. Geleneksel ve Tamamlayýcý Týp (GETAT) Kongresi düzenlendi. Dört bini aþkýn katýlýmcý paralel oturumlarda ilgilendikleri tedavi sistemleri ile ilgili geliþmeleri uzmanlardan izleme fýrsatý buldu. Bildiri sunanlar arasýnda Dünya Saðlýk Örgütü (WHO), Avrupa Ýlaç Dairesi (EMA) gibi saðlýk kuruluþlarýnýn üst düzey yetkilileri ve çeþitli ülkelerin Saðlýk bakanlarý ve yardýmcýlarý (Çin, Tunus, KKTC, Bahreyn, Ýran) da bulunuyordu.