Ýnsanlýk olarak ilginç zamanlardan geçiyoruz. Eþine benzerine az rastlanýr olaylar yaþýyoruz. "Tarihe tanýklýk etmek" diye bir tabir vardýr ya, iþte biz böyle bir aný yaþýyoruz. Ýleride torunlarýmýza anlatacaðýmýz, geçmiþten dersler verebileceðimiz zamanlardýr bunlar...
Dünya maddeten ve manen bir ateþin içine atýlmýþ durumda...
Aklýmýz, ruhumuz, vicdanýmýz sýzlýyor, yüreðimiz yanýyor...
Þehirlerin siluetini bile deðiþtiren, sosyal ve ekonomik hayata ziyadesiyle etki eden yangýnlarla karþý karþýyayýz!
Gerçi tarihin seyrini deðiþtiren olaylardan birinin yangýnlar olduðunu, tarihte böyle pek çok yangýnýn var olduðunu da biliyoruz.
Belki yangýn bölgesinden uzaktayýz ama orada yaþanan acýlarý yüreðimizin ta derinliklerinde biz de yaþýyoruz. Yaþadýðýmýz acý sadece "insan" denen canlýnýn yanmasýndan deðil. Bitkilerin, hayvanlarýn, Allah'ýn yaratmýþ olduðu bütün canlarýn yanma acýlarýný hissediyoruz.
"Annelik" duygusunun sadece insana has bir duygu olmadýðýný, "acý"nýn sadece insana özgü bulunmadýðýný, adeta "umut"un sadece insanýn hissettiði bir duygu olmadýðýný da þahitlik ederek öðreniyoruz...
Manevi yangýnlar ise daha uzun bir süredir devam ediyor. Gençlerimizi avucunun içine alan ateizm, deizm, lgbt yangýný dört bir yanýmýzý sarmýþ durumda.
Doðu Türkistan, Filistin, Kudüs, Arakan, Tunus, Libya emperyalistlerin tutuþturduðu ateþlerle yýllardýr yanýyor.
Anlaþýlan o ki, manevi yangýnlar yetmedi zamanýn Büyük Þeytanýna...
Afrika baþta olmak üzere sömürgecilik zulümleri yetmedi modern zalimlere.
Lut kavminin çirkin fiillerini yeniden iþlemek kesmedi günümüz þeytanlarýný.
Ateizmi bir din haline getirmekle yetinmediler Allah düþmanlarý. Yetmedi ve yetinmediler ki, dünyayý maddi ateþlerin kucaðýna itiverdiler.
Anlaþýlan yýllar öncesinden bugünün planlarýný yapmýþlar. Bu niyetlerini de bir þekilde belli etmiþler. TIME Dergisinin kapaðýna baktýðýmýzda bu hissi ediniyoruz.
Bugün ülkemiz baþta olmak üzere bütün dünyayý saran yangýnlarýn planlý ve programlý yapýldýðý düþüncesi neredeyse kanaat olmaktan çýkmýþ. 'Gelin dünyayý yakalým!' dercesine þer ittifaký birleþmiþ ve "top yekûn bize teslim olmazsanýz dünyayý yakarýz!" demeye getiriyorlar.
Amaçlarýnýn ne olduðu kendileri ve piyonlarý tarafýndan biliniyor. Ama bilmedikleri bir þey daha var... Onu bir kýssadan hisse ile anlatmaya çalýþalým...
Anlatýrlar ki, salih bir kul zamanýnda bir þehirde büyük bir kýtlýk meydan gelir. Öyle ki, toprak ot bitirmez olur, halk bir damla suya hasret kalýr. Bu salih kula gelip yaðmur duasýna çýkýlmasý talebinde bulunurlar. Salih kul, halkla birlikte yaðmur duasý için yola çýkar. Bir yere geldiklerinde durup bir süre sessiz kalýr, sonra yönünü þehre geri çevirir, yaðmur duasý yapmadan döner. Þaþkýnlýk içinde kalan halk bunun sebebini sorar. Salih kul þu cevabý verir: "Yolda giderken yerde bir karýnca gördüm. Karýnca susuzluktan bitkin bir halde sýrt üstü yatmýþ, ayaklarýný havaya dikmiþ bir haldeydi, demek ki, o da dua ediyordu. Eðer her þeyi gören ve bilen Allah, karýncanýn bu yakarýþlarý karþýsýnda yaðmur vermiyorsa bizim dualarýmýz hiçbir iþe yaramaz." Bu tespitin ardýndan öyle bir yaðmur yaðar ki hem þehir halký hem de yaratýlmýþ bütün mahlukat suya doyar...
Ne diyelim, ey Batýnýn emperyalist zalimleri ve onlarýn yerli iþbirlikçileri, sadece insanlarýn deðil ama yaktýðýnýz aðaçlarýn, kuþlarýn, kaplumbaðalarýn, börtü böceðin çýðlýklarý sizin sonunuz olabilir.
Bunlarýn hepsi Allah'ýn kullarýdýr ve yaradan, yarattýklarýnýn çýðlýklarýna sessiz kalmayacaktýr.
Bugün siz dünyayý ateþe verdiðiniz gibi gün gelecek siz de ateþler içinde kalacaksýnýz.
Aleviniz bol olsun...
-----------------------------------------------
Star Gazetesi yazarlarý arasýna katýlmaktan þeref duyuyorum.
Olaylara odaklanmýþ tespit ve tahlillerle, gündeme ve geleceðe dair iyimser bir bakýþla ve sancýyla yazýlmýþ, sosyolojik deðerlendirmeler içeren, toplum-aile-kültür-eðitim eksenli ve tahlil odaklý yazýlarla, felaket tellallýðý da yapmadan, hayatýn içinden cümlelerle bundan böyle her Çarþamba ve Cuma buradayýz.