Gelin yardımcı olalım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Batıcı Gezi ayaklanması hakkında geçen sene yaptığı açıklamada, ayaklanmanın arkasında Yahudi Soros’un olduğunu ve ayaklanmaya katılanlara para aktarımının Osman Kavala üzerinden yapıldığını söylemişti. Kavala’nın bu sebepten hapiste olduğunu da belirtmişti. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da iki gün önce Batıcı Gezi ayaklanmasına destek veren Koç ailesinin asilere otellerini tahsis ettiklerini söyledi. Soylu’nun verdiği bilgi gizli bir bilgi değil, toplumun da mâlûmu olan bilgiydi. Süleyman Soylu durup dururken, Koç ailesinin Batıcı Gezi ayaklanmasına destek verdiğini söylemedi. Soylu devamında şunları söyledi: “Gezi olaylarında Taksim’deki otellerini tahsis edenler bugün uçaklarını tahsis ediyorlar.” 

Soylu’nun bahsettiği kendisine uçak tahsis edilen kişi kim? 

Katıldığı televizyon programında görev alan 4 kameramanın program sonrası kovulduğu yalanını söyleyecek kadar basitleşen, sokakta vatandaş tokatlayacak kadar muvazenesini kaybetmiş, kanunu uygulayan devletin valisine hakaret edecek kadar şirazeden çıkmış Ekrem İmamoğlu’na Koç ailesi özel uçaklarını tahsis ettiler. 

Hatırlayalım: Yüksek Seçim Kurulu Ak Parti’nin İstanbul seçiminin yenilenmesi hakkındaki talebini karara bağlamasını beklemeden İstanbul İl Seçim Kurulu’nun mazbatayı Ekrem İmamoğlu’na vermesinin ardından Saraçhane’nin ilk yolunu tutanlar arasında Ömer Koç vardı! 

Süleyman Soylu mezkûr konuşmasında Ekrem İmamoğlu’na tahsis edilenin sadece uçak olmadığını söylüyor: “Gezi olaylarında Deutsche Welle’yi tahsis edenler bugün Alman televizyonlarını tahsis ediyorlar. Gezi olaylarında BBC’yi tahsis edenler, İngiliz televizyonlarını tahsis edenler bugün televizyonlarını tahsis ediyorlar. Gezi olaylarında Kandil’i harekete geçirenler bugün Kandil’i harekete geçiriyorlar. Gezi olaylarında FETÖ’yü tahsis edenler bugün de FETÖ’yü tahsis ediyor.” 

Bu tahsisler neden?  

Bu seferberlik niçin? 

İstanbul adlı bir şehre alt tarafı belediye başkanı seçilmeyecek miydi? 

2 haftadır Nihat Genç’in sözleri etrafında sorular soruyorum. Ne diyordu kendi YouTube kanalında: “Bir tanesini örnek veriyorum. Dosyamızda duruyor ötekileri. Veryansın TV’nin ileriki bölümlerinde. Seçimden sonra bunları görecekler. Diyelim ki İstanbul Belediyesi’ne (HDP/PKK’yı kastederek. YK) İmamoğlu ya da CHP ne verdi? 2 tane meclis üyesi mi! Yoksa, İSPARK diye bir şey var, 10 bin tane otopark var… Bu İSPARK’ın, İstanbul otoparklarının işletmesi HDP’ye verildiği takdirde; HDP dediğin partinin elemanları nereden geliyor, PKK veya Kandil! İstanbul ve Ankara’nın göbeğinde 2000-3000 tane Kandil demek. Hendek günlerini hatırlayın. Mardin’de yolları ve belediyeleri nasıl kontrol ettiklerini hatırlayın. Bu istihbari olarak tehlikeli bir şey mi değil mi? İSPARK’ın HDP’ye seçim rüşveti olarak verilmesinden sonra İstanbul’un güvenliği ne olacak?” 

Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul sokaklarını PKK’ya bırakacağını söyleyen Nihat Genç konuşmasının sonunda ne demesini beklersiniz? Hiç de düşündüğünüz gibi “İmamoğlu’na oy vermeyin” demiyor. Genç, “Oylarımız İmamoğlu’na” diyor! 

O da, karşı olduğunu söylediği PKK ve FETÖ’yle aynı çizgiye geliyor. Bu mahkumiyeti sorgulamak gerekmiyor mu?  

Bir yandan küresel sermaye, bir yandan küresel sermayenin emrindeki terör örgütleri ve diğer yandan, her şeyin farkında olduğunu söylemelerine rağmen bu şer ittifakında bulunmayı kendilerini mahkûm edenler. Tekrar soruyorum, bu mahkumiyet neden? 

Gelin konuşalım. Sizi şer ittifakına mahkum eden saikleri bize anlatın, yardımcı olalım, sizi mahkumiyetten kurtaralım! 

Gelin siz de tadın hür ve bağımsız olmayı!