Gelir geçer, ama deler geçer

Birçok kişi; Prandelli’nin gitmesi için istifa baskısı yapsa ve “Zorunlu yolculuk” duasına çıksa da; kalmasını isteyenlerin sayısı çok daha fazla... Bütün F.Bahçeli ve Beşiktaşlılar; “Prandelli’ye uzanan eller kırılsın” diye haykırıyor. Biliyorlar ki; bu gidişle İtalyan hoca onları şampiyon yapacak. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemiyorlar. 

Yukarıdaki cümleleri şaka gibi algılıyor olsanız da, tamamen doğru... Dün dinlediğim birkaç spor radyosunda, Prandelli’nin G.Saray’da kalması için SMS ya da e-mail gönderen F.Bahçe ve Beşiktaş taraftarları yağmur gibi aktı. Onlara göre hava hoş!

***

G.Saray’ın, yarım yüzyılı deviren profesyonel lig serüveninde; zor durumlara düştüğü çok oldu. Ama kalesinde birinci sınıf bir kaleci olduğu halde; bu kadar çok üçlük-dörtlük olduğu bir dönemli hiç hatırlamıyorum. Takım kevgire döndü.

İyi de, yönetim gerekenleri tastamam yerine getiriyor da; bir tek hoca mı bütün işi berbat ediyor. Abdurrahim Albayrak’a bakın... 15 gün önce söyledikleri ile bugün söyledikleri; birbirinin 180 derece tam zıddı. Tutarsızlık diz boyu... “Hocamızın arkasındayız” demesiyle “Bu hocayla olmaz” arasındaki çizgi, Sırat Köprüsü’nden bile ince... Ama Albayrak, o çizgi üstünde denge aletsiz trapez yapıyor. Güldürmeyin adamı!

Ünal Aysal, “Ben futboldan anlamam” sözleriyle geldiği başkanlıkta, anlamadığı her işe burnunu soktu. Kulübü borç batağına batırıp, Duygun Yarsuvat manivelası yardımıyla, sorumluluktan tereyağdan kıl çeker gibi sıyrıldı. Kim dört aylığına başkan olmak ister. Alem tere fiş, kem gözlere şiş!

Bu işte bir iş var ama, atı alan Üstüdar’ı geçti. Derdini Marko Paşa’ya anlat... Ünal Aysal, camiayı dinamitleyip kaçtı...

Fatih Terim gibi sembol bir isimden “Eleman” diye söz eden ve idman ortasında kovan adamdan, kime ne hayır gelirdi ki?

***

Zaten hiçbir işe yaramayacağı önceden belli saçma-sapan transferlerle, kimi aracıların bilinçle euro milyoneri yapıldığı avanta düzeni; uç kuruşluk adamlara tavan fiyatı yaptırdı. Men dakka dukka, işlem ve istem tamam!

Şimdi “Prandelli’yi kovarsak tazminatını nasıl öderiz?” telaşı başladı. Bunu parayı har vurup harman savururken düşünecektin.