Genç insanın 5. sorumluluğu: Kendini geliştirmek

Genç insanın 8 sorumluluğu yazı dizisine devam ediyorum. Daha önce bu 8 sorumluluğu şöyle tanımlamıştım: Varoluşun anlamını kavramak, entelektüel bir zihin geliştirmek, ahlaklı ve erdemli davranışlar geliştirmek, sosyal bağlar inşa etmek, kendini geliştirmek, akademik veya meslek kariyeri kurmak, bedeni eğitmek ve sağlığı korumak, eşini bulmak ve aile hayatı sürdürmek.

Daha önceki yazılarımda varoluşun anlamını kavramak, entelektüel bir zihin geliştirmek, ahlaklı ve erdemli davranışlar geliştirmek, sosyal bağlar inşa etmek üzerine yazmıştım. Bugün 5. Sorumluluk olan,  kendini geliştirmek üzerine yazacağım.

Kendini geliştirmek son dönemin adına “kişisel gelişim” denen sosyal hareketlerinden biri. Bu alanda yüzlerce kitap, eğitim ve kurumsal yapı oluştu. Bu hareket bir taraftan yüzeysel bir şekilcilik, aşırı popülizm, insanı yeniden şekillendirmede ölçüsüz iddialılık, bilimsel dayanağın zayıf olması, kişileri başkaları yarışmaya sokması, ticari meta haline gelme şeklinde haklı eleştiriler alsa da, işe yarar bir misyonu olduğu kanaatindeyim.

Kendini geliştirmede iki ana meselenin olduğunu düşünüyorum. Birincisi kendimizle ilgili gerçekçi ve sahici bir potansiyel değerlendirmesinin yapılması; ikinci olarak da,  var olan potansiyelin geliştirilmesi süreci.

Kendini geliştirme meselesinde benim ciddiye aldığım iki ana yaklaşım var. Birincisi Howard Gardner’in “çoklu zeka” yaklaşımı, ikincisi ise Mihaly Csikszentmilalyi’nin “akış” kavramı.

Çoklu zeka yaklaşımı

Zeka geleneksel olarak tek ve bütün bir unsur olarak kabul edilir. Harvard Üniversite’sinden Gardner’in çoklu zeka kuramı zekaya yeni bir yaklaşım getirdi. Bu kurama göre sekiz farklı zeka türü var: Mantıksal ilişkileri kurmamızı sağlayan matematiksel zeka, dil üzerinden işleyen sözel zeka, bedensel hareketlerin uyumu ile ilişkili kinestetik zeka, eşya ve mekanları çok boyutlu kavramamız ile ilgili uzamsal zeka, müzik becerileri ile ilgili ritmik zeka, kişinin kendi iç dünyasında olup bitenleri anlamasını tanımlayan içsel zeka ve kişiler arası ilişkiler ile ilgili duygusal veya sosyal zeka. Howard Gardner’in kitabı “zihin çerçeveleri” adıyla Alfa Yayınları’ndan basılmış durumda. Okumaya değer.

Akış veya vecd hali

Modern dönemde mutluluğun bir parçası olarak akış yaşantısı veya vecd hali kavramı Mihaly Csikszentmilalyi tarafından tanımlanmıştır. Akış; kişinin ustalaştığı ve anlamlı bulduğu bir iş yaparken zamandan ve mekandan kopacak kadar kendinden geçme halini tanımlar.

Mihaly Csikszentmilalyi entelektüel bir uğraş anının, bir meslek icra etme sürecinin, ustalaştığımız bir tarzda spor yapmanın, gurme tarzında yemek yapmanın akış yaşantısı doğurabileceğini söyler. Akışı hazdan ayıran şey, o işin sıradan kişi tarafından yapılamayacak kadar üst düzey beceriler / ustalık gerektirmesi ve kişinin o işi yapacak ustalığa sahip olmasını gerektirmesidir. Hayatında akış yaşantısı oluşturan bir şey olması ve bu yaşantının sürekli tecrübe edilmesi mutluluk sağlar.

Sonuç olarak, her genç insan kendisini çoklu zeka ve akış etkinlikleri açısından halini gözden geçirmeli, potansiyellerine bakmalı ve kendini bu iki perspektiften gelişme sürecine sokmalıdır. Bunun nasıl yapılacağı konusunu ise bilahare ele alacağım.