Gençler kime oy verecek?

7 Haziran seçimlerinde 2.5 milyon genç ilk kez oy kullanacak.

Ýlk bakýþta 2.5 milyon, 77 milyonluk Türkiye nüfusu içinde küçük bir oran.

Ama referandumda 52 milyon kayýtlý seçmenin 38 milyonu oy kullanmak için sandýk baþýna gittiðini düþünürsek, 2.5 milyonun önemi þaþýrtýcý derecede artýyor.

Kuþaklarý harflerle isimlendirme tekniðine göre bilim adamlarýnýn Y kuþaðý olarak tanýmladýðý gençlerden 1980-1999 arasý doðanlarýn en yaþlýsý bugün 35, en genci ise 16 yaþýnda.

2000 ve sonrasý doðan Z kuþaðý henüz daha potaya girmedi ama onlar da ülkede olan biteni dikkatle izliyor. Bugün 15 yaþýndalar ama 3 yýl sonra oy kullanacaklar 5 yýl sonra iþ hayatýnda olacaklar, 7 yýl sonra çocuk yetiþtirmeye baþlamýþ olacaklar. Yani yarýnlarý tasarlamaya baþlayacaklar.

2.5 milyon yeni seçmenin özellikle son 3 yýlda yaþanan yoðun siyasi gündemden dolayý siyasete kayýtsýz kalmýþ olma ihtimali yok. Yani bir þekilde sandýk baþýna gidecekler.

Tüm bu hesaplamalar gösteriyor ki 2.5 milyon küçük ama etkili yeni seçmen sandýk sonucunda %6’lara tekabül edecek. Bu oran baraj seviyesindeki partilerin kaderini belirlemeye de muktedir, birinci partiyi tek baþýna iktidar yapmaya da.

Eski siyasi kafanýn sürekli “Siz cumhuriyetin bekçilerisiniz, siz bu ülkenin geleceðisiniz” deyip ötelediði o gençlik bugün “bir zamanlar bekçi ama gururlu bir genç vardý” gibi bir duruþla sandýðýn baþýna gelmeye hazýrlanýyor.

Genel olarak beþ yýldýr, seçim özelinde de üç aydýr gençlerin nabzýný tutuyorum, ne hissediyorlar, neye yakýnlar, ne istiyorlar bunu anlamaya çalýþýyorum.

Aldýðým notlardan çoðunluðun fikri olanlarý özetleyeceðim. Tüm siyasi parti yöneticilerinin, tüm adaylarýn okumasý gerektiðini düþünüyorum.

1- Gençler duygusal karar vermiyor. Babalarýnýn oy verdiði partiye oy vermek gibi bir eðilimleri yok, hatta tam tersi yönde oy vermemek için hiçbir sebep göremiyorlar

2- Gençler yetiþtikleri dünya görüþünün, ailesinin görüþünün hatta kendi savunduðu görüþün bile tersine karar alabilecek kadar rasyonel bakýyorlar. Anne-babalarý sadece kendi partisinin icraatlarýna bakarken yeni nesil tüm partilerin söylemlerine bakýyor.

3- Eski tip seçmenden farklý olarak “Düþmanýmýn düþmaný benim dostumdur” prensibine asla sýcak bakmýyorlar. X partisi kazanamasýn diye onun en büyük rakibi olan Y partisine býrakýn oy vermeyi, bu duruma anlam bile veremiyorlar.

4- Abartýlý iletiþimden hoþlanmýyorlar. Yani Cumhurbaþkaný için zaman zaman ortaya atýlan “Diktatör” söylemi gibi iletiþimde “doz aþýmý” adý verilen manevralar gençlerde karþýlýk bulmuyor. Hatta bulmadýðý gibi “doz aþýmý” ile vurulmak istenen siyasi harekete ya da lidere yakýnlaþmaya baþlýyorlar.

5- Sanýldýðý gibi, partilerdeki genç aday sayýsý da gençlerin ilgisini çekmiyor. Þu anki parlementer sistemde milletvekilliðinin çok fonksiyonel bir vazife olmadýðýný biliyorlar. Lider odaklý bir siyasi düzlemde milletvekillerinin tamamý da 18 yaþýnda olsa bunun bir iþe yaramadýðý görüþündeler.

6- Siyasi mesajlardan ve vaatlerden birbirine benzeyenler gençlerde otomatik olarak “Algýda Duyarsýzlaþma” baþlatýyor. Hepsi birbirinin ayný gibi geliyor ve hepsini unutuyorlar. “Asgari ücret 1500 TL olacak” (Muhalefet partilerine göre 1400-1500 TL aralýðýnda deðiþiyor) söylemi buna bir örnek.

7- Yine tahmin edilenin aksine gençler bangýr bangýr seçim otobüslerinden, her tarafý donatan bayraklardan rahatsýz deðil. Daha doðrusu bu rahatsýzlýk siyasi tercihlerini etkilemiyor. Seçim denilen atmosferin birer gereði olarak görüyorlar.

8- Çok önemli bir detay var ki gençlerin nezdinde, o da siyasilerin iletiþimde yaptýklarý hatalar. Örneðin Türkçe karakter hatalarý, örneðin yanlýþ telaffuz, örneðin özensiz iletiþim (Afiþ tasarýmlarý vs) bunlar karar verirken gençlerin çok önem verdiði detaylar. Mesela dikkat edin, video sitelerinde en çok izlenen videolardan bazýlarý Bahçeli’nin yanlýþ söylediði cümleler ve Kýlýçdaroðlu’nun gaflarý. Gençler bu hatalarý izliyor ve buna göre karar veriyorlar. Kýsaca þöyle diyebiliriz, gençler ayrýntýlara çok önem veriyor, buna göre kararlarýný þekillendiriyorlar.

9- Genç seçmen rol yapaný çok kolay anlýyor ve bundan hiç hoþlanmýyor. Normalde çok gezmeyen siyasetçileri seçim zamaný sürekli karþýlarýnda bulmak belki eski jenerasyon seçmenin hoþuna gidebilir ama genç seçmen bundan haz etmiyor. Milletvekili adaylarýnýn sürekli çiçek daðýtmasý, dükkanlarýna girip “Sen otur, çayý ben doldururum, nerede paspas yerleri de bir sileyim” þirinlikleri gençler için olumlu deðil, olumsuz kanaat, yani oy isterken oydan edebilecek hareketlerden. Gençler, samimiyetle, açýk yüreklilikle, kameralara oynanmadan karþýsýna geçip konuþabilecekleri adaylarý istiyor.

10- Youtube’da Rahmetli Erbakan, Süleyman Demirel, Mesut Yýlmaz, Tansu Çiller, Erdal Ýnönü gibi yakýn tarihimizin siyasi figürlerinin hep birlikte katýldýðý açýk oturumlarýn son 3 ayda 3 milyondan fazla izlendiðini, bu izlenmelerin de o siyasileri hiç görmemiþ bir yaþ olan 25 yaþ ortalamasýnca izlendiðini biliyor muydunuz? Gençler biraz da siyasetteki o eski amatör ruhu istiyor.

Bu notlardan tüm partilerin yöneticilerine de, tüm partilerin adaylarýna da çýkarýlacak mesajlar olduðu bir gerçek. Dilerim faydalý olur, siyasi partilerimizin, siyasi hayatýmýzda kilit bir role hazýrlanan bu yeni genç jenerasyona verdikleri önemin artmasýna, onlarý dinleyip anlamalarýna vesile olur.

Yazýmý gençlerin gözünden siyasi liderlerin analizi ile noktalayayým.

Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn gençlerle iletiþimi çok homojen daðýlmýyor. Onu seven büyük bir kitle var zaten onlarýn görüþlerini biliyoruz. Bir de Cumhurbaþkanýna kýzan, onu sert bulan kitle var ve bu ikisinin arasý yok. O yüzden Cumhurbaþkanýna öfke duyan kitleyle özel olarak görüþtüm. Kýzmalarýný çok net bir þekilde neredeyse aðýz birliði etmiþçesine tek bir kelimeyle açýklýyorlar. “Tayyip Erdoðan çok sert”. Ama bu cümleden sonra söylediklerinden anlýyoruz ki Ýçten içe bir yakýnlýk da duyuyorlar Erdoðan’a. Bunun altýnda yatan sebebi psikologlara sorduðumda aldýðým cevap ise ilginç. 13 yýldýr her gün duyduklarý, gördükleri bir siyasi figür onlar için Erdoðan, üstelik siyasi lider eksikliði yaþanýlan politik düzlemimizde onun liderliði daha da bir ön plana çýkýyor. Cumhurbaþkanýna kýzan gençlerin durumu, evin asi çocuðu ile evin reisi, babasý arasýndaki iliþkiye benziyor. Kýsacasý Cumhurbaþkanýna muhalif gözüken hatta öyle olan gençlerden de Akparti’ye ciddi bir oy gidecek gibi görünüyor.

Ahmet Davutoðlu

Ahmet Davutoðlu dendiðinde, sesi duyulup televizyonda sureti belirdiðinde yüzünde gülümseme oluþan kitle %90’ýn üzerinde. Baþbakan siyasi bir lider, þu anda hem baþbakan hem de Ak Parti’nin genel baþkaný ama hocalýðý onu siyaset üstü bir yerlerde tutuyor. Entelektüel seviyesi içten içe herkesin hoþuna gidiyor. Farklý görüþteki gençlerin çoðu %90’ýn üzerinde bir kýsmý “Karþýlaþsan fotoðraf çekilir misin?” sorusuna “Evet” diyor. Türk siyasetinin ve genç seçmenin böyle bir siyasi lidere ihtiyacý varmýþ, hocanýn siyasete saygýnlýk getirdiði bir gerçek. Nitekim son konuþmalarýndan birinde “Ben asla kimsenin þerefiyle ilgili bir laf edemem ve ettiremem, zira bu ülkenin baþbakaný olarak Kýlýçdaroðlu’nun da, Demirtaþ’ýn da, Bahçeli’nin de þerefi bize emanettir” sözleriyle kavgacý siyasetin bizleri ne kadar yorduðunu da gösterdi.

Kemal Kýlýçdaroðlu

Kemal Kýlýçdaroðlu gençlere sempatik ama tutarsýz geliyor. Kendi kararlarýný kendi alan ve bunu uygulayan bir siyasi lider olarak görmüyor gençler kendisini. Vaatlerin tutarlýlýðýndan genç seçmen de þüpheli. Nitekim Cem Uzan’ýn reklamcýsý Ali Taran’ýn CHP’nin reklamcýsý olmasý ve bunun kamuoyunda çok konuþulmasý partinin ve vaatlerin güvenilirliðini azaltmýþ görünüyor. Bu vaatlerin sosyologlar, ideologlar ve siyasetbilimciler tarafýndan deðil, reklam ajansýnda parmak arasý terlik ve bermuda þort giyip sürekli Starbucks kahve içen metin yazarlarý tarafýndan yazýldýðýný biliyorlar. Bunu da aslýnda seçimi kazanmayý deðil, oyu bir nebze arttýrabilmeyi amaçladýklarýnýn göstergesi olarak kabul ediyorlar.

Devlet Bahçeli

Devlet Bahçeli’yi yaptýðý matematik hesaplarýndan ve dil sürçmelerinden dolayý sempatik buluyorlar ama oylarýný teslim edecekleri bir parti baþkaný olarak görmüyorlar. Dahasý MHP’yi parti olarak, yine gençlerin diliyle söyleyelim, “old fashion” (eski moda) buluyorlar. Yani Devlet Bahçeli seçimden sonra istifa etse ve yerine daha genç, daha dinamik bir lider gelse bile MHP’nin gençlerdeki algýsý kolay düzelecek gibi durmuyor. Ama diðer bir taraftan “Görseniz fotoðraf çekilir misiniz?” sorusuna çoðunlukla “Evet” cevabýnýn geldiðini de eklemeliyim. Kýlýçdaroðlu’na göre daha saygýn bulunuyor Bahçeli. Muhtemelen bu biraz da sert mizacýndan kaynaklý olsa gerek.

Selahattin Demirtaþ

Selahattin Demirtaþ gençlere güven vermiyor. Farklý partilere oy vereceðini söyleyen gençlerin ortak fikri “Demirtaþ’ýn aklýndaki ile söyledikleri bir deðil, samimi deðil, içi dýþý bir deðil” þeklinde. Görseniz fotoðraf çekilir misiniz sorusunda en az oyu alan lider de Demirtaþ. Ama bir diðer ilginç çoðunluk fikir de siyasi arenada Demirtaþ gibi 40’lý yaþlarýnda genç liderleri daha çok görmek istedikleri þeklinde.