Okullarýn açýlmasýyla talebe kardeþlerimle hasbihâllerimizi baþladý. Pazartesi günü Kayseri’de Erciyes Üniversitesi Çaðrý Kulübü’nün davetine icabet ettim. “28 Þubat’tan 15 Temmuz’a Zafer” baþlýðýyla düzenlenen konferansta konuþtum. Geçen hafta da Karabük’te, Ensar Vakfý ve Millî Türk Talebe Birliði’nin ortaklaþa düzenlediði “Direniþten Diriliþe 15 Temmuz Þehidlerini Anma” programýndaydým. Konferans baþlýklarýndan da anlaþýlacaðý üzere, önceki senelerde mevzumuz 28 Þubat darbesiyken þimdi sohbetlerimize 15 Temmuz direniþi de eklendi.
Müslüman Anadolu’yu iþgal teþebbüsüne karþý gösterilen direniþ gençlere güven verirken, haddinden fazla “Yeniden gelecekler” tarzýnda ferasetten yoksun açýklamalar az da olsa kardeþlerimizde tedirginliðe sebep olmuþ. Düþmanýn iþgaline hazýrlýklý olmak ve halký canlý tutmak baþka bir þey, olur olmaz yaygara yapýp düþmanýn ekmeðine yað sürmek baþka bir þey. Feraset, basiret iþte bu ince nüanslarda gerekli...
15 Temmuz direniþini konuþurken söz dönüp dolaþýp tabiî ki de 28 Þubat darbesine geliyor. O dönem kimi daha doðmamýþ kim daha kundakta olan talebe kardeþlerime 28 Þubat darbesinde yaþadýklarýmýzý anlatýrken þaþýrmalarý, öfkelenmeleri hoþuma gidiyor. Elhamdulillah saðlam bir damar var, su yataðýna akýyor. Onlara hususiyetle þunu anlatmaya çalýþýyorum: “15 Temmuz’da iþgalciye direnmeseydik 28 Þubat’tan beter günler yaþayacaktýk. Ýþgalciye karþý direnmek için kimseden emir beklemeyin, kendinden zuhur anlayýþýyla meydanlara inin. Anadolu’yu küffara ezdirmeyin. 28 Þubat cuntasýna karþý bir yerlerden emir gelmeden, tamamen kendinden zuhur halinde meydanlara indik. Bunun bedelini ödedik ve hâlen de ödeyenler var. Dinimiz için, vatanýmýz için, namusumuz için bedel ödemeye ve bedel ödetmeye hazýr olalým!”
28 Þubat cuntasýna direnirken zindana konulan aðabeylerinin hâlâ zindanlarda olmasý onlara garip geliyor! “Niye çýkarmýyorlar” diye soruyorlar. Ne yalan söyleyeyim, “bürokrasinin böyle bir derdi yok” diyorum. “Nasýl olur, apaçýk hukuksuzluk olduðu ortada” diye soran mý dersiniz, “FETÖ kumpas kurdu diye Ergenekoncu ve Balyozcular býrakýldýðýna göre Müslüman aðabeylerimiz de býrakýlmalarý gerekmiyor” diye soran mý dersiniz. Gençler soruyor ama onlarý ikna edecek, Türkiye’deki adalete ve yargýya karþý güven hisselerini zedelemeyecek bir cevabým yok!
28 Þubat hukuksuzluðunun giderilmesiyle alâkalý yaptýðýmýz çalýþmalarda karþýlaþtýðýmýz zorluklarý, vurdumduymazlýðý anlattýkça talebe kardeþlerimiz ümitsizliðe düþüyorlar ama onlara gerçekleri anlatmak da benim için görev! Onlar da benim gibi anlayamýyorlar: “Ergenekonculara ve Balyozculara uygulanan hukuk niye 28 Þubat mahkûmlarýna uygulanmýyor?” Ne derler, azim bir soru!..
FETÖ’den tutuklanan hâkimler, “Bizi terörist olarak hapse attýðýnýza göre mahkemelerde verdiðimiz kararlarý iptal edin” diyor. Hukukçular, “FETÖ ile irtibatý nedeniyle meslekten ihraç edilen hâkimlerin gördüðü davalarýn, bu konuyla illiyet baðý aranmaksýzýn yeniden görülmeli” diyor. HSYK sayfalarca FETÖcü hâkim ve savcýlarýn hukuksuzluðunu yazýyor. Cumhurbaþkaný, 15 yýlý bulan maðduriyetlerden bahsedip, 15 Temmuz’un bu maðduriyetlerin giderilmesi konusunda fýrsat olacaðýný söylüyor ama bürokrat beylerin kalpleri saðýr!
Biz de halk olarak diyoruz ki, düþmez kalkmaz bir Allah!..
Not: Bu cuma günü saat 14.00’de Kökler Derneði Hukuk Birimi Çaðlayan Adliyesi’nde FETÖcü hâkim ve savcýlar hakkýnda suç duyurusunda bulunacak ve adliye önünde basýn açýklamasý yapacak. Hukuk, adalet diye derdi olaný bekleriz...