Ey Türk gençliği, birinci vazifen Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ebediyen muhafaza ve müdafaa etmektir!” diye başlayan ve “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” diye biten Gençliğe Hitabe, 30 Ekim 1927’de, okunması tam 6 gün 36 saat 33 dakika süren Nutuk’un son sözleridir. Mustafa Kemal Paşa sözlerini bitirirken sesi buğulanır, mendiliyle gözyaşlarını silerek kürsüden iner. İngiliz Daily Herald Gazetesi “Mustafa Kemal’in Gözyaşları” başlığıyla haberi dünyaya duyurur. Diğer İngiliz gazeteleri de Nutuk’un içeriğinden çok Gençliğe Hitabe’yi vurgular ve gözyaşlarının bütün TBMM salonuna “sirayet ederek herkesin hıçkıra hıçkıra ağladığını” yazarlar.
Ancak yıllar sonra Gençliğe Hitabe’nin başkalarınca, örneğin İsmet Paşa tarafından yazıldığı söylentisi ortalıkta dolaşmaya başlar. Afet İnan 1966 yılında bu dedikodulara şu yanıtı verir: “Yaz aylarının sıcak bir gecesinde, Atatürk’ün etrafında kalabalık bir aydınlar topluluğu vardı. Atatürk, ‘Oturunuz ve dinleyiniz’ dedi. Sonra Nutuk’un sonuna koyacağı satırları yüksek sesle okumaya başladı... Bütün Milli Mücadele’nin tarihi olan Nutuk bu satırlarla son bulacaktı... Son sayfalar 505-506 sayfa numaralarını taşır ve görüldüğü gibi bu son yapraklarda hiçbir düzeltme yoktur. Yazı Atatürk’ündür. Düzeltme üç yerde, yazılırken yapılmış. Evvela ‘Ey Türk Genci’ demiş, ancak Genci kelimesini çizerek ‘Gençliği’ olarak düzeltilmiştir. Bundan sonraki değişiklik ‘Galipler cebren ve hile ile’ başlayan cümlenin başındaki ‘Galipler’ kelimesinin silinmesidir. Son düzeltme ise ‘işte bu ahval ve şeriat içinde dahi Türk istiklal ve cumhuriyetini korumaktır’ cümlesinde yapılmıştır. Araya ‘vazifen’ kelimesi konmuştur.”
Yıllar sonra Oral Çalışlar “Liderler Hapishanesi, 12 Eylül Günlükleri” adlı kitabında (Güncel Yayınlar 2007) Gençliğe Hitabe’nin asıl yazarının İsmet İnönü olduğunu öne sürer. Çalışlar’a bu bilgiyi 12 Eylül darbesinden sonra hapishanede zaman geçirdiği Bülent Ecevit vermişti. Ecevit’e de İsmet İnönü anlatmıştı. İddiaya göre Mustafa Kemal Paşa hazırladığı Nutku İnönü’ye vermiş ve fikrini söylemesini istemiş. İnönü okumayı bitirip Nutku geri verirken Mustafa Kemal Paşa’nın “Nasıl buldun?” sorusuna, “Çok güzel Paşam ancak sonunu gençliğe hitap ederek bitirmek sanırım faydalı olur” cevabını vermiş. Mustafa Kemal Paşa da “O zaman sen yaz böyle bir bölüm; bakalım, iyi olursa dediğin gibi yaparız” demiş. Bunun üzerine de İnönü Nutuk’un sonundaki Gençliğe Hitabeyi yazmış. Ecevit bu iddiayı 1978-79 yıllarında Milli Eğitim Bakanı olan Necdet Uğur’a da anlatmıştı.
Bu iddia o günlerde ortalığı birbirine karıştırmıştı. Atatürk uzmanı olduklarını her fırsatta dile getirenler, “Gençliğe Hitabe’nin Atatürk’e ait olmama ihtimali milyonda birdir” demekten öte bir şey söyleyemediler çünkü Afet İnan’ın gördüğünü söylediği, Mustafa Kemal Paşa’nın el yazısıyla yazdığı müsveddeler yoktu ortalıkta. Bülent Ecevit de yaşamadığından bu iddiayı doğrulamak da yalanlamak da mümkün olmadı.
Ancak metnin Nutuk’la büyük uyum içinde olduğu: Türk, kan, ırk, dahili ve harici düşmanlar, gaflet ve delalet, hıyanet ve istilacılar gibi kavramların, Nutuk’un temel kavramları olduğu apaçık ortadadır.
Bülent Ecevit, Necdet Uğur’a ve Oral Çalışlar’a bunu neden söylemiştir; ya da İsmet Paşa böyle bir açıklamayı Ecevit’e neden yapmıştır bilmek dahası anlamak mümkün değil. Ama gerçek olan tek şey, Nutuk’u dikkatle incelerseniz Gençliğe Hitabe’yi de Mustafa Kemal Atatürk’ün yazdığıdır. Gerisi dedikodudan öte bir anlam taşımaz.
Sonuç olarak, huzurlarınızda Mustafa Kemal Atatürk’e Allah’tan rahmet diliyorum bu ölümünün 74. ölüm yıldönümünde efendim.
(Meraklısına Not: Afet İnan: Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler; Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Hakan Uzun, Atatürk ve Nutuk, Ayşe Hür Öteki Tarih Cilt II)