Cumhuriyet tarihimizdeki iniþ-çýkýþlar, darbeler, iç çekiþmeler vs. pek çok kurumun saðlýksýz yapýlanmasýna, baþka bir deyiþle hastalanmasýna neden oldu. Denebilir ki eðitimden güvenliðe pek çok kurumsal marazýn nedeni ideolojik ve yapýsaldýr. Militarist vesayeti ve tek-parti anlayýþýný yýkmak adýna son dönemde atýlan dev adýmlar takdire þayan olmakla birlikte, bazý yapýsal iyileþmeler ve kurumlarýn baþýndaki isimlerin deðiþmesine bel baðlayarak tüm sorunlarýn bittiðini düþünmek son derece ölümcül bir varsayýmdýr.
Bu baðlamda en tehlikeli hastalýklar ile malul kurumlarýn baþýnda belki de güvenlik kurumlarý geliyor. TSK, MÝT, Emniyet ve Jandarma Cumhuriyet’in ilk günlerinden bu yana ki en büyük tehdit olarak kendi insanlarýný (iç tehdit) görerek inþa edilmiþtir. Bu kurumlarýn dýþ tehdit sensörleri içeride bilmeden, dýþarýdan ise bilinçli kampanyalar ile kapatýlmýþtýr. Zaten ekonomik olarak zayýf olan devlet bu kurumlarý çaðdaþ teknolojiler ve fikirler ile donatamamýþ, içeriden gelecek tehditler konusundaki saplantýlý ideolojisi ile güvenlik yapýlanmasýný herkesi gözetleyip kontrol altýnda tutan bir tür büyük-birader’e benzetmiþtir.
1960’dan itibaren ise tek partiden daha beteri, yani darbeler gelmiþtir. Böylece askerin sert, manevra yapmaktan uzak, militarist ve dar bakýþ açýsý ülkenin idaresine hâkim olmuþtur. Kim ne derse desin gelen gitmemiþ, ülkenin yargý da dâhil tüm kurumlarýný marazlý hale getirmiþtir. Rejimin üzerinden bir çok kez geçen tank paletleri ancak 2000’li yýllarda durdurulabilmiþtir.
Bu bilgiler ýþýðýnda TSK’nýn ve diðer güvenlik birimlerinin tamamen temizlendiðini söyleyebilmek zordur. Hastalýðýn bir ayaðý darbecilik ise, diðer ayaðý da iþi ile ilgili yeteneklerini kaybetmiþ olmaktýr. Darbecilik sivil-asker iliþkilerini saðlýksýz hale getirmekte, TSK içindeki geçici olarak sinmiþ bazý unsurlar en olmadýk zamanlarda en olmadýk kazalara, skandallara ve hatta ihanetlere neden olabilmektedirler. Bu kiþilerin bazýlarýnýn iç hedefleri için diðer devletler ile olan dirsek temaslarý en olmadýk zamanlarda ülkeye hatalar yaptýrabilmektedir. Ýkinci olarak defalarca darbe yapmýþ militarist anlayýþa sahip kurumlar iþ yapma yeteneklerini de kaybetmektedirler.
Yeni Genelkurmay Baþkaný ve MÝT Müsteþarý’nýn bu konulardaki çabalarýný takdir etmemek mümkün deðil. Kurumlarýný Türkiye’nin çýkarlarýný koruyan yapýlanmalar haline getirmeye çalýþýyorlar. Kaybedilmiþ yetenekleri yeniden kazanmaya çalýþýyorlar. Örneðin PKK’yla mücadelede yeni dönemde TSK’da görülen deðiþim fark edilmeyecek türden deðildir. Genelkurmay Baþkaný Özel PKK’yla mücadeleyi çok yakýndan izliyor, mücadele yöntemlerinde gerekli deðiþikliklere de gidiyor. Ancak bu kurumlarýmýzda bazý eksikler ve yapýsal sorunlar var ki bunlarýn kýsa vadede ve sadece bu kurumlarca çözülebilmesi mümkün deðil. Bu nedenle mevcudun takviyesi ve deðiþimi kadar yeni birimler de þart. Örneðin dýþ istihbarat için yeni bir birim gerekiyor, ayrýca istihbarat birimlerinin operasyonel hale gelmesi de acil ihtiyaç.
TSK açýsýndan bakýldýðýnda ise en önemli sorun TSK’nýn hala terörle mücadelenin merkezinde yer almasý ve hala iç güvenlik birimi gibi çalýþmasý. Oysa mücadelenin merkezinde kolluk güçleri (Jandarma ve Polis) veya sadece terörle mücadele için oluþturulmuþ yeni bir birim yer almalý, TSK bu çalýþmalara takviye ve koruma mahiyetinde destek vermelidir. TSK mesaisini daha çok dýþ tehditlere çevirmeli, daha esnek, vuruþ gücü yüksek, uzmanlaþmýþ birimlerle yapýsal dönüþümünü tamamlamalýdýr. Ortadoðu’da yükselen ateþ dikkate alýndýðýnda TSK’nýn enerjisini nispeten verimsiz olacaðý alanlarda tüketmesi olasý savaþlara hazýrlýksýz yakalanmak, hatta diðer ülkelere savaþ cesareti vermeye neden olabilir.
Bu arada Genelkurmay Baþkanlýðý’ndan geçen hafta bir mektup aldým. Analizlerimizden istifa ettiklerini söylüyorlar, ancak yukarýda özetlediðim pek çok eleþtiriye katýlmýyorlar. Fakat mektubun dili son derece nazik ve yapýcýydý. Mektup için teþekkür ediyorum. Ben de çabalarýný takdir ediyorum. Ancak yukarýdaki uyarýlarýmda hala ýsrarcýyým.