
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada, "havada, karada ve denizde destan yazıyoruz" dedi.
Akla hemen CHP Genel Başkan yardımcısı Namık Tan'ın, Mavi Vatan'a "masal" demesi geliyor.
Masal nerede, destan nerede...
Törenle havadan bağımsız tahrik sistemi ve gelişmiş solar yetenekleriyle sessiz derinliklerin milli bekçisi olacak TCG Hızır Reis denizaltısı hizmete verildi.
Yeni tip çıkarma gemisi Ç-159'dur hizmete alındı.
ULAQ silahlı insansız deniz aracı ise dijital dönüşümün, yapay zekâ tabanlı otonom sistemlerin denizlerdeki sembolü...
Her üç deniz platformu da hayırlı olsun.
Sokakta kendilerine mikrofon uzatılan tipik CHP'li seçmenin tembihlenmiş gibi bir lafı var; "Erdoğan ne yaptı ki..." diyorlar.
Marmaray'ın Ekrem İmamoğlu tarafından yapıldığına inanan bu kesimin Erdoğan düşmanlığı ile gözü gerçekten kör olmuş, vicdanı kararmış...
Bunlara Erdoğan'ın yaptığı hizmetleri anlatmanın da bir faydası yok, çünkü dinlemek istemiyorlar.
Onlar dinlemese de milletimiz yapılan hizmetlerin, gerçekleşen büyük eserlerin elbette farkında. Özellikle savurma sanayindeki ilerleme ve başarılar Türkiye Yüzyılı için gerçekten heyecan doğuruyor.
Savunma sektöründeki 3 bin 500'ü aşkın firma, 100 bini aşkın insan kaynağı ile varını yoğunu Türkiye'nin güvenli yarınlarına vakfediyor.
Şu anda, savunma ihracatında Türkiye, dünyanın en büyük 11'inci ülkesi. Son 11 aylık dönemde savunma ve havacılık ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artarak 7 milyar 445 milyon dolara ulaştı.
Bugün, insansız kara, deniz ve hava araçlarından helikopterlere; silah ve mühimmattan füzelere, hava savunma sistemlerinden elektronik harp sistemlerine kadar çok geniş bir yelpazede kendi silah sistemlerini tasarlayıp üretebilen, bu sistemleri Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Körfez'e kadar geniş bir coğrafyada 60'tan fazla ülkeye ihraç edebilen bir Türkiye var.
Türkiye geliştirdiği teknolojilerle 185 ülkeye savunma sanayi ihracatı gerçekleştiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasında dört ay önce sistemler sistemi Çelik Kubbe'yi envantere kattıklarını, geçen ay insansız savaş uçağı Kızılelma'nın dünya havacılık tarihinde bir ilki başardığını hatırlatarak şunu dedi:
"Ana muhalefetin 'balıklar rahatsız oluyor' diyerek testlerimizi eleştirdiği Sinop'ta, Kızılelma'mız jet motorlu bir hedefi görüş ötesi hava-hava füzesiyle vurarak etkisiz hale getirdi. Füzelerden tüfeklere, insansız araçlardan roketlere, deniz toplarından elektronik harp sistemlerine sektörün tamamında büyük bir dinamizm var, üretkenlik var, maşallah heyecan ve gayret var."
Şom ağızlara aldırmamalı.
AK Parti döneminde 23 yıldır yapılan her hizmeti sürekli olarak kötüleyen, yalanlarla algı operasyonları yürüten, TOGG için "İtalya'da yapılıyor, gece Gemlik'e naklediliyor" diyen, milli savaş uçağımızı KAAN'ı kalorifer peteğine benzeten huysuz, hazımsız bir kesim var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan onlar hakkında da konuştu:
"Moralimizi bozmaya çalışanlara lütfen aldırmayın. Cesaretimizi kırmak için uğraşanlara lütfen prim vermeyin. Televizyon ekranlarında, sosyal medyada ve gazete köşelerinde sağa sola karamsarlık aşılayan felâket tellâllarına lütfen kulak asmayın. Biz bugüne kadar ne yaptıysak, unutmayın, bunlara rağmen yaptık."
Bakınız geçtiğimiz 18 Aralık'ta İstanbul'da Teknopark İstanbul HASAT 2025 Etkinliği vardı.
Teknopark İstanbul Genel Müdürü Prof. Dr. Abdurrahman Akyol, HASAT etkinliğinin sadece bir buluşma noktası olmadığını, Türkiye'nin teknoloji ihracatına ve stratejik gücüne katkı sunan somut bir platforma dönüştüğünü belirtti.
17 sektör liderinin ağırlandığı "HASAT 2025"e, 100'e yakın yatırımcı, 200'ün üzerinde AR-GE firması, 450'nin üzerinde girişimci katıldı.
İki günde 1000'in üzerinde yatırımcı, girişimci görüşmesi gerçekleştirildi.
15 üniversiteden 1000'in üzerinde öğrenci ve yeni mezunla birlikte toplamda 2 bin 500'ün üzerinde kayıtlı katılımcıya ulaşıldı.
Gaye; dışa bağımlılığı sıfıra indirerek, teknolojiyi sadece kullanan değil, bizzat üreten ve ihraç eden bir Türkiye'yi inşa etmek...