Ýnsan, cemiyet halinde yaþamaya mecbur olan bir yaratýk olarak halkedilmiþtir, Allah'u Teâlâ tarafýndan.. Bir Yaratýcý'yý kabullenmeyenler, materyalistler, ateistler, Darwinist'ler vs. laikler ise, kendileri dahil, bu mükevvenâtý / varlýklar âlemini tesadüfen, kendi kendine var oluþ þeklinde izah ederler kýsaca.. Yani, mükevvenâtýn her þeyinde ezelî kanunlar olduðunu kabullenirler de, insanýn bu gibi, insan iradesi ötesi kanunlarla sýnýrlandýrýlmasýný kabullenemezler.
Cemiyet halinde yaþamanýn 'olmazsa olmaz'ý; uyulmamasý halinde cezalandýrýlmayý gerektiren belirli bir takým kurallar, kanunlar, yaptýrýmlardýr. Ýnsan cemiyetlerinde bu cemiyet hayatý düzeni, bir takým gruplaþmalarý beraberinde getirir ve bunlarýn daha ileri merhalesi ise, Hükûmet veya Devlet denilen yönetim mekanizmalarýdýr..
Bu mekanizmalarý da, 'zer ve zor/ (altýn ve kaba kuvvet, kýlýç veya diðer tahakküm âletlerinin) sahipleri veya bir takým aile, sülâle, soy-sop, kabile, aþiret, kavim, lisan/dil veya meslek ya da coðrafya veya inanç ve dünya görüþü birliði, sosyal sýnýf, vs. anlayýþlarý ya da, yönetilen halk kitlelerinin ortak rýza veya iradeleri adýna oluþturulmuþ yönetim kadrolarý iþletirler, çalýþtýrýrlar.
Kezâ, bir çok hayvanlar da cemiyet halinde yaþayacak þekilde kodlanarak yaratýlmýþlardýr. Bir arý kovanýndaki, ya da bir karýnca yuvasýndaki düzen veya kursaðýnda getirdiði yemleri yumurtadan yeni çýkmýþ ve aðýzlarý açýk vaziyette yiyecek bekleyen 4-5 yavrusunun aðýzlarýna, -hepsine de âdilâne þekilde- taksim eden anne kuþ'un davranýþý; veya soðuk mevsimler yaklaþýrken, sýcak iklim ve coðrafyalara giden göçmen kuþlarýn onbinlerce km. uzaklara gidip, ayný þekilde sýcaklar baþlarken ayrýldýklarý yuvalarýna dönmeleri.. Veya onbinlerce, yüzbinlerce kuþlardan oluþan kafilelerin gökyüzünde insan aklýnýn alamayacaðý fevkalâde manevralarla ve birbirlerine çarpmadan saatlerce raksetmeleri gibi fevkalâde muhteþem hayat düzeni, biraz idraki olaný düþündürmez ve heyecanlandýrmaz mý?
Hattâ, göklerde, cansýz âlemler olarak deðerlendirilen milyarlarca yýldýzýn ve nice milyonlarca olduðu söylenen güneþ sistemlerinin birbirlerine çarpmadan hareket ediþindeki muazzam nizâm da, ayný þekilde muhteþemdir.
Bu gibi hallerde, fýtrî kanunun dýþýna çýkan, dýþlanýr, sýnýrlandýrýlýr veya tamamen yok olur.
Ýnsan toplumu da böyle..
Her bir insan toplumunda, o toplumun inandýðý veya belirlediði kurallar bütünü vardýr ve o kaidelerin, kanunlarýn dýþýna çýkanlara bedel ödettirilir. O kurallarýn âdilâne olup olmadýðý bir ayrý konudur.. Ve, kendilerine zulüm yapýldýðýný iddia edenlerin olduðu toplumlarda, huzursuzluklar zûhur eder.
Evet, aile de dâhil, bir sosyal düzende, haksýzlýða, zulme uðradýðýna inananlar olursa, o baskýya karþý olanlar ya teslim olurlar, ya pasif mukavemet sergilemek için kenara çekilir ve; ya da, o baský zulüm iddialarýný bertaraf etmek için, keþfettikleri, benimsedikleri veya gözlerine kestirdikleri, her türlü yöntemle mücadeleye giriþirler.
*
10 gün sonra yapýlacak olan seçimlerde, toplumun etrafýnda buluþtuðu yeni bir dönem için daha bir 'ortak rýza' belirlenmeye çalýþýlacak.. Bu konuda da, önceden ilân edilen kural, 'rüþd yaþýna ermiþ ve seçme hakkýna sahip vatandaþlarýn yarýsýndan bir fazlasý'nýn benimsediði ismin, toplumun baþýna geçeceði þeklindedir. Bu da, son derece çetin bir seçim havasýný ortaya çýkarmaktadýr.
Þu veya bu tarafýn görüþünün doðruluðu- yanlýþlýðý herkese göre, deðiþen bir durum..
Ancak burada karþýmýza çýkan tablo, sadece içeriden deðil, dýþarýdan da desteklenen bir ayrýlýkçý ve de silâhlý mücadele odaðýnýn, Muhalefet'i kendi manyetik alanýna çekmiþ olmasýdýr.
Muhalefeti oluþturanlardan bir kýsmý kendilerini kurnazca ve hileli bir þekilde gizleyerek, ve kuzu postuna bürünmüþ sýrtlanlar olarak sosyal hayat sahnesinde gülücüklerle ve de, mâsum bir taleplerle ve amma, açýkça emperyalist odaklarýn yýllardýr söyledikleri planlamalara da uygun þekilde son kozlarýný oynamaya çalýþýyorlar.
Muhalefet'in liderliðini yapan kiþinin, on yýllardýr zâten bilinen, 'mâlûmu ilâm' bir özel durumunu, toplumum büyük kesiminin dýþýnda olan bir 'mezhebî' baðlýlýðýný açýklamasý son derece mânidârdýr. Ve 40 yýllýk mâlûm bir silâhlý mücadele/ terör grubunun ve iç siyaset sahnesindeki baðlýlarýnýn da, o muhalefet liderine alenî destek vermeleri, aslýnda bir alârm iþaretidir.
Bu konuda, Muhalefetteki ikinci liderin, 'ortada bir kumar masasý' olduðu ve 'o masada asla yer almayacaklarýný' söyledikten 3 gün sonra, hangi iç veya dýþ güç odaklarýnýn rüzgârýyla, o 'kumar masasý'na oturtulmasýnýn, çok sýradan bir siyasî geliþme olmadýðý da bir daha hatýrlanmalýdýr.
On yýllardýr, belki yarým asýrdan fazla zamandýr, 'Muhalefet Grubu'nu þekillendiren lider ve dünya görüþüne karþý olduklarýnýn söylemleriyle büyük kitle içinde ayrý bir yerleri olan isimlerin, þimdi, ya þahsî ihtiraslarýnýn zebûnu olmalarý, ya da çok safdilce veya baþka bir etkenle, bütün bu tehlikeli durumu kabullenmiþ gözükmeleri de, büyük kitlenin de, en azýndan karþý taraf kadar, dikkatli ve her geliþmeye karþý teyakkuz halinde bulunmalarýný gerektiriyor.
*
Açýktýr ki, Devlet dediðimiz kavram ve mekanizmada, iktidarýn, hükmetme gücünün, Devletin koyduðu kurallar dýþýna çýkýlarak ve hele de silâhlý mücadele yöntemiyle el deðiþtirmesine göz yumulmasý, o Devlet'in izmihlâli,/ çökmesi demektir. Bu, sadece þu veya bu Devlet için deðil, her Devlet yapýsý ve sistemi için böyledir.
Devlet kavram ve mekanizmasýnýn hâkim olduðu/ hükmettiði / Hükûmet ettiði bir coðrafyada verilen her mücadele, önceden belirlenmiþ olan kurallara göre þekillenmek zorundadýr. Hele de silâh kullanmak yetkisi, Devlet denilen mekanizmanýn iznine baðlýdýr ve bu izin olmaksýzýn 'silâh' kullanan kiþi, grup veya dünya görüþünün baðlýlarý, baþlarýna gelebilecek olan her þeyi, en baþtan göze almak zorundadýr; týpký Devlet'in de o duruma seyirci kalmasý halinde, baþýna nelerin geleceðini en baþtan hesap etmesi gerektiði gibi..
*
NOT: Ýdeolojik ve stratejik sýðlýkla mâlûl mâlûm bir siyasetçi, halkýn Teknofest'e gösterdiði büyük ilgi ve raðbet karþýsýnda rahatsýz olmuþ olmalý ki, tuhaf bir açýklama yaptý, evvelki gün.. Teknofest'in deðil, ülkenin ulaþtýðý ÝHA ve SÝHA gibi yüksek teknolojisinin yýldýz ismi olan Selçuk Bayraktar'a laf attý.. 'Selçuk Bayraktar da, dikkatli olsun, yoksa, Berat Albayrak'ýn âkýbetine uðrar' gibi bir lâf ettiði sýrada, bir çayevindeki yaþlý kiþiler, 'Oðlum sen, 'Selçuk Berat'a baksýn!' , diyeceðine kendi utanç verici haline bak! ' deyiverdiler. 'Berat Albayrak'ýn, özellikle de, Enerji Bakanlýðý'ndaki çalýþmalarýnýn verimli sonuçlarý þimdilerde alýnýyor' diyen uzmanlarýn sözlerini uzun-uzadiye aktarmaya gerek yok, ama, her iki ismin de Tayyib Bey'in damadý olmasý bile, onlarýn suçlanmalarý için yeterli gerekçe.. Halbuki millet, Selçuk Bayraktar'a, onun büyük hizmetinden dolayý ona derin bir sempati besliyor; onun kimin damadý oluþundan dolayý deðil..
Evet, ideolojik ve stratejik sýðlýða mübtelâ olanlarýn sergilediði, utanç verici ve ibretlik bir durum..