Ekrem Dumanlý’nýn, gözaltýndan çýkýnca bir canlý yayýnda þahsýma yönelik ‘ifþaatlarý’ ile ilgili olarak gerekli izahlarým dünkü STAR’da yayýnlandý. Ama yine dün gördük ki mesele Ekrem Bey’in bir anlýk kýzgýnlýkla sarf ettiði ve “Çok ayýp...” diye baþladýðý birkaç cümleden ibaret deðilmiþ. Gýyabýmýzda yargýlanmýþ ve mahkum edilmiþiz. Hatta infaz bile gerçekleþmiþ!
Aslýnda dünkü yazý, bu sevmediðim tarzdaki mecbur býrakýldýðým ilk ve son yazým olacaktý. Ama dün muhatap olduðum saldýrý beni çok þaþýrttý. Meselenin bu kadar basitleþtirileceðini aslâ düþünmezdim; son defa paylaþmadan edemedim.
Aylar önce tamamen ‘duygusal’ sebeplerle uydurulan bir iftira uydudan merkeze taþýnmýþ.
Konu hakkýnda ‘savunma’ mealinde tek kelime sarf etmeyi zül addederim.
Ýhlas Holding arzu ederse, “villa” diye sunulan müstakil evlerin satýþ þartlarýný ve benim banka yoluyla ödediðim taksit kayýtlarýný açýklar. Ayrýca, yandaki kupürde biçtikleri deðer olan 1 milyon lirayý öderlerse ‘villa’yý hemen devredeceðimi buradan ilan ediyorum...
Basit iftiralara tenezzül edecek kadar mý!
Bu saatten sonra artýk, “Yakýn zamana kadar hakkýmdaki düþünceleriniz böyle deðildi, hani medyada en güvenilir birkaç kiþiden biri bendim. Hani nezdinizdeki kredim çok yüksekti” filan demeyeceðim. Çünkü bunlarýn ne kadar samimi ifadeler olduðu bir tarafa, gelinen ‘cinnet’ halinde hiçbir þeyin bir anlamýnýn kalmadýðý da anlaþýlýyor. Bu meyanda, bu seviyeye inen iftiralarý ciddiye alýp kendini savunmaya kalkmanýn da hiçbir anlamý ve gereði olmadýðý anlaþýlýyor.
Benim tespitimi ne kadar ciddiye alacaklarýný bilmiyorum ama bilsinler ki...
Ben ve benim gibilerin vicdanýnda aldýklarý maðlubiyet çok önemlidir...
Çünkü, her gün benzin döküp körükledikleri bu yangýna raðmen hâlâ soðukkanlý kalmaya, (çok gerilerde kalsa da) dostluklara saygý duymaya çalýþanlar bile artýk hedefe konuyorsa bu, iflâsýn ilânýdýr.
Ayrýca bu marifetler, þimdiye kadar farklý kiþi ve kurumlar hakkýnda yürüttükleri kampanyalarýn da ne kadar isabetli olduðunu daha da iyi anlamamýza vesile oluyor!
Bu yapý, bu kadar ucuz yollara baþvurur hale gelmiþse gerçekten, ‘dönemin ABD Büyükelçisi’nin dediði gibi bir ‘imparatorluðun’ çöküþünü izliyoruz galiba...
Vicdanlardaki mahkumiyet çok daha önemli
Devlet içinde oluþturulan paralel yapýnýn kalýntýlarý üzerinden sürdürülen ‘savaþ’ýn ne zaman ve nasýl biteceðini bilemem. Benim bahsettiðim ‘çöküþ’ de bu deðil zaten. Bu yapý, gönüllerde ve vicdanlarda kaybetti ve asýl maðlubiyet de bu zaten. Onun için herkese sorduklarý, “Siz niye bu kadar deðiþtiniz” sorusunun, sorulabilecek en anlamsýz soru olduðunu düþünüyorum ve hâlâ bu soruyu sormayý düþünenlerin önce aynaya bakmalarýný tavsiye ediyorum.
Eðer hesap gününe inanýyorlarsa
Bu arada meselenin manevi boyutu çok daha farklý tabii. Paraleller, sýk sýk müracaat ettikleri ‘manevi sorumluluðu’ ne kadar ciddiye alýyor bilmiyorum. Acaba, önlerine gelene hatýrlattýklarý o “Kul hakký, Allah korkusu” gibi mefhumlarýn kendileri için de geçerli olduðunu hiç düþünüyorlar mý? Meselelerini Mahkeme-i Kübra’ya havale etmeyi seven biri deðilim. Ama bu sefer durum çok farklý...
Ýddianýz doðru ise ben cezamý çekmeye razýyým. Ama iddialarýnýz iftiradan ibaretse siz de cezanýzý çekmeye hazýr olun...
Çünkü size hakkýmý helal etmeyeceðim...