Gerçekten de, bu ne ‘super ilkellik’ böyle!
‘’Küfür’lü konuþan ve yazanlar, nasýl bir ‘alçak’týrlar?’’ baþlýklý, 17 Haziran tarihli yazýmýn bir çok yankýlanmalarý oldu. Almanya- Lübeck’den bir arkadaþ tlf.’da, ‘Âbi, bir radyo yayýnýnda senin yazýn okundu. Bu konuda bilirsin, almanlarýn da aðzý çok bozuktur, ama; türk, kürd, arab, vs. Müslüman halklarýn almanlardan geri kalýr tarafý yok.. Hele de o gibi pis kelimelerle toplum içinde ulu-orta konuþanlarla kendisini ayný dinden olarak göstermekden bile insan azab çekiyor..’ diyordu.
*Bazý okuyucular, bu müstehcen ve küfürlü konuþmalarý duyunca, sadece içlerinden, ‘Çüþþþ..’ gibi sesssiz tepkiler verdiklerini belirttiler.
*Londra’dan Yüksel kardeþimiz de yazýnýn sonundaki soru cümlesinin cevabýný benim nasýl verdiðimi merak ettiðini yazýyordu. Doðrusu, ben de bilmiyorum, o sorunun cevabýný.. Ama, uygulama kabiliyeti olan çareler mutlaka bulunmalýdýr. Gerçi, söylemesini bildikten sonra dünyada söylenemeyecek söz yoktur.
*Bir okuyucu da, ‘internetlerde, haber kanallarýna girildiðinde bile, devamlý ‘iç çamaþýr’ reklâmý adý altýnda sergilenen çýplak görüntülere, baþta kadýn teþekkülleri olmak üzere, (STK) ‘Sivil Toplum Kuruluþlarý’nýn suskun kalmalarýndan þikayet ediyor ve ‘yoksa, insan izzet ve haysiyetinin korunmasý ‘insan haklarý’ kavramýna dâhil deðil mi?’ diye soruyor.
*
*Bu arada, 15 Haziran tarihli ve, ‘Yýkýlmasý gereken, zâlimlerin sadece heykelleri deðil, düzenleri de..’ baþlýklý yazýya gelen bir e-mail mesajýndan da söz etmek istiyorum. Sözkonusu kiþi, o yazýmdaki, ‘Köle tacirinin yýkýlan heykeli, Londra’da deðil, Bristol’deydi..’ (..) ‘Amerika’da ýrk ayrýmýnýn 1965’lerde yasaklandýðýný yazmýþsýn..’ ; ‘Yanlýþ.. 1964..’ vs. gibi çok önrmli ‘hatalarýmý’ iþaretledikten sonra..
Asýl derdini yazýyor ve, ‘Washington'da yapýlan insan hukuku ihlalleri yerine, Ankara'da yapýlan ….tatbikatlarla alakadar ol..’ diyor.
Bu kiþi, Ýngiltere- Glasgow’dan yazdýðýný belirtiyor; eðer doðruysa, ismi de ‘Þahin Lim’ imiþ. Yazýsýnýn sonuna, Hûd Sûresinin, ‘Zâlimlerin yanýnda olmayýn, sonra ateþ sizi de yakar..’ meâlindeki 113. Âyetini de yazdýðýna göre, kendisini Ýslâm’a nisbet eden birisi..
Ama, ‘Ýslâmî edeb’den nasibsiz olduðunu gösteriyor.
Kimi kasd ettiðini, ‘ (…)bir þiir okudu diye 4 ay içeride yattý, biz aðladýk, (…)’ diyerek zýmnen iþaretlediði ve onmilyonlarca Müslümanýn saygý duyduðu ve destek verdiði bir lidere en þerefsizce küfürleri yazýyor; onu ve destekçilerini ‘Allah düþmanlarý’ olarak niteliyor; Pensilvania Þeyhi’nin aðzýyla.. Sonra da, bana yönelip, ‘Sen de, bu kafirlere ‘o…. ‘ yapýyorsun’ diyerek, aðzýný kanalizasyon olarak kullanýyor.
Bu seviyesiz kiþiye þu kadarýný söyleyeyim ki..
Yahudiler, Hz. Îsâ aleyhisselâm’a aðýr hakaretler ettiler.
Hz. Îsâ sustu. Sorduklarýnda, ‘Herkes kendi týynetinin gereðince davranýr. ’ buyurdu.
Ben de bu þerefsizce hakaretleri yazana diyorum ki, ‘ Ýngiltere’deyim..’ diye yazabilirsin.. Ama, -ölümden sonrasý hayata, inansan da inanmasan da-, geçmesi olmayan bir günde hesaplaþacaðýz.
*
Ve, iki vefat yýldönümünün hatýrlattýklarý:
17 Haziran 2 vefatýn yýldönümüydü.
1- DSÝ Gen. Md. olduðu 1957’lerden, Baþbakanlýk ve C. Baþkanlýðý’na kadar Türkiye’nin kaderinde olumlu-olumsuz, hep derin etkisi olan S. Demirel, 5 yýl önce vefat etmiþti. O dönemi baþtan sona yaþamýþ bir kimse olarak, onun sadece 28 Þubat 1997 Askerî Darbesi’nin baþtezgâhlayýcý olduðunu hatýrlatýp; ‘Allah’u Teâlâ’nýn kullarý üzerindeki her türlü tasarrufunda da rahmet vardýr’ demekle yetiniyorum.
2- Mýsýr’da yapýlan ilk serbest seçimlerle Cumhurbaþkaný seçilen ve iktidarýnýn henüz 11. ayýnda, -kendisinin Savunma Bakaný yaptýðý- hain Gen. Sisî eliyle, binlerce Müslüman da katledilerek; emperial güçlerce, iktidardan uzaklaþtýrýlan ve uyduruk mahkeme salonunda can veren yiðit Müslüman lider Muhammed Mursî’ye, (inþaallah) þehadetinin 1. Yýldönümü’nde, Allah’u Teâlâ’dan rahmet niyaz ediyorum.