Gerçekten şekersiz!.  

Tüketici üzerinde yanlış algı yaratıp rafine şeker yerine kullanılan glisemik yükü yüksek hurma ezmesi, hindistancevizi şekeri, elma şurubu gibi malzemelerle hazırlanmış ve adına ‘şekersiz’ denen tariflerden değil bunlar. ‘Gerçekten şekersiz’ denmeyi hak eden, glisemik yükü düşük atıştırmalık isterseniz, bendenizin reçetelerini bundan böyle Sawa’da bulabilirsiniz! 

Nişantaşı’nda ara sokakta, minicik bir dükkan. Sevimli bir kafe. Göz boyamaca, sahte dünyalar yok bu kafede. İsmi SAWA. Sawa’yı hayata geçiren iki kişilik ekipten biri olan Burçak, çok sevdiğim yetenekli bir editördür. ‘Basını bıraktım’ dedi. Bir gün bana geldi hayalini ve açacağı dükkanı anlattı. Arkasından da ‘Senin reçetelerini kahvemle birlikte sunmak istiyorum, izin verir misin?’ diye sordu. 

Tüketici üzerinde yanlış algı yaratan, hurma ezmeleri, elma şurubu gibi malzemelerle hazırlanmış adına şekersiz denen tariflerden hiç hoşlanmadığım için hemen kolları sıvadım. Güzel bir menü yaptık. Şimdi bu reçetelerin tamamı Sawa Kafe’de. Peki neden etrafta bu kadar kafe varken, onlar da işin kolayına kaçmadı? 

Kendinizden biraz bahseder misiniz? Nasıl kesişti yollarınız ve Sawa doğdu? 

Güneş Güneşülke: İnşaat mühendisiyim. Yaklaşık üç yıldır yurtdışı mimari proje danışmanlığı ve dış ticaret faaliyeti gösteren bir şirketim bulunmakta. Yoğun ve stresli bir çalışma temposu ile birlikte, çalışma yerim çok esneklik göstermekte. Bu iş yoğunluğunda tabi ki kahve bağımlısıyım. Son birkaç yıldır vaktimin çoğunu kafelerde geçirdim. Neden kendi kafemde oturup çalışmıyorum düşüncesi ile bu kararı aldım. 

Burçak Şener: Çocukluk hayali benimkisi, bolca dergi giren bir evde büyüdüm. Annem reklamcı, babam eski yönetmen. Haliyle dergicilik ve yazı işleri hep rüya mesleğim oldu. Elele ve İstanbul Life gibi takipçisi olduğum iki derginin yazı işlerinde çalıştım ve Güneş’in de dediği gibi radikal bir kararla geçtiğimiz aylarda dergiciliği ve reklamı bir başka projede birleştirmek için pazarlama eğitimi almaya karar verdim ve yolumu Londra’ya çevirmiştim ki Güneş beni oldukça heyecanlandıran bu teklifle geldi. 

Sawa ismi nereden aklınıza geldi? 

G. G. : Sawa, Doğu Afrika Swahili dilinde “aynen”, “ tamamdır”, “anlaşıldı” gibi anlamlara geliyor. İşim gereği sürekli Doğu Afrika’ya seyahat ediyorum ve isminin de Afrika ile bağlantılı, orijinal olmasını istedik ve Sawa doğdu. 

Son yıllarda sayısı giderek çoğalan kafelerden burayı ayrıştıran neler sizce? 

B. Ş : Menüsünden dekorasyonuna uzunca bir süre kafa yorduk. Mekanın bir mimarı yok, hemen hemen her detay Güneş’in göz zevkiyle tasarlandı. Artık trendler çok hızlı değişiyor ve böyle bir zamanda eğer insanların sıkılmayacağı ve müdavimi olacağı bir mekan yaratmak istiyorsan kendini bir şekilde yenilemen ve insanları heyecanlandırman gerekiyor. Biz de bu mantıkla ilerleyip insanların zamanla yarışmayacağı, barışacağı bir kolektif konsept düşündük. 

Artık insanlar hep farklı yerler istiyor, bu hizmet sektörü için çok yorucu bir çaba değil mi? 

B.Ş.: Bunun için sürekli hareket halinde olman, yenilikler yapman gerek ama kafenin de bir dinginliği olmalı ki gelen huzurla otursun. Hissettirmeden bir şeyler yapmak gerekiyor. Mesela her ay coffee talks’lar düzenliyoruz; meditasyon, yemek, moda gibi farklı konu başlıklarında. Duvarlarımızı Biriz Art Sanat Galeri’sine emanet ettik. 40-50 günlük sürelerle eserleri yeniliyoruz ve satışa sunuyoruz. Tasarımcılarla bir araya gelip bazı günler içeriyi pop up store yapıyoruz. Ve menümüzde ‘gerçekten şekersiz’ başlığı taşıyoruz. 

Gelelim menüye.... Şekersiz fikri nereden çıktı? Neden bana geldin? 

B. Ş : İstanbul Life’ta çalışırken bir sürü mekan gezdim ve gözlem yapma şansım oldu. Son yıllarda gittiğim mekanların menüsünde en çok ilgimi çeken şeylerden birisi de ‘glutensiz’, ‘şekersiz’ gibi sıfatları arkasına alan yiyeceklerdi. Fakat neredeyse hepsinde hurma gibi şekerini aldıkları şeyler var. Biz de menüyü oluştururken menüye şekersiz değil ‘gerçekten şekersiz’ lezzetler eklemek istedik. Bu konuda da beni bilinçlendiren insan sensindir. İdeolojin ve tariflerine duyduğumuz inançla senin kapını çaldık biz de. Ve ne mutlu bize sen de reçetelerini Sawa’ya armağan ettin. Şimdi insanlar Aydan hanımın tarifleri varmış diye geliyorlar. 

Ciddi mi?  

Hatta bak en mutlu olduğum anı söyleyeyim sana. Kafe açılalı daha iki gün olmuştu, bir kadın geldi, ‘’Taa Başakşehir’den geldim instagram’da görüp, Aydan Üstkanat’ın tatlıları varmış burada’’ dedi. Nasıl mutlu olmuştum anlatamam. Bir de Güneş tatlıya çok düşkündür, o hâlâ şaşırıyor nasıl bunlarda şeker yok anlamıyorum diye, gerisini sen düşün (gülüyor). 

MENÜ DE NELER VAR? 

Yulaf unlu ev poğaçası 

Kakaolu fındıklı yaban meyveli şekersiz kek 

Hindistan cevizli, mavi yemişli kek 

Glisemik yükü düşük tuzlu ve tatlılar