Ýki takýmýn da açýk futbolu tercih etmesi futbolu seyir açýsýndan zevkli hale getirdi. Bilerek sert oynayan yok. Müdahaleler topa. Gol atmak için verilen mücadele var. Bunlar yana yana gelince bol gol pozisyonu ortaya çýktý.
Bunun iyi veya kötü olduðu nereden bakýldýðýna göre deðiþir.
Trabzonspor açýsýndan bakarsak, her zamanki gibi Mustafa Akbaþ’ýn bütün iyi niyetine raðmen sol taraf yol geçen haný gibi idi. Pozisyonlarýn çoðuda oradan oldu. Savunma yine kötü. Mehmet Ekici, Özer ve Soner ataklarý yönlendirmeye çaýlýþtý.
Cardozo ilk yarýda nefis vuruþlar yaptý ama kaleci Ertuðrul baþarýlý idi. Maç boyunca skoru deðiþtirmek için iki takýma da bariz fýrsatlar doðdu.
Trabzonspor’un daha istekli, daha dikkatli veya “Eyvah kazanamýyoruz” düþüncesi ile daha telaþlý oynamasý gerekmez mi? Bunlarýn hiç biri ne Trabzonspor’un kulübesindeki teknik direktörün ne de sahadaki futbolcusunda maalesef yok.
Yani, al birini vur ötekine. Maçýn son düdüðü çaldýðýnda bahtýmýza ne çýkarsa diye beklenen bir durum.
Okuyucularýmý kandýracak yazý yazmama hiç gerek yok. Onlar zaten her þeyin farkýndalar. Sonuçta Trabzonspor, kazanmasý gereken bir maçý ikinci yarýda galibiyeti de getirecek pozisyonlarý bulmasýna raðmen berabere bitirdi. 57 puanla sezonu beþinci noktaladý.
***
Þampiyon olacaðýz. Kupayý alacaðýz.
Yukarýdakilere kavuþmak için harcanan 200 trilyon. Hedefleri söyleyen ve parayý harcayan kim ?
Ýbrahim Hacýosmanoðlu.
Hedeflere ulaþýldý mý?
Hayýr.
O zaman baþkan, yarýn basýn toplantýsýnda “Baþarýlý olamadým... Gereðini yapýyorum” demelidir (!)