Gerilim, BDP’ye de, sürece de yaramaz

Çözüm sürecinde önemli bir aktör olarak görülen BDP’nin son dönemde izlediği stratejinin sürecin çok hayrına olduğunu düşünmüyorum. BDP’nin organize ettiği gösteriler süreci destekleyen bir duyarlılık üretmek yerine süreci riske atan bir kırılganlık üretiyor. Gösterilerde boy gösteren ve şiddete alışan gruplar yaptıkları taşkınlıklarla çatışmalara sebep olabiliyorlar. Sürece yönelik bölgede oluşan olumlu hava, BDP’nin gösterileriyle gergin bir atmosfere dönüşmeye başladı.

Süreçte ikinci bir sorun, örgütün illegal faaliyetlerden vazgeçememesi, nüfuz ve otorite tesis etmek için kirli yollara başvurmayı bırakmamasıdır. Çekilme aşamasında olan örgüt, silahlı saldırı dışında tüm illegal eylemlerine devam ederek nüfuzunu korumaya çalışıyor. Süreç var diye illegaliteye müsamaha gösterilemez ve nitekim de gösterilmiyor.

Çoğunluğu Kürt olan bölge insanına yönelik tehdit, şantaj ve baskının devam etmesi BDP’lileri rahatsız etmiyor mu?

Terör örgütünün son dönemdeki ajitasyonlarından birisi de kaçakçılık gelirlerinin kesilmesine karşı halkı organize ederek olay çıkarmasıdır. Sınır bölgesinde organize grupların askere saldırması, taşkınlık yapması rant düzeninin bozulmasına yönelik bir rahatsızlıktır. Uyuşturucu, sınır kaçakçılığı, işadamlarından haraç gibi konular, örgütün menfaat temin ettiği konulardır.

***

Gelelim Lice’deki olaya ve karakol inşaatlarına... PKK aylardır bu konuyu propaganda malzemesine dönüştürmüş durumda. İnsanların karakola saldırıp ateş açması, yakıp yıkması demokratik bir eylem olarak gösterilemez. Herkes biliyor ki, bölgede süreçten önce başlayan karakolların inşaatı devam ediyor ve bu karakolların daha korunaklı hale getirilmesi son derece doğal bir durumdur.

Peki PKK bundan niçin rahatsız? Karakol denilen yer bir saldırı mekanı mıdır?

Karakollar bölgedeki asayişi ve güvenliği temin amacıyla yapılan yerlerdir. Bu alanlarda otorite kurmak isteyen PKK, devletin buradaki varlığından rahatsızlık duyuyor. Ayrıca karakol saldırı değil savunma noktalarıdır. “Bu binaları korunaklı hale getirmeyin” demek, “ben saldırınca zayiat verdirebileyem” demektir. Terör eylemlerinden vazgeçen bir örgüt daha korunaklı karakollardan niçin rahatsız olur?

Örgütün bu süreçte alerji üretmeye çalıştığı bir konu da devam eden baraj projeleridir. Buna karşıtlık da kesinlikle çevrecilikle falan ilgili değildir. Örgüt barajları, bölgede rahat hareket edebilmesinin önünde fiziki bir engel olarak görüyor. Peki örgüt bölgede at oynatıp saldırı yapmayı düşünmüyorsa niçin bunu problem ediyor?

Karakol ve baraj itirazları, çözüm öncesi sürecin konseptiyle değerlendirilen konulardır. Yani ancak savaşmak isteyenler bunları problem yaparlar. Süreç sebebiyle bunların durması gerektiğinin söylenmesi anlamsızdır. Çözüme inanan insanların bunları problem olarak algılamaması gerekir.

***

Çözüm sürecinde PKK’nın meşruiyet kazanması sözkonusu değildir, ancak BDP bu süreci iyi kullanabilirse hem siyasi, hem hukuki meşruiyetini daha da geliştirebilir. Çözümün yolu genel siyasi iklimin yumuşamasından ve genel Türkiye algısının idare edilmesinden geçiyorsa, BDP’nin de buna uygun hareket etmesi gerekir.

Buradaki performansı, BDP’ye yeni fırsatlar sunabilir, yeni açılımlar sağlayabilir.  Diğer kesimlere ve sol yapılara açılmayı vurgulayan bazı BDP’lilerin Gezi olayları çerçevesinde partiyi yanlış yola sokması kendileri açısından büyük kayıp olmuştur.

Marjinal sol örgütlerle aşılanma, BDP’yi büyütecek bir etki yapmaz aksine marjinal alana daha da sıkıştırır. Gezi ve Lice olayları BDP’yi daha büyük kazanım sağlayacağı yeni alana değil, eski konsepte sürükleme istidadı taşımaktadır. BDP, kendisini eski rolüne mahkum etmeye çalışanlara fırsat vermemeli.