Gerilim karþýsýnda...

Acaba iktidarýn bir gerilim stratejisi var mý? Yani iktidar, en azýndan yüzde 50’lik bir tabaný bir arada tutmak, tahkim etmek için, karþýtlýklar üzerine yoðunlaþýp onu sandýða taþýmak gibi bir hesabýn içinde mi? 

Bazý analizlerde Baþbakan’ýn tavýrlarýndan - söylemlerinden yola çýkarak bu görüþün öne çýktýðý gözleniyor.

Ýlginç olan þu ki, bu iddia, bir yandan iktidarýn stratejisi olarak gösterilirken, bir baþka yandan da, “ülkenin yönetilemez ülke haline geldiði” temasýyla, muhalefetin iktidarý yýpratma söylemi haline geliyor.

Burada ilk sorulacak soru þu:

- Acaba Baþbakan’ýn söz konusu tavýrlarý - söylemleri bilinçli bir tercihin yansýmasý mý, spontan bir tepkiselliðin sonucu mu? 

Þöyle düþünüyorum:

Siyasi partiler zaman zaman tabanýn konsolidasyonu için hatlarýn keskinleþmesi stratejisi uygulayabilirler. Ama iktidar iseniz, hele uzun süre iktidarda kalma potansiyeline sahipseniz, muhalefetin hem çok parçalý hem de her birinin iktidar adayý potansiyeli taþýmadýðýný görüyorsanýz, size lazým olan gerilimleri düþürmektir.

Bana göre Ak Parti iktidarlarý tam da böyle bir durumdadýr. Onun için de, Ak Parti iktidarlarý Türkiye’nin en kadim sancýlarýndan birisi olan “Kürt sorunu”nu çözme iradesini sergilemiþtir. Burada Ak Parti’nin en önemli avantajýnýn “Kürtler nezdinde bir karþýlýk” bulunmasý olduðu muhakkaktýr. Ak Parti, içerde - dýþarda Kürtler üzerinden Türkiye’nin istikrarsýzlaþtýrmasýnýn önünü kesmiþtir.

Benzeri bir gerilimin Aleviler üzerinden yapýlmaya çalýþýldýðý ve Ak Parti’nin o alanda Kürtler alanýnda olduðu kadar avantajlý bulunmadýðý açýktýr. Ak Parti, ne Alevilik alanýnda bir sorun olduðunu görmezden gelebilir, ne de Ak Parti’nin karþýlýðýnýn bulunmadýðý dezavantajýný görmezden gelebilir. Kürtler üzerinde nasýl içerde - dýþarda oyunlar kuruldu ise, Aleviler üzerinde de içerde - dýþarda oyunlar kurulacaðýný beklemek, gerçekçiliðin gereði olacaktýr.

Þu anda Alevilik üzerinden gerilim besleniyor. Geçmiþte, Gezi olaylarý ile, sonra Gezi olaylarýndaki “Alevi ölümleri” ile ve bir süredir Okmeydaný, Gülsuyu, Gazi, Sancaktepe gibi Alevi yoðunluklu semtler üzerindeki operasyonlarla mesele kaþýnýyor.

Olay, asayiþten öte bir olay. Asayiþ olayý gibi bakýlýp üzerine polisiye yöntemlerle gidildiðinde, ortaya çýkan ölümler, yarayý daha kanamalý hale getiriyor. Ýktidarla Alevi toplumunun iletiþim kanallarýný kapatýyor. 

Terör tabii ki var.

Alevilerle terör arasýnda içiçelik stratejisi kim tarafýndan projelendiriyorsa, maalesef devreye sokulabiliyor ve yöneticiler (iktidar dahil) bunu ayrýþtýrmakta baþarýlý olamýyor. 

Þöyle bir soru:

Ýktidar Gezi gibi, Okmeydaný gibi olaylarýn olmasýný ister mi?

Ýstemesi akýl dýþý olur.

Yani oradan beslenecek ve diyelim Sünni - Alevi kamplaþmasýna yol aça
cak bir sürecin geliþmesini istemek, asla rasyonel bir hesapla baðdaþmaz.

Burada gerilim stratejisine iktidar nezdinde prim veren varsa, bir önemli 
tespiti onlarla paylaþmak isterim:

Sünni kesim, muhafazakar dünya, dindarlar, þu anda, -bana göre eskiden beri de- gerilimin týrmanmasýndan son derece rahatsýzdýr. Cumhurbaþkanlýðý seçiminin de bu gerilim atmosferinde yapýlacak olmasý, tedirginliðe yol açmaktadýr. Tayyip Bey, Cumhurbaþkaný olacaksa, bunun gerilimler içinden geçerek varýlmasýný deðil, toplumsal uzlaþmanýn en geniþ boyutu içinde gerçekleþmesini arzulamaktadýr.

Ak Parti tabaný içinde gerilimin yükselmesine göre kanaati netleþecek olanlarýn yüzdesinin çok büyük olduðunu düþünmüyorum.

Bana, bulunduðum birçok ortamda, gerilimin düþürülmesi yönünde uyarýlar yapýlmasý talebinin geldiðini belirtmeliyim.

Ak Parti, “Kürt sorunu” denen hadiseyi, büyük bir akýl ve saðduyu ile, bir “Kardeþlik projesi”ne dönüþtürmeyi -hadi önemli ölçüde diyeyim- baþarmýþtýr. Burada edindiði tecrübeyi, çok daha büyük akýlla Alevilik alanýnda da göstermelidir.

Alevi camiasýnda þu anda, terörün bedelini ödemek istemeyen ve Aleviliðin içerde - dýþarda bir takým kötü niyetli odaklar tarafýndan çalýnmasýna isyan eden son derece saðduyulu sesler yükseliyor. Hükümet bunu deðerlendirmeli.

Ve ölenler için duygudaþlýðý daha çok öne çýkaran bir dil kullanýlmalý. Bu, Alevi camiasýndaki saðduyulu seslerin boþluða düþmemesi için de hayati önem taþýyor.