Gerilimli günler geride kalýyor

Baþbakan Erdoðan’ýn 30 Eylül’de açýkladýðý demokrasi eylem planý, Cumhurbaþkaný Gül’ün Meclis’in açýlýþýnda yaptýðý kucaklayýcý konuþma siyasi ve toplumsal muhalefetin gerilim taleplerine raðmen krizli günlerin geride kalmaya baþlayacaðýna iþaret ediyor.

Demokrasi eylem planý her ne kadar muhataplarýnca beklentilerini karþýlamadýðý için yetersiz bulunarak eleþtirildiyse de, demokrasiye olan inancý güçlendirdi. Daha sonra gerek Baþbakan, gerekse yapýlacak reformlarýn sorumlusu olan bakanlar tarafýndan yapýlan açýklamalar da bu inancý pekiþtirdi.

Bundan sonra Taksim’den Tahrir çýkartmaya çalýþmak çok daha zor olacak. Eðer iktidar partisi üslubunu yumuþatýrsa, Baþbakan Erdoðan iki gün önce bir televizyon kanalýnda söylediðini yaparsa, muhalefetin sertlik taleplerini cevapsýz býrakýrsa, 30 Eylül rüzgarlarý Türkiye’yi ciddi bir þekilde rahatlatýr.

***

Yanlýþ anlaþýlmasýn, ben 30 Eylül’de tarihin sonu geldi, bundan sonra hiçbir gerilim olmayacak, kimse sokaklara çýkmayacak, kimse iktidarý eleþtirmeyecek demek istemiyorum. Hükümetin icraatlarýný protesto edenler tabii ki olacak, ancak bu protestolar bir rejim sorunu haline dönüþmeyecek.

Çünkü Türkiye’nin gündeminde artýk pozitif bir ajanda var. Daha fazla demokratikleþmeyi, vatandaþlarýna daha çok hak tanýmayý konuþuyor. Tanýnan haklarý fazla bulanlarýn sesi giderek kýsýlýyor. CHP lideri bile bu kadarý yetmez diyor. Aleviler, Rumlar, Kürtler ve hemen herkes giderek özgürleþiyor.

Açýklanan paket tartýþýldýkça içeriði daha çok dolmaya, göründüðünün ötesinde haklar getirdiðinin anlaþýlmasýna yol açýyor. Kürtçe konusunda Baþbakan Erdoðan’ýn verdiði Galatasaray ve Ýstanbul Lisesi örnekleri tartýþmalarýn niteliðini etkileme potansiyeli taþýyor.

Yeni haklar talep ediliyor. Ýfade özgürlüðünün önündeki engellerden söz ediliyor. Ruhban Okulu’nun neden açýlmadýðý soruluyor. Alevi dedelerine maaþ meselesi gündeme getiriliyor. Ýktidar, yani bu haklarý verebilecek siyasi güce sahip partiyse, bundan fazlasýný vermem demiyor.

Toplumun genelinin hazmetme kapasitesini zorlamadan, bir hak verirken diðerinin hakkýný ihlal etmeden çözüm bulmaya çalýþtýðýný söylüyor. Ýktidar partisi de siyasi tartýþmanýn içinde deðiþiyor. Muhalefetin zaman zaman rasyonalite sýnýrlarýný zorlayan eleþtirileri onlarý demokratik anlamda olgunlaþtýrýyor.

AB sürecinin önündeki engeller de kalkmaya baþlýyor. Türkiye’nin kendisi için yaptýðý reform dýþarýda da ilgiyle izleniyor. Ayrýca Kýbrýs konusunda New York’ta varýlan mutabakat hýzla GKRY ile Türkiye’nin arasýndaki buzlarýn erimesine neden oluyor. Yakýnda müzakere baþlýklarýna konan ambargo kalkarsa hiç þaþýrmayýn.

***

AK Parti yeniden bindiði bisikletin pedallarýný çevirmeye, Türkiye tekrar ilerlemeye, ufka bakarak sendelemeden yürümeye baþladý. Reformlar devam ettiði, yapýlanlar AB üyeliði kriterleri ile iliþkilendirildiði, siyaset mukayese ve uluslararasý normlar üstünden götürüldüðü sürece rejim tartýþmasý yaþanmaz.

Geçtiðimiz hafta iktidar için de, Türkiye için de hayati önemdeydi. Reform süreci iyi yönetildi, açýklanan paketin son olmadýðý söylendi. Seçim sistemi gibi hayati bir konuda dayatmadan kaçýnýldý. Yapýlan açýklamalarla paketin için doldurulmaya baþlandý. Hepsinden önemlisi de paketin fazla olduðuna iliþkin reaksiyonlara çok prim verilmedi.

Bundan sonra diðer eksiklerin giderilmesi, mütekabiliyet yapmýyoruz denilerek yapýlan mütekabiliyet zihniyetinden kurtulunmasý, Rumlarýn da Türkiye Cumhuriyeti’nin birer vatandaþý olduðunun görülmesi gerekiyor. Cami ve Batý Trakya’daki Türklerin haklarýyla kendi vatandaþlarýmýzýn haklarýný karþýlaþtýramayýz.

Yunanistan kendi vatandaþlarýna haksýzlýk yapýyorsa o hakký aramanýn yolu bizim kendi vatandaþlarýmýza haksýzlýk yapmamýz olamaz. Eðer Heybeliada Ruhban Okulu gerçekten bir çýrpýda açýlabiliyorsa, bir çýrpýda açýlmalýdýr. Türkiye’nin bu ayýbý daha fazla taþýmasý gereksizidir. Yeni Türkiye eski Türkiye’nin bu konudaki alýþkanlýðýndan da kurtulmalýdýr.