Osman Kavala tartýþmalarý meselenin hukuki boyutunu tartýþmanýn ötesine geçti ve Gezi olaylarýný temize çýkarma çabasýna dönüþtü.
Özellikle CHP, Kavala dosyasý üzerinden Gezi'yi aklamaya ve Geziye sahip çýkmaya çalýþýyor.
CHP Genel baþkanýnýn "Gezi biziz!" söylemi, Kavala dosyasýnýn hukuki boyutundan ziyade yýkma, tahrip etme kundaklama ve terör eylemlerine destek anlamý içerir!
Zira, masum bir çevre eylemi olarak baþlayan olaylar bilahare emperyalist güçlerin müdahalesiyle 79 ile yayýlan hükümete karþý bir kalkýþmaya dönüþmüþtür!
Emperyalist güçler benzer eylemleri sadece Türkiye'de organize etmediler.
Bölgenin iki büyük devleti olan Mýsýr ve Türkiye'de halkýn iradesiyle iþ baþýna gelen hükümetler emperyalist güçlerin çýkarlarýný öncelemiyorlardý.
Kendi ülkelerinin ve bölgenin çýkarlarýný tercih ediyorlardý.
Bu tutumlarýyla emperyal güçleri rahatsýz ettikleri gibi Filistin sorununda da çözüm üretecek bir güce sahiptiler.
Emperyal güçler bu gücü ortadan kaldýrmak için Türkiye'de ve Mýsýr'da ayný süreçte harekete geçtiler ve milyonlarý sokaklara döktüler.
Mýsýr tarihinin serbest seçimlerle seçilmiþ ilk cumhurbaþkaný Muhammed Mursi'ye karþý muhalefet cephesi sokaklara döküldü.
Sonuç olarak ordu, Kýptýler, laikler, selefiler, dini otorite olan Ezher bir araya geldi ve 3 Temmuz 2013'te Mursi'ye darbe yaptýlar, emellerine ulaþtýlar.
Ayný hamleyi Türkiye'de de Gezi olaylarýný kullanarak yapmak istediler.
Masum bir çevre olayýna terör örgütleri dâhil muhalefetin hemen hemen tamamý destek vererek, Baþkan Erdoðan'ý devirmek istediler.
Hedef Erdoðan'ýn þahsýnda baðýmsýz Türkiye'yi emperyalist güçlere boyun eðen bir Türkiye yapmaktý.
Hatýrlayýn sözcüleri, üçüncü köprü, Ýstanbul havaalaný ve HES gibi projelerin iptalini istiyorlardý!
Mesele aðaç deðildi!
Mýsýr'da baþardýlar ama Türkiye'de Erdoðan'ýn dik duruþuyla emellerine ulaþamadýlar.
28 Mayýs-16 Haziran 2013 arasýnda 79 ilde yaþanan protesto eylemleri öyle CHP'nin iddia ettiði gibi demokratik protesto eylemleri deðildi.
Ýçiþleri Bakanlýðý'nýn valiliklerden gelen bilgilere göre hazýrlanan hasar tespit raporunda ise 58 kamu binasý, 68 MOBESE kamerasý ve 337 iþyerinin tahrip edildiði; 90 belediye otobüsü, 214 özel araç, 240 polis aracý ve 45 ambulansýn kullanýlamaz hale geldiði anlaþýldý.
Eylemlerde, biri CHP binasý olmak üzere 14 parti binasýnýn zarar gördüðü, toplam zararýn ise 140 milyon lira olduðu belirlendi. (Bu zararýn yaklaþýk yüzde 90'ýnýn Ýstanbul, Ankara, Adana, Ýzmir, Antalya, Artvin, Bursa, Edirne, Eskiþehir, Hatay, Kocaeli, Mersin, Samsun, Kayseri, Manisa ve Tunceli'de yaþanan olaylarda gerçekleþtiði tespit edildi.)
Dönemin Maliye Bakaný Mehmet Þimþek Gezi olaylarýnýn ekonomiye 1,4 milyar dolar zarar verdiðini açýkladý.
Borsa düþtü, dolar faiz yükseldi. Yýllýk enflasyon 6.3 iken 3 ayda 8.8 e çýktý.
Merkez Bankasý verilerine göre olaylardan 1 ay sonra 7 milyar dolar civarýnda yabancý yatýrýmcýlar çekildi.
Emperyalist güçler Gezi'de baþaramadýklarýný 17-25 Aralýk darbe giriþimiyle telafi etmek istediler orada da baþaramadýlar.
Bu arada Türkiye'nin kaybý100 milyar dolarý geçti.
Ve muhalefet, ülkeye bu denli zarar veren yakan yýkan tahrip eden kundaklayan olaylarýn arkasýndaki ismin masum olduðunu savunuyor ve ona destek veriyor!
Kavala dosyasýnýn hukuki boyutunu hukukçular tartýþabilirler. Ceza çok diyebilirler, tahliyesini isteyebilirler ki zaten tartýþýyorlar ve tahliyesini de açýkça istiyorlar.
Tamam ama bu dosya üzerinden Gezi kalkýþmasýný temize çýkarmak oynanan büyük oyunu görememek demektir.
Bu dosya üzerinden Gezi'ye sahip çýkmanýn adý da siyasi muhalefet deðildir.
Bu düpedüz kalkýþma eylemlerine destek vermektir!
Þubat 2012, MÝT baþkaný üzerinden, Mayýs 2013 Gezi olaylarý üzerinden, 17-25 Aralýk 2013 yargý içindeki satýlmýþlar üzerinden, 15 Temmuz 2016 ordu içindeki hainler üzerinden yürütülen operasyonlarýn hepsi ayný darbe senaryosunun parçalarýdýr.
Kim ki bu hamleleri savunuyorsa bu giriþimlere destek veriyor demektir!
Bu ülkeye deðil bu millete deðil, emperyalistlere hizmet ediyor demektir!