Gezi nerede kaybetti?

Bu yazýyý, herkesin Gezi Parký olaylarýnýn yýldönümü nedeniyle Taksim Parký’na çaðrýldýðý gün yazýyorum, 31 Mayýs günü ne yaþanýrsa yaþansýn deðiþtirmeye de niyetim yok. Çünkü, toplumsal olaylarýn romantik yönlerinden çok, gerçekleriyle ilgiliyim, insanlarý bireysel hayallerin peþinde deðil, siyasetin kavramlarýyla bilgilendirmek gerekiyor. 

Bazý meslektaþlar, Gezi Parký’na bu olaylarda kaybettiðimiz gençlerin anýsýna heykel dikilmesini düþünebilirler, düþünsünler, desteklerim, çünkü, geleceðin genç kuþaklarýna, ‘68 kuþaðý romantizmi ile 21.nci yüzyýl gençlerini sokak çatýþmalarýna süren kaþalotlarý hatýrlatacak bir anýta ihtiyacýmýz var.

Ýþin aslý nedir?..

Türk siyaset tarihine “Gezi Parký olaylarý” olarak geçen geliþme, kent orta tabakasýnýn sosyal+siyasal deðiþimler karþýsýnda yaþadýðý rahatsýzlýklarýn patlamasýdýr. Doðal bir geliþmedir, bütün deðiþim toplumlarýnda bu tür “sosyal grizu” vakalarý yaþanýr, sistem mesajý alýr, kendini yeniler, devamýnda her þey normale döner.

Kent orta tabakasý örgütlü bir güç deðildir, siyasi tekilliði yoktur, tepkicidir, ayný zamanda statükodan yanadýr, sanayi burjuvazisi ile emek kesiminin siyasette  sergilediði kararlýlýktan uzaktýr. Gezi Parký’nda olduðu gibi, siyaseti ve toplumu etkiler, herhangi bir kalýcý deðiþime yol açmadan, çekilir. Yani, kent orta tabakasýyla “devrim” yaratamazsýnýz, çünkü siyasi kararlýlýðý bir noktada toplamanýz olanaksýzdýr.

Erdoðan’ýn tek tavizi...

Baþbakan Erdoðan, 12 yýllýk siyasi iktidarýnýn tek belirgin tavizini, Gezi Parký olaylarý sýrasýnda verdi, fakat, kent orta tabakasýnýn romantik öykülerini masaya getiren STK temsilcileri bunu görmedi, ýskaladýlar.

Erdoðan’ýn, olaylarýn týrmandýðý bir sýrada STK liderleri ve kanaat önderlerini Dolmabahçe’de toplayýp saatlerce görüþmesi, aslýnda, siyaseti iyi okuyan bir beyin açýsýndan tavizin baþlangýcýydý...

Baþbakan, “vandalizm” ile suçladýðý, “dýþ odaklarýn maþasý” olarak gördüðü bir eylemin önderlerini bir masa etrafýnda muhatap alýyordu. Bu davranýþ, siyaset biliminde “taviz” olarak deðerlendirilir.

Asýl nerede kaybettiler?..

Baþbakan bununla da yetinmedi. Toplantýda, Taksim’le ilgili mahkeme kararlarý ne olursa olsun konuyu “referanduma” taþýmayý da önerdi. Bu, Erdoðan’ýn muhataplarýna belki de siyasi yaþamýnda verebileceði en güzel gol pasýydý. Konunun referanduma götürülmesi, olayýn sosyal boyutunun siyasetin kulvarýna rotalanmasýný, Gezi Parký’nda oluþan muhalif tepkinin siyaset zemininde yeniden þekillenmesine yol açacaktý.

Bana göre, Erdoðan“referandum” teklifi ile “Rus ruleti” oynadý, siyasi kariyerinin en yüksek riskini aldý.

Gezi Parký eylemcileri adýna Baþbakan’la buluþan “önderler”(!), belki de Türk siyasi yaþamýnýn yeniden þekillenmesine yol açabilecek bu teklifi önemsemediler!..

Çünkü, bütün kent orta tabaka hareketlerinde olduðu gibi kendi aralarýnda birlik yoktu, siyasete deðil, hayalini kurduklarý “devrim”e odaklanmýþlardý.

Eylemi durdurabilir, ülkenin yaþadýðý kaos ortamýný sonlandýrabilir, “referandum” önerisini kabul ederek, Erdoðan’ý siyaset yaþamýnýn en büyük meydan okumasýyla karþý karþýya býrakabilirlerdi.

Yapmadýlar. Yeni havalimanýndan, 3’ncü Köprü’ye kadar uzanan  bir sürü saçma taleple siyaseti sokaktan yöneteceklerini sandýlar.

Murat Karayýlan gördü...

Sezar’ýn hakkýný Sezar’a vermek gerekiyor. Gezi Parký “önderleri”nin Dolmabahçe’deki o salonda göremediðini Kandil’den Murat Karayýlan gördü. Ne de olsa, direniþ kültürüyle siyaseti birleþtiren bir beyin kimyasýna sahip. 19 Haziran 2013 tarihli açýklamasýnda olayý Erdoðan üzerinden þöyle deðerlendirdi: Geç de olsa ciddiyeti kavradý; çeþitli görüþmeler yaptý, bazý tavizler verdi. Örneðin Gezi Parký’nda yargýnýn kararýnýn bekleneceði, yargýnýn kararý olumsuz olsa bile bunu referanduma götüreceðini belirtti. Ayný zamanda Taksim Dayanýþmasý ve bir takým sanatçýlardan oluþan kesimlerle görüþmeler yapýldý. Aslýnda bu bir tavizdi. 

Sen, Karayýlan’ýn Kandil’den gördüðünü görememiþsin, “sürekli eylemle” hükümet düþüreceðini sanmýþsýn, sonra her þey olacaðýna varmýþ, þimdi “Gezi Parký nostalji ruhu”nun peþinde koþuyorsun.

Ya siyaseti bilmiyorsun, ya idrak sorunun var, ya da gencecik çocuklarýn delikanlý öfkesinden nemalanmaya çalýþýyorsun.

Yazýk...