Gezi Parký olaylarýnda bazý iþadamlarýnýn, bankacýlarýn, sanatçýlarýn, medya patronlarýnýn ve bazý spor klüplerinin hükümet-karþýtý tutumu toplumu ve hükümeti çok þaþýrttý. Þaþýrmak, bir olayýn size sürpriz olmasýna, yani bir durumdan gafil olmaya iþaret eder. Böylesine hayati ve böylesine yaygýn bir durumdan haberdar olmamak ise olaylarý deðerlendirmede çok vahim hatalarýn kanýttýr.
Olaylar Hükümeti ve toplumun ezici bir çoðunluðunu öylesine þaþýrttý ki sosyal medyada “herkes rengini ortaya koydu”, “saklandýklarý yerlerden çýktýlar” türünden mesajlar okuduk. Bundan sonra her þeyin farklý olacaðýný iddia edenler dahi çýktý. Oysa her þey zaten ortadaydý. Herkesin rengi zaten belliydi. Buna raðmen 11 yýlýn ardýndan hâlâ kimileri birilerini þaþýrtabiliyorsa, bunlarýn gerçek yüzü sadece Taksim Olaylarý gibi kalkýþmalarda anlaþýlabiliyorsa durum gerçekten çok vahim demektir.
Medya
Kendisine ‘merkez’ diyen, ama aslýnda Türkiye’nin en tarafgir, en fanatik medyasý olan bazý gazete ve televizyonlar olaylarda taraflý olmak bir yana, haber yaparken taþ atan göstericiler gibi davrandýlar. Hâlâ da öyle davranýyorlar... Türkiye’yi dýþ dünyaya þikâyet ediyorlar, içeride ise mezhep ayrýlýklarý gibi son derece tehlikeli konularda halký kýþkýrtacak haberleri adeta seçerek veriyorlar. Bu gazetelerin sahipleri ve bazý yazarlarý 2002’den sonra da böyle bir tavrý benimsemiþlerdi. Ancak 2011 seçimlerinden hemen önce mertçe bükemeyecekleri bileði hile ile bükmenin planlarýný yaptýlar.
Kimi umreye gitti, kimi karýsýný gönderdi. Hükümete saðdan yaklaþmanýn yollarýný aradýlar, haklarýndaki þaþkýnlýða bakýldýðýnda belli ki planlarýnda belli bir baþarý da saðladýlar. Üzücü olan Türkiye deðiþmiþ olmasýna raðmen medyanýn hâlâ büyük oranda 28 Þubat dönemi aktörleriyle kalmýþ olmasýdýr. Bir iki makyaj isim dýþýnda medya eski medyadýr.
Ýþ dünyasý
Anadolu sermayesindeki yükseliþe raðmen ülkenin büyük iþleri yine eski ‘þiþman kediler’e gitmektedir. Daha çok paradan para kazanan ve spekülatif iþleri götüren bu kiþiler Taksim olaylarýna maddi-manevi büyük destek verdiler. Ýþi “ben de çapulcuyum” diyecek kadar ileri götürenler bile oldu.
Spor dünyasý
Spor dünyasýndan gelen hükümet karþýtý tepkide de þaþýlacak bir þey yoktu. Ergenekoncu yapýlanma ile karapara aklama mekanizmalarý iþbirliði içinde stadyumlarda son 10 yýldýr çalýþýyor. Sahalarý siyasi hedefleri doðrultusunda yönlendirmeye çalýþan bu gruplarýn hareketleri devlet için sürpriz ise sorun büyük ve baþka demektir. Bu alanda devlet en büyük hatayý þike düzenlemelerinde geri adým atarak yapmýþtýr. Taksim olaylarýnda bu hatalar geri tepmiþtir. Hatta bir klüp yöneticisi iþi olaylarý finanse edecek, aleyhte neþriyat yapacak ve gösterileri perde gerisinden yönetecek kadar ileri götürmüþtür. Taksim’de kan davalý takýmlarýn taraftarlarýný hükümet-karþýlýðýnda birleþtiren iþte bu çabalardýr ve bunda sýr olan hiçbir yön yoktur.
Özetle, Türkiye’de siyaset yeniden yapýlanmýþ, halkýn iradesi üzerindeki vesayet önemli oranda kalkmýþtýr. Ancak konuþan Türkiye’de halkýn temsili % 10 bile deðildir. Sanat, spor ve iþ dünyasýna hâlâ eski Türkiye hâkimdir. Bu ise Yeni Türkiye’nin muktedirlerinin hatasýdýr. Eðer son olaylardan kurtulmak için eski aktörlerle yeniden anlaþma yoluna gidilir ve yapýsal dönüþüm bu alanlara taþýnamaz ise yeni Taksimleri, yeni 27 Mayýslarý vs. beklemek gerekir. Çünkü eski aktörlerle yapýlabilecek olan sadece çýkar anlaþmalarýdýr ve bu aktörler çýkarlarýný baþka yerde gördükleri an anlaþmayý bozarlar.